PARKUR

128 12 2
                                    

Sabah o uğultu ile uyandım. Ne bu uğultu, neden tek ben duyuyorum, neden anlaşılmıyor?

Sacede anlaşılmaz bir uğultu.

İkinci dozdan sonra oldu. Umarım hemen geçer. Bazen gerçekten birileri konuşuyormuş gibi hissediyorum.

Beni iç sesimden alan şey uğultunun kesilmesiydi.

Hemen yataktan kalkıp işlerimi halledip beklemeye başladım. Bu günde çalışacaktık.

Onların dediğini yapmalıyım. Onları sinirlendirmemeliyim. Güvenlerini kazanmalıyım. Onlara karşı iyi olmalıyım en azından bir süreliğine yoksa burdan asla çıkamam.

Ama güçlerim olursa ya da acı çekersem  bunları onlara göstermemeliyim.

Güçleri gizlemek beni zararsız sanmaları için. Eğer söylersem beni daha sıkı gözetim altına alabilirler ve bu da benim işimi zorlaştırır.

Acımı gizlemek küçüklükten gelen bir alışkanlık.

Sen herkesin acısını omuzlarsın ama senin acın kimsenin umrunda olmaz. Yani en azından benim için öyleydi.

Ben güçlü olmak zorundaydım ve hâlâ da zorundayım başka çarem yok. Düşersem beni tutacakta kaldıracakta olmayacak.

Gerçi çevremdeki herkes acımı paylaşmamı istiyor, yanımda olacaklarını söylüyorlar. Peki ben acı çekerken neden hep yalnızdım?

Gerçekten yanımda olmanız için benim söylemem değil sizin bunu görmeniz gerekmez miydi?

Herneyse eğer güçlerim olursa bu eğitimlerin faydası olacakmış. Testler işe yararsa umarım onlara fark ettirmeden güçlerimi kontrol edebilirim.

Bu yüzden yaptığımız ve dedikleri her şeyi iyi anlamalı ve aklımda tutmalıyım.

Volkan: Seni almaya geldik. Hazırsan gidelim.

- Hazırım çıkalım hadi.
- Bu gün ne yapıcaz?

Akgün: Bahçeye parkur kurduk. Bu gün orada çalışacağız.

Üçümüz arka bahçeye gittik. Parkur var ve beklediğimden daha uzun ve zorlu görünüyordu.

Volkan: Dünki performansından sonra buranın seni çok yorucağını düşünmüyorum.

- Beni kendinizle mi karıştırıyorsunuz?

Akgün: Ne konuda?

- Siz bu testleri benden önce olmuşsunuz ve güçleriniz varya hani size zor ve yorucu gelmeyebilir ama ben normal bir insanım.

Volkan: Dün çok iyi dayandın ayrıca sadece bir tur çalışacaksın.

Akgün: Bir şey sorucam. İkinci dozdan sonra bir değişiklik var mı sende?

Burnum kanadı ve kulağımdaki uğultu dışında bir şey yok ama bunu onlara söyleyemem, konuyu değiştirmeliyim.

-Hayır bir değişiklik yok. Neden bir tur?

Volkan: Üçüncü dozu olucaksın.

-İkinci dozu olalı çok olmadı ama.

Akgün: Dozlar gün geçtikçe artar veya azalır. Bazende ağır gelir.

- Harika bir haber.

Volkan ve Akgün birbirine bakıp gülmüşlerdi.

Volkan parkuru nasıl tamamlamam gerektiğini anlattı. Akgün ise göstermek amacıyla parkuru baştan sona tamamladı. Baya iyi bir sürede bitirmişti, çok hızlıydı.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin