TUHAF BİRİSİ

876 22 14
                                    

Ateş: Ateş küçük yaşta kaçırılan bir denek ve denekhanenin başında olan Cem ve Cemre'ye çalışıyor. Her türlü işe girebilir bir nevi kılık değiştirip paçayı kurtarıyor. Akıllı biri ama onun zekası tehlikeli türden insanlara acı çektirmeyi seviyor aslında çocukken böyle değildi ama yaşadıkları ve o ilaçlar onu bu hale getirdi. Özel güçleri var eşyaları dokunmadan kullanabiliyor ,insanlara sadece bakarak istediği kadar fiziki anlamda canlarını yakabiliyor

Alin: Avukat. Ailesi olmasına rağmen yalnız yaşıyor. Ailesinin maddi durumu iyi, bir abisi ve erkek kardeşi var. İçine kapanık ama çevresi ona göre iyi. Başına bela açsa bile kendini kurtarabilir. Canını sıkanlara veya sevdiklerine zarar verenlere karşı çok tehlikeli ve acımasız. Agrasif, gözü kara ve ne yapacağı belli olmayan biri.

Alin'den

Sabah alarmın çalmasıyla uyandım ve alarmı kapattım. Ayağa kalktım tam banyoya gidecekken telefonumun çalmasıyla telefonu elime aldım.

Arkadaşım Aynur arıyordu ama açmadım. Uyanınca sinirli ve agrasif oluyorum bu yüzden sabahları telefonu açmam.

Banyoya gittim rutin işlerimi hallettim ve en sevdiğim renk olan siyah ağırlıklı bir kombin yaptım ve mutfağa kahvaltı yapmaya indim,yemeğimi hazırlayıp yedim ve etrafı topladım.

Telefonu aldım annemi ve babamı aradım klasik bir aile konuşması olmuştu zaten çoğunlukla böyle oluyordu. Onları dinlerdim, kendimi ve işimi pek anlatmazdım. Onlar ise benim ile ilgili her şeyi bildiklerini zannederlerdi.

Sonra abimi aramak istedim ismine bastım biraz durdum ve geri çektim parmaklarımı numaradan. Küçüklüğümden beri onun beni sevmediğini düşündüm hep, tabi hâlâ da öyle düşünüyorum. Ben bu düşüncelere dalmışken çalan telefonum ile toparlandım, yine Aynur arıyordu ve bu sefer aramayı onaylamıştım.

Aynur: Alo?

- Efendim?

Aynur: Nasılsın?

- İyi sen?

Aynur: Bende iyiyim...

- "Nasılsın?" demek için mi aradın?

Aynur: Hayır.

- Söylesene o zaman.

Aynur: Akşam müsaitsen bizimkilerle buluşalım dedik, sende gelsene.

- Tamam gelirim. Başka bir şey yoksa akşam görüşürüz.

Aynur: Yok canım görüşürüz.

Aramayı sonlandırdım, işe gidecektim ama hiçbir zaman evden çıkamak istemiyordum, evimi seviyordum.

Evim siyahtı, odalar, eşyalar, birçok eşya siyahtı ve beyaz lamlabalar aydınlatıyordu evimi.

Ne kadar evden çıkmak istemesem de çıktım, işimi seviyordum, avukatım ve bu işi çok seviyordum. Aldığım davaları en ince ayrıntısına kadar araştırırım, vicdan azabı çekemek istemiyorum bu yüzden bu işi para için yapmıyordum, adalet için yapıyordum herkes yaptığının cezasını çekmeli.

En azından ben böyle düşünüyorum, bu yüzden haklı bulmadığım bir davayı almadım hiçbir zaman. Ama nefret ettiğim şey bir bedene zarar verince bunun bir cezası oluyor, olmalıda bir kişi katil olmuşsa ona ceza verilir, peki birinin ruhunu öldürenlere neden ceza verilmiyor, bir insanlanın ruhunu,duygularını öldürmekte cinayet değilmi? Bu dünyanın bütün kanunları yazılmalıydı.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin