İKİNCİ DOZ

166 11 2
                                    

Üçümüz oturduk ama bir süre sessizlik oluştu.

- İkiniz geldiğinize göre konu önemli.

Volkan: Yani.

Alp: Ben seni araştırıyorum bunu sana demiştim...

-Bende sana boşuna araştırma demiştim.

Volkan: Sen gerçekten birini mi öldürdün? Ben inanmadım da. Nasıl yaptın, kimi öldürdün, neden öldürdün?

-Tek tek sorsaydın makinaya bağladın.

Volkan: Cevap versene hadi.

Bir süre düşündüm ne demeliydim. Yalan nefret ederim. En iyisi doğruları söylemekti.

İkisi daha önce birini öldürdüğümü söylemişlerdi zaten ama delilleri yoktu hâlâ da yok. Sadece merakla bakıyorlardı.

-Evet.

İkiside bu cevabı ne kadar beklesede şaşırmışlardı.

Alp:Ne zaman oldu.

- Daha onsekiz bile değildim.

Volkan: Sen gerçekten manyakmışsın.

Bu dediğine sadece gülmüştüm.

Alp: Neden öldürdün?

-En olmayacak kişiye en olmayacak hatayı yaptı.

Alp: Ne yaptı?

-Boş versene.

Volkan: Nasıl öldürdün?

- Tam olarak ben öldürmüş sayılmam. İlaçları yanlış almış o kadar. Yoksa ben öldürme taraftarı değilim...

Alp: Değil mi? Sen daha çok süründürme, ölmekten beter etme taraftarısın. Neden yapıyorsun bunu?

Alin kendinden emin, acımasızca ve hiç pişmanlık hissetmeden cevap vermişti.

- Herkes yaptığının cezasını çekmeli.

Alp: İnsanları sevmiyorsun. Nadir bir kaç kişiyi seviyorsun. Savaş'ın söylediklerine göre onlara karşı iyisin peki bize ve diğerlerine karşı neden kötüsün?

- Hani siz beni kaçırdınız ya ondan olabilir mi? Ayrıca sevgi kazanılır. Hata yapanın cezası olur. Canımı sıkanın canını yakarım.

Volkan: Acımıyor musun?

-Duygularımı uzun zaman önce kaybettim. Benim hayatımda duygulara yer yok.

Volkan: Hiç aşık olmadın mı ya da sevgilin olmadı mı?

-Olmadı, gereğide yok. Ayrıca sevgilimin olması için önce aşka inanmam gerekmez mi?

Alp: Aşk senin için ne ifade ediyor?

- Aptalca oynanan bir oyunu.

Alp: Seni çözücem ben. Neden böylesin...

- Sana daha öncede dedim önemi yok. İnan benim dünyama girmek istemezsin. Orası derin bir bataklık senide çeker içine bu yüzden uzak dur. Geçmişim ya ya geleceğim sizi ilgilendirmez.

Volkan: Kimseye anlatmamışsın tek başına taşımak ağır gelmiyor mu?

-Anlatsam kimin umrunda olacak?

Volkan: Sana böyle düşündüren ne?

Daha fazla bu konular hakkında konuşmak istemiyordum. Konuştukça benimle ilgili daha çok şey öğreneceklerdi konuyu değiştirmeliydim.

- Siz neden denekhanedesiniz? Güçleriniz var neden hâlâ buradasınız?

Alp: Sorumuzun cevabı bu değildi?

-Benim sorumun cevabıda bu değildi.

Alp: Bizim ki tercih.

Volkan: Biz artık gidelim seni yormayalım.

- Bu daha çok tek taraflı bir konuşma oldu sanki.

Ben onlara kaşlarımı çatmış bakarken onlar samimi bir şekilde tebessüm edip çıktılar.

Bir hafta sonra

Bir hafta iyi kötü geçmişti. Yeni bir sabaha uyanmıştım. Kahvaltımı yapıyordum odamda.

Kapı çalmıştı "Gir" dememle odaya Akgün ve Açelya girmişti.

Tekrar denekodasına gideceğimizi söylediler. İkinci dozu yapacaklardı.

Karşı koyamıyorum. Yine aynı şeyler olucaktı. Her yeni dozda ben denekodasına diğerleri ise gözlem odasında olacaktı.

Beraber denekodasına gittik ben içeri girdim. Volkan odadaydı.

Volkan: Elinde olsa şuan bizi ölmekten beter edersin. Buraya gelmeden önce diğerlerine yaptığın gibi...

Şuan nasıl baktığımı az çok tahmin edebiliyorum. Bu yüzden bunları söylüyor olmalı. Elimde değil kontrol edemiyorum...

-Neden onlara yaptığımı yapıyım? Kendinizi onlarla bir tutmayın. Onlara yaptığım size hafif kalır. Siz insanları fare gibi kullanıyorsunuz, duygularını öldürüyorsunuz...

Volkan: Senin duyguların zaten ölü değil mi?

Sadece sinirle gülmüştüm.

-Kendimi kastetmiyorum.

Odadaki sandalyeye oturmuştum ve yine doktorlar gelmiş ellerimi kelepçelemişlerdi. Onlar ilacı hazırlıyordu.

Volkan: Bu ilk doz gibi olmayacak. İlk doz diğer dozlara bağşıklığının oluşması içindi. Bünyen şuan daha güçlü bu yüzden bundan sonrakiler sana daha hafif gelecek.

-Bu da diğeri gibi yalan mı ya da rahatlatmak için mi?

Volkan: Bu sefer gerçek.

Doktorlar farklı renkte bir aşı yapmıştı. Yine şırıngayı birden batırdılar baynuma. Ellerimi çözdüler kalktım.

Volkan: Bundan sonra güçlerinin ortaya çıkmaya başlaması lazım.

Bir şey demeden odadan çıktım.

Gün bitiyordu. Bense odamda güneşin batışını izliyordum. Geceyi beklerken sabırsızlanıyordum. En iyi arkadaşımın gelmesine gecenin gelmesine saatler kalmıştı.

Ben dışarıyı izlerken birden sesler gelmeye başladı.

Neydi bu ses?

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin