Aradan 8 yıl geçer...
Hasan Bey karısı , Zümrüt Hanım'ın ölümünden hep kızı Suyu sorumlu tutuyordu. Su hasta olmasaydı, Zümrüt Hanım o evde olmayacaktı belki de şimdi yaşıyor olacaktı. Bu yüzden Hasan Bey kızı Sudan nefret ediyordu. Karısının ölümünden 8 yıl geçmiş olsa bile, suya karşı nefreti halen ilk günkü gibi tazeydi. Suyu görmeye tahammül bile edemiyordu. Hasan Bey karısı Zümrüt Hanım'ı çok severdi. Karısının ölümünden sonra dünyası başına yıkılmıştı. Sadece Hasan Bey'in değil bütün demirhanoğlu ailesinin dünyası başına yıkılmıştı. Zümrüt Hanım'ın ölümü aileyi çok etkilemişti. Zümrüt Hanım aile tarafından çok sevilirdi. Çünkü, Zümrüt Hanım çok iyi niyetliydi ve yardımseverdi. Büyüklerini sayar küçüklerini hep severdi. Kimsenin dedikodusunu yapmaz, kimsenin kalbini kırmazdı. Ve o kadar güzeldi ki bir bakan tekrar dönüp bakıyordu. Yemyeşil gözleri, uzun kumral saçları, beyaz tenli, Güler yüzlü dünyalar güzeli bir kadındı. O yüzden Zümrüt Hanım'ın ölümü Demirhanoğlu ailesini çok sarsmıştı.
Ama en çok Su sarsılmıştı. Annesine olan özlemi suyu perişan etmişti. Sürekli annesinin fotoğraflarına bakıp ağlıyordu. Geceleri uykusunda hep annesini sayıklıyordu. Suyun hayatı O geceden beri kabus olmuştu. Su, annesinin ölümünden sonra babasından destek beklerken babası suya düşman olmuştu. Hasan Bey, Suya evi dar ediyordu. Sürekli bağırıp, çağırıp ve şiddet uyguluyordu. Asla suyu artık aile sofralarında oturdurmazdı. Bu duruma kim karşı gelse Hasan Bey çok sert tepki gösterirdi. O yüzden kimse sesini çıkarmıyordu.
Saatler 7:00 gösteriyordu. Su okula gitmek için uyandı. Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra okul üniformasını giydi. Sonra komodinin üstünde ki çerçeveyi eline aldı. Derin bir iç çekti. Çerçevede annesiyle çekilmiş fotoğrafı vardı.
Fotoğrafı eline alıp, derin bir nefes aldı. Ve gözleri doldu. "Annem seni çok özledim sensizlik çok zor."
Ve gözünden bir damla yaş fotoğrafın üstüne düştü. sonra Su göz yaşını sildi. ve annesinin fotoğrafını öptü.
"Anneciğim sana söz verdiğim gibi okuyup doktor olacağım, herkese yardım edeceğim."
Annesinin fotoğrafını komodinin üstüne koyup dolaptan çantasını aldı. Ve kapıya doğru yürümeye başladı. Kapıyı açtığı gibi babası Hasan Bey'i karşısında gördü. Babasını görür görmez korkudan tir tir titremeye başladı. Babası kaşlarını çatıp çok kötü bir şekilde suya bakıyordu. Sanki şimdi suyun canını alacakmış gibi bakıyordu.
Hasan Bey, sinirli ve soğuk bir ses tonuyla suya, "nereye gidiyorsun ?"
Su babasına masumca bakarak, "okula gidiyorum baba"
Hasan Bey daha çok sinirlendi. Suyun kolunu sertçe tuttu. Ve sıkmaya başladı. Suya öldürecekmiş gibi bakıp bağırmaya başladı.
"bana Baba demee Annenin öldüğü gece Babanda öldüü...
Su bu sözleri duyunca çok üzüldü. Ve ağlamaya başladı. Ağlayarak babasından kolunu çekip bir adım attı. Hasan Bey tekrar suyun kolunu sıkıca tuttu.
Ve dişlerini sıkarak, "Artık Okula falan gitmiyorsun okul okumak , dışarıya çıkmak ,gezmek, arkadaşlarınla takılmak hepsi yasak sana"
Bağırarak "ASIL KABUSUN YENİ BAŞLIYOR SUU "
Su hıçkıra hıçkıra ağlayarak,
"baba lütfen bırak okula gideyim okuyacağım. ben anneme söz verdim okuyup doktor olacağım, insanlara yardım edeceğim."Hasan Bey, elini kaldırıp suya çok sert bir tokat attı. Tokat'ın etkisiyle su yere düştü.
"Kes sesini! karşımda zırlama zaten Annenin ölümüne sebep olan sensinn"
Hasan Bey'in bağırma sesini, Bahattin Ağa ve Hüseyin Bey duyunca koşarak Hasan Bey'in yanına geldiler. Çünkü Hasan bey karısının ölümünden sonra çok değişti. Her an herşey yapabilirdi. Kaybedecek hiçbir şeyisi yoktu.
Bahattin Ağa, Hasan Bey'in kolundan tutarak, "Oğul sen ne yapıyorsun, kendine gel sakin ol"
Hüseyin Beyde, suyun yanına çömelip, "Ağlama güzel yeğenim sil bakayım o göz yaşlarını."
Su halen hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Su ağladıkça Hasan Bey daha çok sinirleniyordu. Suyun saçından tutup kaldırdı.
"Yeter bee yeterrr zırlamaa masum rolü yapmaa" diyerek Suya bağırıyordu.
Su hıçkıra hıçkıra ağlayarak, "Baba yapma canım yanıyor."
Hasan Bey'in resmen kan beynine sıçramıştı. Suyun boğazından tuttup duvara yapıştırdı. Araya Bahattin Ağa girdi.
"Hasann sen ne yaptığının farkındasın! dur yeterrr."
Hasan bey, "kimse bana karışmasınn bu pislik yüzünden, karım öldüü Annenin ölümünün sorumlusu sensinn. anladın mı lann sensinn."
Ve son kez Suya nefretle ve kinle bakıp avazı çıktığı kadar bağırarak, "ALLAH KAHRETSİN SENİN GİBİ BİR EVLADI , KEŞKE ZÜMRÜT YERİNE SEN ÖLSEYDİNN.
Ve arkasına bakmadan hızla uzaklaştı. Bahattin Ağa ve Hüseyin Bey, Hasan Bey'i sakinleştirmek için Hasan Bey'in arkasından gitti. Suda odasına gitti ve yatağına uzanıp yorganı başına çekip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. ve annesinin fotoğrafına bakıp,
"babam haklı anne keşke senin yerine ben ölseydim." Ve ağlayarak uykuya daldı.
Saatler 17:00 gösteriyordu. İki saat sonra büyük karşılaşma olacaktı. Demirhanoğlu ailesi ve Aslanların barış yemeği vardı. Su uyanmıştı. Yatağından kalkıp, aynaya baktı. O kadar çok ağlamıştı ki, ağlamaktan gözleri şişmişti ve gözaltı mosmor olmuştu. Sonra Su kıyafet dolabına doğru yürüdü. Ve dolabın kapağını açtı içinden beyaz çiçekli bir elbise aldı. Ve giydi. Aynaya doğru yürümeye başladı. Tarağını alıp uzun ve bakımlı sarı saçlarını taramaya başladı. Suda annesi gibi çok güzeldi. Herkes güzelliğini annesinden almış diyordu.
Saatler 19:00 gösteriyordu. Ve beklenen an geldi...
Aslanlar ve Demirhanoğlu ailesinin büyük karşılaşması gerçekleştirildi. İki aile de yemek masasına oturdu. Ve o an su salona geldi. Su Mustafa aslanı görüp, nefretle baktı. Çünkü Annesini gözünün önünde öldürmüştü. Kimsenin ağzından tek kelime bile çıkmıyordu. Birbirlerine bakıp duruyorlardı. Bu sessizliği bozan Mustafa Aslan oldu.
"Bahattin Ağa eğer barış istiyorsan torunun Suyla, oğlum Azat evlenecek. Ve başka seçenek yok ya bu evliliğe rıza göstereceksiniz yada kan dökülmeye devam edecek..."
sonra derin bir sessizlik oldu. Su dedesine bakıp sessice ağlayarak başını iki yana salıyordu resmen ailesine yalvarıyor gibi bakıyordu. Hasan Bey sessizliği bozdu. Suya nefretle bakarak
"Tamam bu evliliğe rızamız vardır. Artık Suyu gelininiz bilin."
Ve Su bunları duyunca bir kez daha yıkılmıştı. Suyun kabusu devam ediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS OLAN GECE
General FictionDiyarbakır'ın meşhur aşiretlerinden olan Demirhanoğlu ve Aslan ailesi, geçmişte yaşadıkları bir husumet yüzünden düşman olmuşlardır. İki büyük aşirette birbirinden nefret ediyorlardı. Nefretleri o kadar büyüktü ki bütün Diyarbakır bilirdi. Aslan ai...