GERÇEK BEN

53 5 3
                                    

Ateş birden sarılmıştı.

Ateş: Üzülme. Ben özür dilerim, senden binlerce kez özür dilerim.

Ateş'e sıkı bir şekilde sarılıp gözlerimi kapattım, geri çekildim ve uçuruma döndüm. Ateş arkamdan sarılmıştı.

Ateş: Ne düşünüyorsun?

- Bir şey düşünmüyorum.

Ateş: Tanıştığımızdan beri hiç değişmedin.

Ateş'in ellerini açmasını sağlayıp ona döndüm.

Ateş: Gerçekten ne hissettiğini, ne düşündüğünü hiç söylemedin. En ufak düşünceni bile paylaşmıyorsun. Hiç mi güveniyorsun bana? Bana bile geçmişimi anlattırdın. Bende seninkini bilmek istiyorum.

Kış olduğu için ağaçlarda yaprak yoktu ama çam ağaçlarında yeşil kısımlar vardı. O ağaçlardan birine doğru gidiyordum. Ateş'te bir adım geride beni takip ediyordu.

- Nasıl bir hayatım, düşüncem veya bilinçaltım olduğunu çok mu merak ediyorsun?

Ateş: Evet, sevdiğin kızın her şeyini bilmek istiyorum.

Çam ağacının yanında durdum. Sağımda hâlâ yeşil olan çam ağacı varken sol tarafımda kurumuş ve yaprakları dökülmüş olan bir ağaç vardı.

Solumdaki kuru ağacı göstererek konuşmuştum

- Beni tanımayanlar, beni bu ağaç olarak görür. Yani genellikle hepsinden aynı şeyleri duyarım. Duygusuz, egolu, kavgacı, uyumsuz, soğuk ve kalpsiz vs. Ama ben bu tabirleri üzülmeyi uzun zaman önce bıraktım. Umursamadım böyle insanları. Kimsenin ne yaşadığını bilmeden yargılayacak kadar aptallardı çünkü. Böyle önemsiz insanları takmadım.

Sağımdaki yeşil olan çam ağacını işaret ederek devam ettim.

- Beni tanıyanlar için ise bu ağaç gibi yaşam doluydum. Mutluydum, gülmek en iyi maskeydi benim için. Canım yansa bile güldüm. Bu yüzden herkes beni gerçekten mutlu sanıyordu. Hayatımdaki olumsuzlukları düşünmediğimi, umursamadığımı sanıyorlar. Böyle düşünmelerinin nedeni benim. Çünkü kimsenin acısını gerçekten hiç kimse umursamıyor. İnsanlar sevmeyi bilmiyor. Bende böyle insanlara kendimi anlatmanın ve acılarımı göstermenin gereksiz olduğunu düşündüm ve gizledim kendimi, gizledim her şeyimi. Bu yüzden beni hep bu ağaç gibi yeşil, yaşam dolu sanıyorlar. Şimdi senin en çok merak ettiğin kısma gelelim.

Çam ağacına biraz daha yaklaşıp elimi ağacın gövdesine koydum.

- Benim biliçaltım, duygularım, geçmişim, geleceğim, şuanım, her şeyim böyle.

Elimi koyduğum kısımdan başlayarak ağaç solmaya başlamıştı. Yeşil kısımları yok oluyordu.

Ateş bana acıyormuş gibi bakıyordu ve ben bundan nefret ediyordum. Bana acıması için söylemedim bunları. Ben sadece ona istediğini verdim...

- Sakın bana öyle bakma! Sakın!

Ateş beni durdurmak için bir adım attığında ben ağaca daha çok yaklaştım, Ateş durmuştu.

- Daha bitmedi. Acele etme!

Ağaçta hiç yeşil kısım kalmamıştı ama ben durmamıştım. Güçlerimi kullanmaya devam ettim. Ağaç çürümeye başladı.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin