PLAN

106 11 2
                                    

Alin'den

Evimde otururken bir plan yapmıştım. Saat akşam olmasına rağmen evden çıkmıştım. Çünkü düşündüğüm kişiler akşam saatlerinde gideceğim yerde oluyordu.

Arabama binip gitmiştim. Bu yer pek iyi ve güvenli değildi. Ama benim görüşeceğim kişiler iyilerdi.

Kimse göründüğü gibi değildir. İyi görünenler kötü, kötü görünenler iyi olabilir.

Şuan görüşeceğim kişiler herkezin uzak durduğu, kötü gördüğü kişiler.

Ama aslında öyle değil. Onların sadece sevgiye ihtiyacı vardı ama insanlar onlara nefretle ve iğrenerek bakıyordu.

Çünkü onlar ya ailesinden sevgi görmemiş ya hiç ailesi olmamaş ya da çok acı çekmiş insanlardı. Dışardan biraz sert görünüyorlar ama içlerini kimse bilmiyor. Bizim gibileri bizden başkası anlamaz veya anlamaya çalışmaz.

Anlamaya çalışan sayılı kişilerde anlayamaz, bir süre sonra pes edip gider.

Bizde diğerlerine karşı bu bilinçle yaklaşırdık zaten. Gelen herkes bir gün gider. Bizi bizden başkası anlamaz.

Bize sevmeyi bilmiyorsunuz diyorlar ama en güzel biz severiz.

Dışlanmak, sevilmemek, nefret edilen olmak, kimsenin en değerlisi olamamak nasıl bir duygu biliyoruz ve birbirimizin acısına iyi gelebiliyoruz.

Ön yargılarınızı atmadığınızı sürece kimseyi anlayazsınız.

Arabadan inip etrafta dolaşmaya başladım. Karanlık bir sokaktı.

Biraz yürüdükten sonra görmüştüm onu. Bir bankta tek başına oturuyordu. Hiçbir şey demeden gidip yanına oturmuştum. Bana bakmadan konuşmuştu.

" Sana oturabilirsin demedim!"

- Zaten izin almadım.

Hızla bana döndü ve gülümsedi. Bende gülümsemesine karşılık vermiştim.

Ezel: Sen olduğunu bilmiyordum.

- Biliyorum.

Ezel: Bayadır gelmiyorsun. Bir sorun mu var? Telefonlara da bakmadın.

- Her şeyi anlatacağım ama önce Beste'yi çağırman gerek.

Ezel hemen telefonunu çıkarmış ve Beste'yi arayıp çağırmıştı.

Beste gelene kadar Ezel ile konuşmuştuk.

On dakika sonra Beste gelmişti.

İkisi ile kimsenin olmadığı bir yere gittik.

Onlara her şeyi anlatmıştım. Şuan bana anlamaz gözlerle bakan iki kişiden sır çıkmazdı. Ve onlardan başkası isteyeceğim şeyi kabul etmezdi.

Anlattıklarımdan şaka yaptığımı sandılar ama sonra ellerimden ateş çıkınca korktular.

Onları kendime inandırmalıydım.

Bana korku ile bakıyorlardı, ellerimdeki ateşi söndürdüm.

- Şimdi inandınız mı?

Beste: Bizden bir şey isteyeceksin, doğru muyum?

- Evet. Ama yok derseniz sorun olmaz. Sizi buna zorlayamam.

Ezel: Canımı veririm. Sen iste yeter ki. Sana borçluyum.

- Hayır, bana sağ lazımsınız. Ayrıca sana defalarca söyledim borç felan yok.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin