KABUS OLAN GECE

24.Bölüm

Diyar Suyun söylediği karşısında, şok olmuştu.
Diyar şok gözlerle Suya bakıp, "Ben baba mı oluyorum?"

Su gülümseyerek Diyar'a baktı. "Evet Ela gözlüm baba oluyorsun."

Diyar'ın gözleri dolmuştu. Sımsıkı Suya sarılıp, sevinç göz yaşları döktü. Diyar'ın içi kıpır kıpırdı. Sevdiği kadından çocuğu olacaktı. Çok mutluydu. 13 yıldır bu anı bekliyordu. Hem sevdiğine kavuşmuştu. Hemde sevdiği kadından çocuğu olacaktı. 

Diyar Suya aşkla bakıp, kocaman gülümsüyordu. "Deniz gözlüm Seni çok seviyorum. Şuan O kadar çok mutluyum ki, Bana bu duyguyu yaşattığın için çok teşekkür ederim."

Su Diyar'ın elini tutup, gözlerinin içine baktı. "Bende seni çok seviyorum. Bak herşey çok güzel oldu. Bir bebeğimiz olacak."

Suda çok mutluydu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Anne olma heyecanını yaşıyordu. İçinde korku, heyecan ve mutluluk vardı. Ne yapacağını bilmiyordu. Su gülümseyerek Diyar'a bakıyordu.

Diyar Suyu kendine çekip, dudağından öptü. Suda gözlerini kapatıp, karşılık verdi.

2 saat sonra...
Diyar Suyun elini tutup, Salona gelmişti.
Pervin Hanım Suya nefretle bakıp,
"Sonunda Gelin Hanım odadan çıkabildi."

Diyar, derin bir nefes alıp verdi. Pervin Hanım'a nefretle bakarak, "Şuan O kadar çok mutluyum ki, bu sözlerin keyfimizi bozamaz."

Devran Bey, Meraklı gözlerle Diyar'a baktı. "Hayırdır oğlum, mutluluğunun sebebi nedir?" 

Diyar gülümseyerek Suya bakıp, sonra babası Devran Beye baktı. "Ben Baba oluyorum." Diyar'ın heyecandan sesi titriyordu.

Devran Bey, gülümseyerek ayağa kalktı. "Gerçekten mi?"

Diyar gülümseyerek başını salladı.

Devran Bey gülümseyerek, sımsıkı Diyar'a sarıldı.
"Aslanım benim. Çok sevindim, İnşallah sağlıkla kucağınıza alırsınız."

Diyar, babasına bakıp gülümsedi. "Sağol babam inşallah."

Mustafa Ağa da Diyar'a sarılıp tebrik etti.

Pervin Hanım'ın kızı Aslı konuşmaya başladı.
"Aman ne güzel bir bebeğimiz eksikti."

Pervin Hanım, kızı Aslı'ya bakarak, "boşver kızım. Su Üstüne kuma geleceğini anlayınca, çocuk yaptı.

Diyar kaşlarını çatıp, sinirli bir şekilde, Pervin Hanıma ve Üvey kardeşi Aslı'ya baktı. Tam bir şey söyleyecekken, Su Diyar'ın elini tutup sıktı. Tartışma çıkmasını istemiyordu.

Pervin Hanım'ın kızı Aslı Suya nefretle baktı. "Belki de çocuk, Diyar abiden değildir."

Diyar çok sinirlenmişti. Aslı'nın boğazına yapışmamak için kendini zor tutuyordu. Sesini yükselterek, "Ne diyorsun lan sen, kullandığın kelimelere dikkat et haddini bil!"

Devran Bey kaşlarını çatıp, Aslı'ya sert bir şekilde baktı. "Aslı düzgün konuş! Ne ima etmeye çalışıyorsun?"

Aslı alaycı tebessüm ederek, "Siz demiştiniz, Su Diyar'ı hiç sevmedi. Bir insan sevmediği adamdan, niye çocuk yapsın? Gidip başkasından çocuk yapıp, Diyar abiye iteliyor. Şimdide yalandan seviyormuş gibi yapıyor."

