9.Bölüm

1.3K 70 13
                                    

Gördükleri kişi, Azat Aslandı. Bu duruma en çok, Diyar tedirgin olmuştu. Azatı hiç beklemiyordu. Azat, "duydum ki, beni çok özlemişsiniz canım ailem" dedi. Aslında Azat bütün olan biteni biliyordu. Diyar'ın ona oyun oynadığını, herşeyden haberi vardı. Haberi yokmuş gibi davranıp, Diyar'ı yok etmeye çalışacaktı. Diyara ve Diyar'ın sevdiklerine zarar verecekti. Ama şimdi, hiçbir şey den haberi yokmuş gibi davranıp, eskisi gibi olacaktı.
Diyar şok gözlerle Azat'a bakıp, "lan sen nasıl geldin" dedi. Azat, "Suçu başkası üstlendi. Bir şekilde kurtuldum ve geldim." dedi. Diyar halen, tedirgindi. Aklında, büsürü soru işareti vardı. Diyar gülümseyerek, "Hoşgeldin kuzen İyi ki geldin." diyip Azat'a sarıldı. Azat'a gülümseyerek Diyara sarıldı. Ama diyardan nefret ediyordu. Diyar'ı öldürmemek için, kendini zor tutuyordu. Azat, tek tek bütün ailesine sarılmıştı.

Sonra Suya bakarak, "Ailemize Hoşgeldin yenge"dedi. Bunu söylerken bile, sesi o kadar soğuktu ki, sanki her an, Suya bir zarar verecekmiş gibiydi. Oysa ki zaten Suyu, kına gecesinde vurmuştu. Ama hedefi Diyardı. Zaten Azat'ın Suyu vurduğunu, Diyar bilse, taş üstünde taş bırakmayacaktı. Halen Suyu, vuran kişiyi arıyordu. Ama bilmiyor ki, Sevdiğini vuran kişi şuan tam karşısındaydı. Su, Azat'ın sözüne karşılık vermemişti. Azat, "bakıyorum da, yengemiz çok çekingen" dedi. Diyar Sinirlenmeye başlamıştı. Diyar Azat'a sinirle bakarak, "Oğlum bulaşma Suya" dedi. Azat, alaycı şekilde bakarak, "neden döver misin?" dedi. Diyar, sinirden gülerek, "Sinirliyken nasıl biri olduğumu, en iyi sen bilirsin. bence ayarlarımla oynama" dedi. Azat, alaycı şekilde gülerek, "belki de beni öldürüp suçu, başkasının üstüne atarsın." dedi. Diyar, biraz ürpermişti. İçinden, Acaba Azat olan biteni biliyor muydu? Diyip duruyordu. Diyar, Azat'ın omuzuna şakasına vurup "Lan saçmalama niye seni öldüreyim?" dedi. Azat Diyara bakıp, "Bilmem, Senin Sinirliyken yapamayacağın, hiç bir şey yok." Diyar, Azat'a ciddi bir şekilde bakıp, "Seni öldürmem için, beni delirtecek ne yapmış olabilirsin ki "dedi. Azat kahkaha atarak, "Oğlum sende hemen ciddiye alıyorsun şaka yapıyorum." dedi. Ama her Şakanın altında, elbet bir gerçek vardı. Aslında Şakalaşarak, birbirinin açıklarını yüzlerine vuruyorlardı.
  
Sonra Aslan konağına, Suyun babası Hasan bey gelmişti. Kimse Hasan Bey'i beklemiyordu. Herkes Hasan Bey'in neden geldiğini, çok merek ediyordu. Hasan bey Suya Bakarak, "Ben buraya Su için geldim. Su biraz konuşalım mı?" dedi. Su Hasan Bey'in yüzüne bile bakmıyordu. Su Soğuk bir ses tonuyla, "konuşacak bişey olduğunu düşünmüyorum." dedi. Aslan Ailesinin bütün fertleri, Merakla İkisini dinliyordu.  Hasan bey, "Kızım ne desen haklısın. Hatamın büyük olduğunu biliyorum. Herşey için özür dilerim."dedi. Su ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Hasan Bey'in gözünün için bakarak, "KEŞKE ÖZÜR DİLEMEKLE, HERŞEY DÜZELEBİLSEYDİ. AMA YOK BABA DÜZELMİYOR. BABA, BEN SADECE ANNEMİ KAYBETMEDİM. ANNEMLE BERABER BABAMIDA KAYBETTİM. Dedi. Ve ağlayarak odasına gitti. Hasan Bey'in gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Suyun dedikleri canını çok yakmıştı. Hiç bir şey demeden hızla konaktan uzaklaşıp Karısı Zümrüt hanımın mezarlığına gelmişti.

  Hasan bey, Hıçkıra hıçkıra ağlayarak, "Zümrüt ben çok çaresizim. Keşke şimdi yanımda olsaydın. Bana bir yol gösterseydin." Ağlamaya devam ederek, "Zümrüt ben kızımıza sahip çıkamadım. Keşke senin yerine ben ölseydim. Sen kızımızın başında olsaydın."dedi. Ve ağlamaya devam etti.

Su, odasında hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Şilan Suyun yanına geldi. Suya üzülerek baktı. Suya sarılıp, "ağlama kıyamam sana ya" dedi. Su, Şilana sarılıp, "YORULDUM BU SEFER GERÇEKTEN ÇOK YORULDUM. YA, BİR İNSAN YAŞAMAKTAN YORULUR MU?" dedi. Suyla, Şilanın acıları ortak olduğu için, Suyun Şilana karşı nefreti yok oluyordu. Artık yumuşamıştı Şilana karşı, ama halen Diyardan neftet ediyordu.
Şilan, "geçecek bu günlerde geçecek azıcık sabret." dedi. Su, "Yaşamaktan yoruldum. Sen sabret diyorsun." dedi. Şilan, "başka çaresi yok ki."dedi. Diyar odaya girdi. "Yeter ağlama deniz gözlüm, kendini perişan ettin." dedi. Şilan Abisine bakarak, "Abi biraz gezsek mi? Hem suyunda kafası dağılmış olur." Diyar, Şilana gülümseyerek bakarak, "Güzel fikirde, Sen nereye?" dedi. Şilan biraz bozulmuştu. "Aşk olsun abi, evlendin pabucumu dama attın. Tamam siz gidin ben zaten gelmiyorum." dedi. Su Şilana Bakarak, "Şilan gelmese bende gelmiyorum. Senle iki dakika bile yalnız kalmak istemiyorum." dedi. Şilan Suya bakıp, gülümsedi. Diyar, "Vay Arkadaş! Ben böyle bir dayanışma görmedim. Zaten Şilansız olmaz O benim prenesim."diyip kardeşine sarıldı. Şilan Abisine tripli bakarak, "Ama az önce öyle demiyordun." dedi. Diyar, "Şaka yaptım prensesim. Neyse siz hazırlanın ben dışarıda sizi bekliyorum."dedi. Ve odadan çıktı.

20 dakika sonra...
Su ve Şilan hazırlanmıştı. Su, mavi bir kot tulum giymişti. Saçlarını açık bırakmıştı. Şilan da beyaz tişört ve siyah kot pantolon giymişti. Saçlarını yukarıdan toplamıştı. Sonra dışarıya çıkıp, arabaya bindiler. Arabada, Diyar ve Şilan geçmişte bahsedip gülüyorlardı. Sonra, Diyarbakır Surlarının olduğu yere gelmişlerdi. Biraz orayı gezip, sonra bankta oturmuşlardı. Biraz bile olsa, Suyun kafası dağılmıştı. Su Diyara bakarak, "beni annemin mezarlığına götürür müsün?" dedi. Diyar Suya gülümseyerek bakarak, "Sen yeter ki iste Deniz gözlüm Gideriz." dedi. Su hafif gülümseyerek, "teşekkür ederim." dedi.

30 dakika sonra...
Zümrüt hanımın mezarlığına gelmişlerdi. Su annesinin mezarının başında, hıçkırarak ağlıyordu. "Annem seni çok özledim. Sensiz her geçen gün beni daha çok perişan ediyor."dedi. "Anne, ben senin gidişine halen alışamadım. Her kapı çaldığında, acaba annem mi geldi? diyip, kapıya koşardım."diyip hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Şilanda çok ağlıyordu. sonra yağmur yağmaya başladı. Diyar, Suyun omuzuna dokunup, "hadi deniz gözlüm. Gidelim artık, sonra gine geliriz." Su halen ağlıyordu. Diyara bakıp, "Ama ben daha anneme doyamadım ki" dedi. Diyar'ın gözleri dolmuştu. Diyar sesi titreyerek, "Ama deniz gözlüm gitmemiz lazım söz veriyorum. Gine geleceğiz."dedi. Su, "Annem ben gidiyorum. Seni yalnız bıraktığım için çok özür dilerim Gine geleceğim."dedi. Ve eve gitmek için yola çıktılar...

15 dakika sonra...
Eve gelmişlerdi. Mustafa Aslan bütün aileyi salona, bir konu konuşmak için çağırmıştı. Aile üyeleri hepsi salondaydı. Mustafa Aslanın ne diyeceğini merak ediyorlardı. Mustafa Aslan, "Biz Devranla bir karar verdik." dedi. Diyar, meraklı gözlerle, Babası devran beye bakıp, "Ne kararı verdiniz..."

KABUS OLAN GECE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin