Pınar kamaradan çıktığında güneş batmış, gökyüzü laciverte dönmeye başlamıştı. Barbaros'un elinde bir gitar vardı ve tek başına bir sandalyeye oturmuş, ayaklarını yatın kenarlarındaki korkuluklara uzatmış, gitarını çalarak mırıldanarak bir şeyler söylüyordu. Arkası tamamen Pınar'a dönüktü. Arkasından sessizce ona doğru yaklaştığında ne söylediğini net olarak duyabildi.
"Yalnızlıktan unutuldu benim adım, siz üzülmeyin, ben alışığım
Kedim bile uğramazken evime, çift kişilik yatak benim neyime
Dört işlemden ibaret parmak hesabıyla bütün hayatım
Eksildikçe saatler ömrümden artıyor gelecek telaşım
Anlattıkça bölmüşüm umutlarımı duvarlara çarpa çarpa
Uyandım saat üç, dört, beş bana hiç fark etmez
Ne zaman çalınsa kalbim, derler ki 'bir arkadaşa bakıp da çıkacaktık'
Kalan umutlarımdan, birini seçip hepsini, hepsini hep kaybettim
Şimdi kendimden geri, ne kaldı, ne kaldı kimseler duymadı, sadece duvarlar ağladı"
Şarkının 'anlattıkça bölmüşüm' kısmından itibaren kısık ama güzel bir sesle Barbaros'a eşlik etmeye başladı. Barbaros ilk anda şaşırsa da hemen gülümseyerek uyum sağladı. Pınar onun ayaklarını dayadığı yerin yanına poposunu dayadı ve Barbaros'un karşısında durdu. Beraber yüzlerinde bir tebessümle şarkıyı söylemeye devam ettiler.
"Bırakmamışsın çalmayı," dedi Pınar şarkı bittiğinde. Barbaros kendisine hazırladığı rakısından ufak bir yudum alıp bardağı yere geri bıraktı. "Bırakmadım tabii, yazlık yerde en güzel kız tavlama yöntemi bu."
Pınar kıkır kıkır güldü. Derin bir nefes alarak huzurla etrafına bakındı. "Çok güzel bir akşam."
"Evet, gerçekten öyle. Zamanlamayı çok iyi yapmışız."
"Yemek işini ne yapacağız?"
"Serdarların yattakiler de buraya gelecekler, duş muş işleri bitsin. Mezeler salatalar hazırdı, sofrayı kurup mangal yakacağız. Bu akşam et yiyoruz. Yarın Samos'ta balık."
Pınar başını onaylarcasına salladı. Bu çok güzel olmuştu işte.
"İstek parçan var mı? Millet gelene kadar devam edelim."
Pınar kıkırdadı. "Sen ne çalarsan kabulüm. Çok güzel çalıyorsun."
"O zaman eski günlerdeki gibi bir düete ne dersin?"
Pınar tek kaşını kaldırarak iddialı bir bakış attı Barbaros'a. Sahiden eskiden bunu sık yaparlardı.
"Ne söyleyeceğiz?"
"Biraz akıcı İtalyancanızı görelim bakalım Pınar Hanım." Barbaros sözlerinden sonra Pınar'a hiç fırsat tanımadan şarkıyı çalmaya başladı.
"Bu gece hiç konuşmadan
Söndür ışığı da uyu yanımda
Yarın güneş doğmadan
Gitmiş olacağım belki buradan"
Barbaros'un gözlerinin içine bakmasıyla Pınar da talep edilen şekilde devam etti.
"Io domani rinuncerò
A troppe cose mie di ieri
I pensieri miei, quelli no
![](https://img.wattpad.com/cover/312845547-288-k775972.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİYAN
RomansPınar sakin olmaya çalışarak "Merhaba," diye fısıldadı. Bundan daha fazla muhabbet etmek istemiyordu lakin bunun kaçınılmaz olduğunu da biliyordu. "Merhaba." Selçuk'un yüzünde şaşkın bir gülümseme ağır ağır peyda oldu. Sanki yüzünden hızlı hızlı his...