Yasavul'un Karısı Part 10

117 14 63
                                    

Kam kadın rüzgarda hissetmişti kadının ruhunu, uçurumun kenarından Dağ Obası'nı izlerken. Yanında duran heybetli geyiğe çevirdi onaylamaz bakışlarını.

"Sana gitme demiştim. Boş yere üzdün kızı."

Geyik oralı olmadı. İnatçı bakışlarını önünde serili yuvasına sabitlemişti, Çolpan'ın inadının kime çektiği belliydi.

"Hatırlamadı, değil mi? Ağladı nedenini bilmeden ama gördüklerini hatırlamadı."

Geyiğin gözleri acıyla doldu kızının feryatlarını hatırlayınca. Analar yavrularını teselli ederdi güya, o ne zaman kızlarını ziyarete gitse acı sinerdi evlatlarının gecelerine. Ruhu huzursuz ederdi yaşayanları, gitme vakti geçeli çok olmuştu.

"Hatırlamaz, vakti gelmeden anlamaz." Kam kadın kederle baktı ruhu acunda sıkışıp kalan kadına. "Bilirim beklemekten yoruldun. Bu yıl da vakti değildir ama artık yakındır. Hele bir Çolpan evlensin, Gök Saray'a girsin, sonrası bulur yolunu. Yirmi üç yıl sabrettin, az daha dayan."

Geyik eğdi başını hüzünle. Beklemekten başka ne yapabilirdi ki? Papatya kokulu, altın saçlı kızının gelin gittiği yılan deliğinde tek şansı inatçı kuzusuydu. Bir yavrusu için öbürünü de atıyordu belki ateşe ama köşede izlemekten, Çolpan'ının Tılsım'ını kurtarmasını umut etmekten başka seçeneği yoktu. Rüyalarda bile ulaşamıyordu can parçalarına.

Bekleyecekti. Yıllardır olduğu gibi...

Bekleyecekti.

************************

"Hoş geldiniz çocuklar!" dedi Arat Beg neşeyle.

Aylardır görememişti ne oğlunu ne de gelinini. En son belli etmemeye çalıştığı korkuyla savaşa yolladığı oğluna sarıldı sıkıca. Döndüğünü duyduğundan beri Gök'e gitmek istese de gelininin bitiği engel olmuştu adama. Tekrar aynı korkuyu yaşamamak için burada kalıp bilgi toplaması gerekmişti.

"Hoş bulduk babam."

Çolpan yüzünü örten pelerininden kurtulurken keyifle izledi adamların sarılışını. Dört yıl olmuştu Saltuk'un ailesiyle tanışalı, ikilinin ilişkisinin ne kadar gelgitli olduğunun farkındaydı. Saltuk'un babasından açık bir şekilde sevgi gördüğü anlar nadirdi, o yüzden ne zaman böyle bir ana denk gelse sevdiğinin belli edemediği sevinci içine dolardı sanki kadının, yüzünü engelleyemediği bir gülümseme kaplardı.

"Sen de hoş geldin, kızım." dedi Arat geri çekildiğinde.

"Hoş buldum mu Arat Beg? Bitiklerin pek bir gizemliydi, neye yormalıyım anlayamadım."

Arat, bikenin buyurgan haline güldü keyifle. Yıllar önce rahatsız olurdu belki ama artık alışmıştı Çolpan'ın tavırlarına.

"Hala mı Arat Beg dersin? Haberleriniz geldi, Alpagu Han Saltuk'a istemiş seni. Baba demek için toyu mu beklersin?"

Dağ Bikesi, konumu gereği, duygularını gizlemek konusunda epey başarılı bir kadındı ama Saltuk sevdiğinin yüzünden geçen anlık paniği çok net görmüştü.

"Baba-"

"Dağ'dan kız almak kolay değildir, Arat Beg. Hele bir toy kurulsun, o zaman konuşuruz bu konuları."

Arat Beg üstelemese de Saltuk'un aklına takılmıştı bu durum. Babasıyla oturup laflarken de çaşıt geldiğinde kimliklerini gizlemek için pelerinlerine bürünürken de aklı Çolpan'ın bakışlarındaydı. Sonunda Çinli tüccarın içeri girmesiyle görev bilinci ağır bastı Yasavul'un. Adam oturup Çin tarafında olanları anlatmaya başladığında bütün dikkati tüccardaydı.

Destan - SalPanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin