Tilbe can havliyle attı kendini dışarı, candaşının uzun sorgusu al al etmişti yanaklarını. . Gece iyice çökmüş, etrafta kimseler kalmamıştı. Hızla ilerlerken otağına aklında döner durardı Bike'sinin soruları.
Sen niye bu kadar sinirlendin ki?
Gerçekten, niye bu kadar sinirlenmişti ki? Evet, Bike'sine verdiği cevap yalan değildi. Eğer olur da Acar'la Turna'nın arasında ciddi bir şeyler olursa Acar'ın Dağ'a yerleşmesinden, her gün yüzünü görmekten, beraber talim yapmaya mecbur kalmaktan korkardı.
Ama öfkesinin tek sebebi bu muydu, ondan emin değildi.
Az ötede kaçar gibi ormana ilerleyen kadın, avcı güdülerini harekete geçirmeseydi geceyi kendine zehir edecekti Tilbe bu düşüncelerle. Pelerininin başlığının sakladığı yüzünü seçemese de, iki adımda bir etrafı gözleyişi gizli bir işe kalkıştığını belli ederdi kadının. Tilbe'nin son isteyeceği şey Dağlı iki gencin gece kaçamağına tanık olmaktı ama Gök'ün Dağ'daki çaşıdını arardı bir süredir, bu durumu göz ardı edemezdi.
Hızlı adımlarla ormana yöneldi Tilbe avını ürkütmeden. Kadının Dağban olmadığı kesindi, alpları bu kadar dikkatsiz olsa Dağ bugünlere gelemezdi asla.
Ağaçlar sıklaştıkça Tilbe'nin hedefini takip etmesi kolaylaşmıştı. Giderek aralarındaki mesafeyi azaltırken "Gelmişsin!" dediğini duydu kadının.
Turna'nın...
Tilbe olduğu yerde kalakaldı.
"Turna Hatun, ben-" Acar'ın lafı yarım kalsa da Tilbe'nin sesini tanımasına yetmişti.
"Durasın Gök Alpı. Zaten zor toparladım cesaretimi, bırak da söyleyeyim yüreğimden geçenleri..."
Sessizce uzaklaştı Tilbe genç aşıklardan, daha fazlasını duymasına gerek yoktu nasılsa. Otağına ilerlerken adımları, eli yüzüne gitti kısa bir an. Islanan parmaklarını urbasına sürtüp kurtuldu son delilinden de anlamlandıramadığı duygularının.
******
Sabahı zor etmişti Saltuk. Günün ilk ışıklarıyla çıktığında otağından, rastladı keyifsiz bir Acar'a fazla uzaklaşamadan.
"Ne beklersin orada?" dedi Saltuk bir ağacın altına çökmüş etrafındaki otları yolan alpına. "Gelmedi mi Turna dün gece?"
Acar ayaklandı hemen. "Geldi, Beg'im." dedi sıkıntıyla. "Geldi de, sizin sandığınız gibi bir şey olmadı. Hislerinin bende karşılığı yoktur."
Saltuk şaşırsa da belli etmedi. Turna çok güzel bir hatundu, Acar da dün heyecanlanmış gibi dururdu. Yine de onu ilgilendirmezdi, o yüzden üstelemedi.
"İyi o zaman, gidip hazırlanasın. Bugün döneriz saraya."
Acar bağır basıp uzaklaşırken Alpagu Han'ın otağına ilerledi Yasavul. Kapıya vardığında Han'ı uyuyorsa diye tereddüt edip beklemeyi tercih etti bir süre. Çok geçmeden Alpagu çıktı otaktan güne hazır bir şekilde.
"Saltuk, ne ararsın burada?"
Saltuk bağır bastı hemen.
"Han'ım sizinle konuşmam gereken bir konu vardır."
Alpagu adamın halini tarttı bir süre, ciddi bir diyeceği var gibiydi.
"Saraya dönmeyi bekleyemeyecek kadar acil midir?"
Başını salladı Saltuk.
"Beklemese daha iyidir."
Alpagu Saltuk'a peşinden gelmesini söyleyerek içeri girdi tekrardan. Otağın ortasındaki minderlere geçip Yasavul'a da oturmasını işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - SalPan
Fiksi PenggemarSalpan hikayeleri Kapak: insta -> @fc.kanbolatgorkem