Su çok sinirlenmişti. Gereksiz bir kişinin namusuna laf atması, Suyu çileden çıkarmıştı.
Aslı'ya sert bir Tokat atıp, "haddini bil! Sen kim oluyorsun da, benim hakkımda ileri geri konuşuyorsun. "

Başta Diyar olmak üzere, Aslan ailesi hiç biri Suda bu hamleyi beklemiyordu. Ama Suyun bu yaptığı hamle Diyar'ın hoşuna gitmişti.

Aslı Şok içinde Suya baktı. "Gerizekalı sen kimsin ki, bana tokat atıyorsun."

Devran Bey, Suya ve Aslı'ya bakarak, "Yeter kesin tartışmayı, Aslı birdaha böyle bir konuda, gereksiz konuşma."

Diyar nefretle Aslı'ya baktı. Dişlerini sıkarak, "karım hakkında, birdaha boş boş konuşma! Birdahakine bu kadar sakin olmam haberin olsun."

Suyun Aslı'ya attığı tokat, Pervin Hanım'ın çok zoruna gitmişti. O Tokat'ın bedelini Suya ödetecekti.

Mustafa Ağa, masaya sert bir şekilde vurup ayağa kalktı. "Büyüklerinizin yanında, ne biçim konuşuyorsunuz? Haddinizi bilin! Birdaha kavga gürültü istemiyorum. Şimdi herkes odasına gitsin."
Aslan Ailesinin fertleri, sessizce odalarına gittiler.

Azat kızı, Jiyanla odasındaydı. Jiyan'ı kucağına alıp, Komodinin üstünde Şilanla çekilmiş fotoğrafı vardı. Derin bir iç çekerek, fotoğrafı eline alıp,

"Bak kızım bu Annen. Dünyalar güzeli bir annen vardı. Bir gülüşü vardı. Dünyalara bedeldi. Çok temiz bir kalbi vardı. Yardımsever, güler yüzlüydü kimsenin kalbini kırmazdı. Bide gülünce kısılan gözleri varya bir ömre bedeldi. Seni çok bekledi. Çok görmek istedi. Ama işte nasip olmadı."
Azat'ın gözyaşları akmaya başladı. Hâlen canı çok yanıyordu. İçinde fırtınalar kopuyordu. Şilan'ın ölümünün ardından aylar geçmiş olsa da, Azat'ın Şilana özlemi bitmiyordu. Şilanı çok özlüyordu. Sürekli kızına, Şilan'dan bahsediyordu.

Diyar ve Su odalarındaydı. Diyar Suya bakıp, güldü. "Deniz gözlüm o nasıl bir tokattı. Resmen içeride yargı dağıttın."

Su Diyar'a sinirle bakıp, "Off Diyar öyle söyleme ya, Aslı'nın canını yakmak istemedim. Ama çok ileri gitti."

Diyar Suya sarılıp, "boşver güzelim. Takma kafana, Çok ileri gitti. Zaten Kadın olmasaydı, direk dalardım. Ama işte ne olursa olsun, benim kitabımda kadına el kalkmaz."

Su Diyar'a bakıp, gülümsedi. "Seni Seviyorum. İyi ki sen." 

Diyar ceketinin cepinde, bir kutu çıkardı. Kutunun içinde, pırlanta ve özel tasarım olan bir gerdanlık vardı. Kutunun içindeki, gerdanlığı çıkarıp, Suyun boynuna taktı.

Su gerdanlığı çok beğenmişti. Diyar'a bakıp gülümseyerek, "Diyar bu çok güzel çok teşekkür ederim."

Diyar hayranlıkla Suya bakıp, "Senin güzelliğinin yanında, bu sönük kaldı. Sana dünyaları versem bile az."

Su gülümseyerek sımsıkı Diyar'a sarılmıştı.

Konağın bahçesinde, bir Silah Sesi gelmişti. Herkes çok paniklenmişti. Bir adam bağırarak, "Pervin Aslan çık dışarıya...