PİYON

100 10 3
                                    

Evime gelip hemen uyumuştum. Çok yorulmuştum.

Sabah çalan alarm ile kalkmıştım. Evet alarm kurmuştum. Çünkü bu günde dışarı çıkacaktım. Ve ne kadar erken kalkıp işime başlarsam o kadar çok bilgi toplayabilirim.

Çalan alarmı kapatıp elimi yüzümü yıkadım ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Kahvaltımı yapıp etrafı topladım ve üzerimi değiştirdim.

Yine siyahlar içindeydim. Şapkamı ve maskemi takmayı da ihmal etmemiştim. Yanıma bir tane de silah almıştım.

İhtiyacım olacak şeyleri alıp arabama binmiştim. Şehre uzaktı evim. Ve nadiren araba geçiyordu buradan. Günde bir ve ya iki defa araba geçiyordu. Üçüncü bir araç geçmezdi.

Etrafa baktım, kimse yoktu.

Gideceğim yere doğru sürdüm arabayı. Evimden uzaklaştım. Yol tek şeritti. Arkamda denekhanedeki araçlara benzeyen iki araba vardı.

Şuan gittiğim yoldan ana yola kadar her hangi bir dönüş yoktu. Nasıl atlatacağım onları?

Arkamdaki araçlardan biri yandaki şeride geçmişti diğeri ise hâlâ arkamdaydı.

Yol hız yapmaya uygun değil ama yapmak zorundayım. Hızımı giderek arttırıyordum. Aramızdaki mesafeyi açmaya çalışıyordum.

Bir süre öyle devam ettik ama yakalamışlardı beni. Biri önümü kesmişti.

Aynadan arkaya baktım ama dönüş yapamayacağım kadar yakınımda durmuştu.

Şuan iki çıkış yolumda kapalı.

Arabalardan indiler. Ama bunlar denekler değildi. En azından benim tanığım denekler değillerdi.

Onlara baktıktan sonra bende arabadan inmiştim.

"Demek kanı özel sensin."

"Üzgünüm ama seni geri denekhaneye götürmemiz gerek. Bize zorluk çıkartma! Canını yakmak istemiyoruz."

Bu dediklerine cevap vermemiştim. Sadece onlara bakıyordum.

Ben konuşan kişiye bakarken birisi arkamdan yaklaşıyordu. Hissediyordum. Ama bir şey yapmamıştım.

Tam elini uzattığı sırada, eli havada kalmıştı. Ben onların başı olduğunu düşündüğüm kişiye bakıyordum hâlâ. Arkamı dönmemiştim.

Arkamdaki adam yere çökmüştü. Ve dirensede acı ile bağırmıştı.

- Çok bağrıyor değil mi? Gürültüden nefret ederim.

Hepsi bana bakarken arkamdaki adamın sesi kesilmişti, öldürmüştüm onu.

Bu yaptığıma karşı yine o adam konuşmuştu.

"Sen güzellikten anlamıyorsun. Başlayalım o zaman."

Havada birden yoğun bir şekilde sis oluşmuştu. Belimdeki silahı almıştım.

İçlerinde havayı kontrol eden birisi vardı. Şuan hiç kimse görünmüyordu ama az önce durdukları yere bir kaç el ateş etmiştim. Güçlerimi kullanmak istemiyorum.

Sonra hava açılmıştı. Evet iki kişiyi vurmuştum.

Tam diğer tarafa döndüğümde boğazımda bir kılıçla karşılaştım.

Ama bundan daha ileri gidemezdi. Ona dönem ile bütün hareketleri kısıtlanmıştı ve donmuştu.

Elindeki iki kılıcı alıp ona karşı kullanmıştım.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin