"Aynalar, korkumu yansıtır.
Titriyor dizlerim, gerçeğim sanrıdır."Perdenin Ardındakiler
"Sen... beni tanıyorsun?"
Gözlerini kapatıp yutkunduğunda gözlerim hareket eden adem elmasına kaydı. Hızla bakışlarımı ordan çekip kapalı göz kapaklarına döndüm.
"Aç gözlerini."
Tüm sakinliğimle söylesem de o, gözlerini açmadan öylece duruyordu. Benden uzun olduğu için kaldırdığım başımı indirip yere baktım birkaç saniye. Ardından daha yüksek sesle konuşup ona baktım.
"Aç şu gözlerini!"
"Güzey, tamam sakin ol."
Yanıma ne zaman geldiğini görmediğim Demir elini koluma koyup sıvazlayınca kolumu ondan çektim. Onlara kısa bir bakış attım.
"Odadan çıkın."
Demir kaşlarını çatıp başını iki yana sallayınca daha sakin bir sesle konuştum."Lütfen Demir, sadece on dakika. Odadan çıkın."
Yenilmişlikle omuzlarını düşürüp diğerlerine işaret ettiğinde ne olduğunu anlamasalar da sorgulamadan arkamdaki kapıya yürüdüler. Senem az önceki tartışmamızı duymadığı için şaşkınlık dolu bakışlarını üstümüzde gezdiriyordu. Boynuna indirdiği kulaklığı çıkarıp ayağa kalkınca elimi kaldırıp onu durdurdum.
"Sen kal Senem."
Anlamasa da sessizce onaylayıp yerine oturdu. Diğerleri çıkınca Demir de şakağıma küçük bir öpücük bıraktı.
"Ne oluyor bilmiyorum ama birbirinizi dinleyin."
Ona tepki vermedim, o da beklemeden çıktığında kapının örtülme sesi geldi.
Başımı kaldırıp Meriç'e baktım. Bakışları bende olsa da o bakışlarda ne olduğunu anlayamıyordum. Sıktığı dişlerinden dolayı belirginleşen çene kasları seğirdi.
Ondan herhangi bir şey duyamayacağımı anlayınca dönen sandalyeye oturup dikkatle bizi izleyen Senem'e döndüm.
Meriç'in önünden bir adımla çekilirken omzum koluna çarpsa da hiç tepki vermeden öylece yerinde durdu."Güzey, kurcalama."
Fısıltılı sesiyle duraksasam da alaylı bir gülüş peydah oldu yüzümde. Görmese de gülüşümü hissettiğini biliyordum.
"Ne oluyor amına koyayım? Sadece iki şarkı dinledim. Neler olmuş burda."
Senem'in şaşkınlıkla söylediklerini umursamadan masanın yanına kadar geldim.
"Ne zaman öğrendin bu adamın ismini?"
Anlamayan bakışları yerini soru işaretlerine bıraktı.
"Zafer Deder mi?"Duyduğum isimle kısa bir an gözlerimi kapattım. Dişlerimin arasından "Evet" dedim.
"Az önce işte."
Başımı yavaşça sallayıp dilimi üst dudağımda gezdirip kuruyan dudağımı ıslattım.
"Nasıl öğrendin peki?"
"HTS kaydında, müdür puştunun belirli aralıklarla görüştüğü ama konuşmalarını çok kısa tutmalarından dolayı şüphelendiğim bir numarayla karşılaştım. Önceki numaranın aksine bu düzenli aralıklarla konuşmuyırdu. Numarayı sorgulayınca da numaranın sahibin ismini öğrendim."
"Peki Meriç bu konuda bir şey söyledi mi sana hiç?"
Bakışları kısa bir an arkamızdaki Meriç'e kaydı.
"Sadece asıl iletişimi farklı bir cihaz ya da numara üzerinden kurma ihtimallerinden söz etmişti. Ben de onun için iki gündür uğraşıyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sönük Kibrit Ve Buz Tutmuşlar
Ficção AdolescenteOnun hüzünle kaplı gözlerini gördükçe içimin sızladığını hissediyordum. Çaresizce başımı kaldırıp yukarıya baktım. Konuşurken ona bakamıyordum bile. "Unutamıyorum Beyaz Gömlekli. Mutlu olayım, geride bırakayım her şeyi diyorum. Aptal Güzey, yanındal...