SİYAH VE GECE

122 14 0
                                    

Arkadaşları erken saatlerde Alin'in ailesinin evine gelmişlerdi. Arkadaşları bir şey bilmediklerini, en son görüştükleri günü söyleyip gitmişlerdi. Ama o eve tekrar geleceklerini biliyorlardı ve o güne kadar Alin'i arayacaklardı hem ailesi hem de arkadaşları ...

Alin'den

Akşam olmuştu çocuklar denekhaneye geri girmişti ama biz hâlâ bahçede oturuyorduk. Alp ara ara soru soruyor ben ise kısa cevaplar ile geçiştiriyordum. Sessizlik olmuştu ve şuan benim en sevdiğim zamandı.

Sessizlik, karanlık, ay ve şehirden uzak olduğumuz için net bir şekilde görünen yıldızlar...

Başımı geriye yasladım yıldızları ve ayı izlerken düşünmeye başladım. Neden siyaha ve geceye bu derece bağlıydım?

Siyah en sevdiğim renkti. Gereğinden fazla bağlıydım bu renge. Evim, eşyalarım, arabam, ofisim ve bir çok kıyafetim hatta telefonumun ekranı, uygulamalar bile karanlık moddaydı, siyahtı...

Siyah rengin herzaman beni yansıttığını düşündüm. Siyah benim için gücün, gizemin ve daha bir çok duygunun simgesiydi.

Benim yüreğim geceden daha karanlıktı...

Duygularımı öldürdüm, acılarımı öldürdüm ve ben kendimi öldürdüm. Evet Alin öldü ben öldürdüm. Ben kendimin katiliyim.

Suçluyum belki, peki beni bu noktaya getirenler ve hayat onlar ne kadar masum?

Ne kadar uğraşsamda peşimi bırakmayan sayısız karanlık var. Bir süre sonra o karanlık bana göz kamaştırıcı gelmişti ve o karanlığa bırakmıştım kendimi.

Bazıları bu yolun yanlış olduğunu söyleyip durdu ama beni bu yoldan bu düşünceden dönderecek neden de yoktu. Ben kendimi içimdeki karanlığa hapsettim. İçinde farklı bir ben olan hapishaneye kapattım kendimi.

Evet diğerleri haklıydı böyle yaparak en çok kendime zarar verdim. Sevdiklerime zarar vermemek için kendime zarar verdim ve kendimi öldürdüm.

Öfkem, sessizliğim birer çığlıktı ama sanki herkes bana sağır olmuştu.

Zamanla bende gece gibi olmuştum, sessiz ama her şey bende saklı. Gece kadar sakin ama bir o kadarda tehlikeli.

Kimsenin tahmin edemeyeceği şeyleri bile yapan biri olmuştum. Ben bile bazen kendimden korkuyordum.

Gökkuşağı siyahı dışladı ama siyah gecenin hakimiydi bende aynı siyah gibi olmuştum, diğerlerinden farklı...

Acımın, duygularımın, diğer insanların ve cahilliğin beni esir almasına izin vermedim. Onların bana hakim olmasına izin vermedim, ben onların hakimi oldum.

Hiç acımadan duygularımın, acılarımın, bilginin ve istediğim kişilerin hakimi oldum.

Bazıları nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun? Neden bizi sevmiyorsun? gibi sorular soruyorlar...

Kendine acımayan biri size nasıl acıyabilir?

Vermediğiniz sevgiyi benden beklemeniz çok adaletsizce. Ben ölene kadar hiçbiriniz yanımda yoktunuz, bu yüzden benden acıma ya da sevgi gibi duygular bekleyemezsiniz, bunu yapmazsınız olmayan bir şey için beni suçlayamazsınız! Bana vermediğiniz bir şeyi benden isteyemezsiniz!

Bazen ailem bile beni tanıyamadıklarını söylüyorlardı. Haklılar ben bile kendimi tanıymazken başkası nasıl tanıyabilir?

Ve ben olduğum kişiye dönüşünce sevdiklerimi kendimden daha da uzaklaştırdım. O karanlıktan o bataklıktan, kendimden korumaya çalıştım onları. Bunun bedelini de yalnızlıkla ödedim.

Alin böyle düşünürken sıkıntılı bir nefes verip önüne dönmüştü, Alp ona bakıyordu. Sanki ne düşündüğünü anlamaya çalışıyor gibiydi.

Alin'in kafasının dağılması ve dikkatini çekmem için uzun bir sürenin ardından yine soru sordu.

Alp: İçeri geçelim mi artık? Saat geç oldu ve soğuk?

- Peki yarın tekrar çıkabilir miyiz?

Alp: Tamam kahvaltını yaptıktan sonra çıkarız.

- Hayır, akşam.

Alp: Tamam akşam olsun.

İkiside kalkmış ve Alin'in odasına gitmek için denekhaneye girmişlerdi. Odanın kapısına gelince Alin soğuk bir ses tonu ile teşekkür etmiş ve odasına girip uyumuştu.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin