" Alacakaranlıktan süzülen kehanet yardı gökyüzünü ve kana buladı arsız yazgıyı."
🔥🔥🔥
" Biliyor musun, manolya çiçekleri geceleri daha güzel kokar."
Sessizliği kızıla boyayan fısıltım, ayın tanıklığına sığınırken, kahvelerim kelimeleri idam etmiş gül kurusu dudaklardan koparak gecenin lanetini taşıyan zifirilere adımladı ve düşünmeden tek bir ışığın varolmadığı isimsiz şehirde dolaşmaya başladı.
Zifirilerdeki kuytu şehrin sokaklarında kaybolurken düşüncelerim, ruhumun damlatmaya başladığı her sözün duyguları kalbime ağır darbeler savurarak bedenimi savunmasız kıldı.
Bedenimde küçük bir ürperme yayılırken, boynuna sardığım kollarımı çözdüm ve iri bedeninin etrafımı kuşatan sıcaklığına veda ettim. Esir aldığım zifirileri, kahvelerimden firar ederken, usulca değdiği her köşeyi mühürledi ve göğsümdeki yaraya takıldı.
Dalgalanmaya başlayan siyah okyanuslarının sularında yayılmaya başlayan kanın kokusu boğazımı kuruturken, hızlıca bakışlarımı kaçırarak oturduğum yataktan kalktım ve kenardaki masanın üzerine bıraktığım tişörtümü alarak üzerime geçirdim. Gelen yatak sesi uzandığını fısıldadı ürkekçe.
İrkilen gözbebeklerim, gecenin sükunetiyle bütünleşmiş, ellerini yastığın altına koyup, yüz üstü yatan iri bedeninde duraksarken, yatağa yaklaştım ve iri bedenini örterek, usulca boş olan alana bedenimi bıraktım. İri bedeninden süzülen kahve kokusu dudaklarıma baharı bahşederken, kirpiklerime düşler dizildi.
Ruhu sömüren kehanet gibiydi...
Ruhumu ortaya koyan hükümlü gibiydim...İri bedenini örttüğüm örtü ile kendi bedenimide örterken, her zeresini seyre daldım. Zamanın huzursuzluğunu görmezden gelen zihnim, pencereden sızan ayın ışığını kutsamış iri bedenin kusursuzluğunda boğuldu. Bu kusursuzluk nasıl imkansızlığı sembol edebilirdi?
Dakikalar ardı ardına koşuşturmaya başlarken, zaman anlamını yitireli çok olmuştu.
Kusursuz çehresinde dolanan gözbebeklerim bile kendini yer yüzündeki her varlıktan soyutlamaya yeminliyken, kalbime acımasızca renklerini sıralayan kirpiklerinin gölgesinde soluklandı kahvelerim.
" Manolyalar bu mevsimlere küs olurlar... İyileşmeyi nasıl göze aldı ki?" Tedirgin bir şekilde odaya süzülen kelimelerim, küçük birer fısıltıdan ibaretti. Simsiyah kasırgalarına yakalanmış çiçek, nefesimin daralmasına neden oluyordu. Manolya küs olduğu mevsimde yaşayabilir miydi?
" Firar etmeye mahkum olan hiçbir kelimeye hakim olamıyorum Savaş. Hepsi birer birer sızıyor dudaklarımdan ve ben engel olmak adına tek bir şey bile yapmıyorum. Sadece izin veriyorum ve... Masallar fısıldamak istiyorum... Hiç son bulmayacak masallar..." Bakışlarım usulca karanlık okyanuslarını örten kirpiklerinde is kokulu adımlar bıraktı. Bugün ruhumun prangalarına mahkum bütün kelimeleri tüketmek istiyordum.
" Biliyor musun," Zihnimde dolaşmaya başlayan annemin sesi göz bebeklerimi titretirken, kalbime saplanmaya başlayan küçük sızılar özlem doluydu. Okuduğu her masalın son sayfası biterken, ' sonu yazılmış hiçbir masal iyi bitemez.' diye fısıldar gerçeğin örtüldüğünü söylerdi.
" Sonu yazılmış masallar güzel bitmezler ama her masal için bir son yazıldı değil mi Savaş? Tıpkı bizi yok etmeye mahkum eden geçmişin yazılmış olan sonu gibi... " Zincirlerinden kurtulan soru genzimi yakmaya başlarken, kirpiklerinde gezen bakışlarım, zamanı küle çeviren sert çehresinin her zerresini dolaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK TUTKUNUN HAKİMİYETİ
Romansa🔥🔥🔥 Hissizliğiyle geceye diz çöktüren, acımasızca katleden bir cellât! Katletiği her canda kana olan susuzluğunu gideren bir yargıç! O lanetlenmiş, acımasız bir hükümdar! SAVAŞ ARAS. Çiçeklerin fısıltısına hayran, geceye hükümlü bir Tanrıça. Tutk...