2 Ay sonra...
Şilan'ın ölümünden İki Ay geçmişti. Bu iki ay içinde, Aslan ailesi büyük yıkım yaşamıştı. Şilan'ın yokluğu çok belli oluyordu. Şilan'dan geriye sadece kızı kaldı. Azat kızına tutunarak ayağa kalktı. Kızına dayanarak güçlü kalabildi. Bu yüzden kızına Jiyan ismini verdi. Jiyan isminin anlamı; hayat, yaşam, can veren ve hayatta tutan anlamına gelmektedir. Zaten Jiyan da Aslan ailesini hayatta tuttu. Azat karısıyla küs ayrıldığı için çok üzgündü. Kızına çok iyi bakarak, annesinin yokluğunu hissettirmemeye çalışıyordu. Jiyan da aynı annesi gibi esmer güzelliydi. Annesi gibi kahverengi gözlü, esmer ve gamzeliydi. Azat odasındaydı. Kızı Jiyan'ın yanındaydı.Azat Jiyana bakıp gözleri dolmuştu. Ne kadar güçlü olmaya çalışsa da pek beceremiyordu. Ama kızı için güçlü olmak zorundaydı.
Azat kızı Jiyan'ı kucağına almıştı. Kızının alnından öpüp, "kızım mis kokulum." diyip gözünden bir damla yaş düştü.
Her kızına baktığında, aklına karısı Şilan geliyordu. Azat için karısının ölümü, büyük yıkım olmuştu. Yüreği çok yanıyordu. Nefes almakta bile zorlanıyordu.
Diyar odaya girmişti. Yeğenini görmeye gelmişti. Azat Diyara bakıp, "biraz Jiyana baksana, bende Şilan'ın mezarına gideceğim."
Diyar Azat'a üzgün bir şekilde baktı. "Tamam sen git Jiyan'ı merak etme. Bizde biraz Dayı Yeğen takılırız."
Azat Jiyan'ı Diyar'ın kucağına vermişti. Diyara bakıp, "Diyar teşekkür ederim."
Diyar şaşırarak Azat'a bakmıştı. "Ne için?"
Azat Diyara bakıp gülümseyerek, "Yanımda olduğun için..."
Diyar Azat'a bakıp hafif gülümseyerek, "Şilan da bunu isterdi değil mi?"
Azat gülümseyerek olumlu anlamında başını salladı. Ve odadan çıktı.
Diyar Jiyana gülümseyerek bakıyordu. "Ama sen çok güzelsin. Aynı annen gibi masum bir güzelliğin var." Jiyan'ın kokusunu içine çekmişti. "Oh çok güzel kokuyorsun."
"Sana kimsenin zarar vermesine asla izin vermeyeceğim. Hep yanında olacağım. Belki başını dizine koyacak bir annen yok ama başını omuzuna koyacak bir Dayın var."
Jiyan Diyar'ın kucağında uykuya dalmıştı. Diyar dikkatli bir şekilde Jiyan'ı beşiğine koymuştu.
Azat Şilan'ın mezarına gelmişti. Uzun süre mezarlığa bakıp, sadece göz yaşları akıyordu.
"Seni çok özledim." Bunu söylerken bile Sesi titriyordu.
"Bu dünyanın tadı tuzu senmişsin be güzelim. Şimdi sen yoksun hiç bir şeyin tadı tuzu yok." Göz yaşları sel gibi akıyordu.
Derin bir iç çekmişti. "Sensiz geçen her gün işkence gibi geliyor. Bana kızmanı bile çok özledim. Çok erken gittin. Keşke senin yerine ben ölseydim. Bu kadar acı çekmezdim. Artık dayanamıyorum. Nefes bile alamıyorum." Diyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Canı çok yanıyordu. Hiç bir şey yüreğinde ki yangını söndüremezdi. Yaşamak bile Azat'a zehir gibi geliyordu. Kızı olmasaydı, şimdi çoktan canına kıymıştı. Ama bunu asla yapmayacaktı. Annesiz kalan kızını bide babasız bırakmayacaktı. Herşeye inat ayakta duracaktı. Kızına iyi bir baba olacaktı.
Pervin Hanım Bahçe de Sedirin üstünde oturuyordu. Suda bahçeye hava almaya çıkmıştı. Pervin Hanım Suyu görüp, "Gelin Hanım ne duruyorsun öyle, kalk bana kahve yap!"
Su Pervin Hanıma ters ters bakıp, başını olumlu anlamında salladı. Gidip mutfağa sade bir kahve yapmıştı. Kahveyi yapana kadar midesi çok bulanmıştı. Zar zor Kahveyi yapıp bahçeye çıktı. Kahveyi Pervin Hanıma uzattı.
Pervin Hanım Suya nefretle bakıp, kahveyi almıştı. Kahveden bir yudum aldıktan sonra, "Iyy beceriksiz bu ne biçim kahve, ben sade kahve içmem. Bunu öğrenemedin mi? Daha kahve yapmayı bilmiyorsun."
Su sinirden derin nefes alıp vermişti. Sonra hafif gülümseyerek, "Her zaman da sade kahve içiyorsunuz. Anlamıyorum neyi beğenmiyorsunuz. Ha eğer ki beğenmiyorsanız kendiniz yapabilirsiniz değil mi?"
Pervin Hanım nefretle bakmaya devam ediyordu. Sesini yükselterek, "Saygısız! Çok beceriksizsin. Daha çocuk sahibi bile değilsin. Ancak ye iç otur başka bir işe yaradığın yok."
Su gülümseyerek, "Aynen öyle" diyip Arkasını dönüp, odasına doğru yürümeye başladı.
Halsiz düşüp yatağına uzandı. Bütün kokulardan midesi bulanıyordu. Ve günü de geçmişti. Yatağından kalkıp banyoya gitti. Gebelik testi yapmıştı. Sonuç çift çizgi yani Su hamileydi. Hamile olduğunu görünce Şok olmuştu. Rengi kaçmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu.
Diyar odaya gelmişti. Suyun rengini görünce biraz paniklenmişti. "Deniz gözlüm İyi misin?"
Su hâlen şaşkındı. "İyiyim."
Diyar panikli gözlere Suya bakıyordu. "Su sen iyi değilsin. Hasta mısın? Neyin var? Hastaneye gidelim mi?"
Su yutkunup, Diyar'a baktı. "Diyar ben Hamileyim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS OLAN GECE
General FictionDiyarbakır'ın meşhur aşiretlerinden olan Demirhanoğlu ve Aslan ailesi, geçmişte yaşadıkları bir husumet yüzünden düşman olmuşlardır. İki büyük aşirette birbirinden nefret ediyorlardı. Nefretleri o kadar büyüktü ki bütün Diyarbakır bilirdi. Aslan ai...