TESTLER

272 17 0
                                    

Hatırlatma:Açelya daha fazla konuşamadan aşağıdaki odanın kapısı açıldı ve içeri yirmili yaşlarda bir kız getirdi iki kişi kollarından tutuyordu. Kız bırakmaları için yalvarıyordu. Bulunduğumuz odadakiler ise sadece izliyorlardı.

- Kim bu kız? Neden onu odaya aldılar?

Ateş: Sadece sessiz ol ve izle!

Tekrar o kızın bulunduğu odaya döndüm. Odadaki kızın sandalyeye oturmasını sağladılar. Kızın sabit durmasını için ellerini bağladılar. Odaya doktor önlüğü giymiş iki adam ve bir de bayan girdi. Ve doktorlardan biri kızın boynuna birden şırıngayı sapladı. İğneyi birden batırmasından dolayı kız acı ile bağırdı.

Bir kaç saniye sonra kız yavaş yavaş gücünü kaybediyor gibiydi. Çok bitkin görünüyor ve gözleri istemsizce kapanıyordu. Kızı getiren adamlar onu geri götürmek için ellerini çözdüler ve destek vererek yürümesini sağladılar. Kızı odaya sokmaları zor olmuştu ama çıkarmaları şuan çok kolaydı.
Kız kendinde değil gibiydi ve karşı gelemiyordu. Onlar odadan çıkarken bende bulunduğum odadaki bedenlere döndüm.

Açelya odadan çıkarılan kıza umutla bakıyordu, Volkan ve Alp her zaman yaşadıkları bir olay gibi rahattılar ama Ateş odadan çıkarılan kıza memnun bir şekilde psikopat gülümsemesi ile bakıyordu. Ben ise onlara açıklama bekler bir şekilde bakıyordum.

Ateş: Az önce kızın getirildiği oda denek odasıydı ve bizim bulunduğumuz oda da gözlem odası.

- Ne oldu o kıza?

Ateş: İlaçların etkisinden bayıldı. Sana dedim, burası bir denekhane ve sende bir deneksin. Az önce yapılan iğneler gibi bir çok iğne ve test yapılır. Az kişi bu testleri geçer, yaşar ve güçleri olur...

- O kız ölecek mi?

Ateş: Bu gece ölmezse bir şansı daha olacak.

Ben ona sadece şaşkınlıkla ve sorar gözlerle baktım.

Ateş: O iğnelerden bizede yapıldı. Biz güçlenenleriz, yaşayanlarız, tabi buna ne kadar yaşamak denirse.

- Yan etkileri var mı bu testlerin?

Ateş: Herkezde farklı etki bırakır. Kimi iyi olur kimi kötü. Bazı duygularını kaybedebilirsin, eskisi kadar baskın hissedemezsin ya da duygularını kendin kontrol edemezsin. Yapmayacağın veya yapayacağın şeyler yaparsın. Artık eski senden eser kalmaz.

Ateş: Bazı kişilerde de tam tersi olur, duyguları ölmez ama daha fazla hisseder o duyguları. Daha duygusal yaklaşırlar olaylara, her şeye iyi yaklaşmaya çalışırlar.

- Testler, siz onların hepsini geçtiniz mi? Ne kadar sürüyor ya da güçlerinizin belirmesi ne kadar zaman alıyor?

Volkan: Sadece güçlerimiz belli olana kadar devam etti testler. Bazılarında başarılı olduk. Herkeze dayanabileceği son seviyeye kadar testler, iğneler yapılır. O iğneler ile senin içinde bir güç varsa o çıkar ve gelişir.

- Yani bu iğnelerle herkesin güçleri olmuyor mu?

Volkan: Hayır senin içinde güç varsa o iğnelerle açığa çıkar sadece.

- Yoksa. Yani güçlerin yoksa?

Alp: O zaman ölürsün.

Volkan: Ama eğer varsa, dayanabildiğin kadar iğne ve testler yapılır. Ne zaman ölecek duruma gelirsin o zaman testler biter. Belkide bizden birisi olursun.

- Testleri kaç kişi geçti?

Açelya: Çok değil. Biz ve bir kaç kişi daha var.

- En fazla dayanabilen kim peki?

Açelya: En fazla dayanan Ateş, dolayısıyla en güçlüde o.

Ama bu sayı çok azdı. Gördüğü kişi ve onlardan başka bir kaç kişi daha testleri geçmiş ve yaşamış yani çoğu kişi dayanamamış ve ölmüş. Peki ben bu iğnelere, testlere ne kadar dayanabileceğim?

Denekodasına yine birileri girmişti. Sırasıyla içeri bir sürü denek aldılar. Onlarada iğneler yapmışlardı, her gelene farklı bir renkte ve dozda ilaçlardan veriyorlardı.

Biz gelen deneklere yapılan testleri izliyorduk. Kimi fazla bağrıyor, kimi ağlıyor, kimi bayılıyor, kimi kan kusuyordu ve bazıları ölüyordu bazıları da geldiği gibi normal bir şekilde çıkıyordu. Ama çoğu denek acı ile bağrıyordu, fazlasıyla acı çekiyorlardı ve bu acı, bağrış seslerinden gayet rahat anlaşılıyordu.

Bir grup denek bitmişti, ben yine odadakilere baktım kimse içerideki olayı garipsemiyordu. Ama Ateş onlara gülerek bakıyordu.

Dediği şeyde kendisi duygularını kaybedenlerden olmalı ya da sadece duygularını gizleyip zoru oynuyor. Açelya da tam tersi duyguları yoğunlaşan deneklerden olmalılar.

Eğer duygularını kaybetmişse Ateş'in keyfinin yerinde olması normal acı, kan, gözyaşı bunlar onu besliyordu.

-Güçleriniz neler?

Ateş:Benimkini biliyorsun. Acı ve istediğim şeyleri yapmak.

Volkan: Ateş elementini kontrol edebilirim.

Açelya: Akgün ve ben elementleri kontrol edebiliriz.

Alp: Ben elektronik şeyleri ve elektrik akımını kontrol edebilirim.

- Nasıl yani?

Alp: Anlarsın, gösteririm bir ara.

- Göster şimdi anlayım.

Ateş: Bu günlük bu kadar yeter Alin! Alp seni odana çıkarsın.

Evet bencede bu günlük bu kadar acı çeken kişileri izlemek yeterliydi o yüzden karşı gelmedim. Gözlem odasından çıkmak için kapıya yöneldim ama tam bu sırada içeri Cemre ve Cem girdi. Odadan çıkmadan, onların konuşmasına fırsat vermeden ben konuştum.

- Burayı yöneten sizsiniz değil mi?

İkiside şaşırdı birbirlerine baktılar, sonrada onaylar biçimde kafa salladılar.

- Peki ne istiyorsunuz, amacınız ne, güçlerin kazanılması sizin ne işinize yarayacak? Onlara acı çektiriyorsunuz, öleceklerini bile bile buraya neden getiriyorsunuz? AMACINIZ NE? SUSMAYIN CEVAP VERİN!

Alin soru sordukça sinirleniyordu ve her sorusunda sesini daha da yükseltiyordu. Mantıklı bir açıklama istiyordu. Cemre ve Cem beklemedikleri bu sorulara ve Alin'in sinirli oluşuna, gözlerindeki öfkeye şaşırmışlardı.

Hepsi onun sinirli olduğunu biliyordu ama bu kadar sinirli olmasınada şaşırıyorlardı. Daha önce kimsenin bu kadar öfkeli, nefret dolu olduğunu görmemişlerdi ama onun öfkesi ve nefreti gözlerinden belli oluyordu. Cemre ve Cem onun bu hallerine şaşırsalarda Alin'de daha fazlası vardı.

Cemre Alin'in bu hallerini gördükçe onun bir an önce deneklerden biri haline gelmesini istiyordu. Alin'in ölecek mi yoksa güçlü mü olacağını çok merak ediyordu. Ama Alin'in fazla zorluk çıkaracağını tahmin ettiği için onu birazda olsa ikna etmeliydiler iyi olduklarına, Alin'in alışması lazımdı bu yüzden Cemre ve Cem biraz daha sabırlı olmalıydı. Alin'in şuan sakin olmayacak ve onları dinlemeyeceğini bildikleri için Alp'in onu götürmesini istediler. Alp Alin'i odasına götürdü. Alin tek bir kelime dahi konuşmadı.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin