AKIM

106 11 17
                                    

Ateş ile bahçede gezerken diğer deneklerde gelmişti.

Volkan: Biz olmadan mı geziyorsunuz? Çok ayıp.

Akgün: Belki özel bir şey konuşuyorlardı...

Akgün'ün bu cümlesi ile Alp ve Ateş aynı anda ona sinirle bakmıştı. Ben ise ikisinin aynı tepki vermesine şaşırmıştım.

Akgün: Tamam ya bir şey demedim.

Açelya: Bence yaşamak istiyorsan susmalısın.

Onların bu tartışmasını dinlemeyip havanın ve gökyüzünün tadını çıkarıyordum. Bugün ay çok güzeldi. En azından benim için güzel.

- Hava bugün çok güzel değil mi?

Alp: Evet çok güzel.

Gözlerimi gökyüzünden çekip Alp'e bakıp tebessüm etmiştim.

Volkan: Nasıl hissediyorsun?

- Şimdilik iyi hissediyorum.

Volkan: Süper ama...

- Ne ama?

Volkan: Neden hâlâ güçlerin yok?

Ateş: Ya da vardır. Ama bizden saklıyordur.

- Daha önce dediğim gibi. Sürekli ilaç almaya meraklı değilim.

Ateş: Öyle olsun bakalım.

Alp bana çok tuhaf bakıyordu. Sanki bir şeyleri anlamış gibi. Ama ben şuan bir tuhaflık hissetmiyorum.

Olan güçlerimide kullanmıyorum anlamış olamaz değil mi?

Onun bu bakışları beni istemsiz bir şekilde germişti.

Birden hafif hafif rüzgâr esmeye başladı.

Açelya: Hava çok güzeldi ama şimdi rüzgârlı...

Volkan: Bende anlamadım.

Alp: Hadi içeri geçelim.

Hepimiz geri denekhaneye girmiştik.

Çok yorulmuştum. Odama çıkıp uyumuştum.

Gecenin ilerleyen saatlerinde nöbet değişimi olmuştu ve Açelya gitmiş yerine Ateş gelmişti.

Ateş'ten

Nöbet sırası bendeydi. Alin uyumuş olmalı. O uyuduktan sonra hava yine güzelleşti.

Bir kaç saat dışarıda durdum. Nöbet bir kaç dakika sonra değişecek. Alp gelecekti.

Alin'in odasından sesler gelmeye başladı. Kapıya vurdum ama ses yoktu. Yavaşça kapıyı açıp sessiz bir şekilde odasına girdim.

Yine rüya görüyor olmalı. Ve yine ağlıyordu. Onu uyandırmalı mıyım? Ne onu üzüyor, neden hatırladığı hâlde anlatmayı reddediyor? Sadece bir rüya.

Ağlaması daha da arttı. Ağlamasını, üzülmesini istemiyorum. Onu uyandırmalıyım.

Yatağının yanına oturmuştum.

Uyandırırken korkutmamak için yavaşça çağırmıştım.

Ateş: Alin, Alin

Alin uyanmıştı ve oturur pozisyona gelmişti.

Ateş: İyi misin?

- İyiyim.

Ateş: Peki, şimdi anlatmak ister misin?

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin