Shoto'nun ağzından
-Gözümü kim bu hâle getirdi sence?
Bana mı diyor? Ben nereden bilebilirim? Ayrıca umrumda olduğunu düşnüyorsa-
-Endevour.
Pekala?
-Aah, zavallı şey. Seni canlı istiyorlar ama planda değişiklik yapmamda bir sakınca yok değil mi?
-Sadece konuşacak mısın? (Shoto)
-Trajik hikayemi dinlemek istemiyorsun demek.
Der demez saldırmaya başlamıştı bile, beklemeden.
Benim de beklemeye niyetim yoktu tabii.
Önce sağ tarafımı kullandım ama çok büyük bir etkisi olmuyordu. Kaslarının etrafında deri olmadığı için buzumun işe yarayacağını düşünmüştüm oysaki.Zayıf noktası yok muydu onun?
Ateş gücümü denemem tehlikeli. Henüz kullanmakta iyi değilim, uzun süredir kullanmadım.
One For All'u kullanmalıyım.
Yaptığım hamleleri kolayca savuşturuyor.
Düşünmek için zaman vermiyor ve kendisi de düşünmeden savaşıyor.
-Hah! All Might'ın vârisi, geleceğin bir numarası bu mu yani?
Konuşmak için ara verdi.
Ah, hayır beni etkilemez. Bunları duymaya hazırım.
Hâlâ %15 ile savaşıyorum. Ufak sıyrıklar dışında bir işe yaramıyor çünkü yakınına yaklaşamıyorum. Eğer onu iyice kendime çekersem yüzde yüzü kullanabilirim. İyice hasar vermeliyim ama bunu yapmam biraz canımı yakacak.
Aynı saldırıları kaç kez tekrarladık bilmiyorum ama sonunda yaptığı şey gerçekten beklenmedikti. Ofa'yı kullanmak için mükemmel bir an ama onun altında ezilirken bu kolay olmayacak.
-Beklediğimden daha da berbatsın! Seni özel kılan şey ne ha?-
Tamam, tüm dikkatini ver Shoto! Tüm gücünü vücuduna yay! Bu acıyı hafifletecektir.
Ne kadar azalır bilmiyorum. Beni tost yapmadan önce...Şimdi!..
One For All...
Yapabilirim!
-AAAGHH! (Shoto)
-Nereye uçtu?..
Kahretsin... Göremiyorum.Hiçbir şey hafiflemedi...
Bilincimi açık tutmalıyım.
Bu sefer... Ben...Yapmam gereken o kadar şey arasında tek yapabildiğim ağacın gövdesine yaslanmak oldu.
Bilincim kapanmak üzere.Acıyor.
Dayanamıyorum.
Tam kendimi bırakacakken...
Sesler geliyor?
Görüşüm bulanık hiçbir şeyi anlayamıyorum.
Nefes alamıyorum.
Göremiyorum.
Hareket edemiyorum.
Sona mı geldim?
Hayır, şimdi olmaz.Eğer ayılmazsam başka bir villian gelebilir.
Kimsenin başına dert açmamalıydım.
Üzgünüm...
-Büyülü El çabuk ol! Onu iyileştir!
Kim?.. Neler oluyor?
-Todoroki! Sakın uyuma!
Yüzümde bir çift sıcacık eller...
-Kaibara-kun!
Kai... Ba...
Ra...
Vücudum sanki rahatlıyor. Tüm bedenime yayılan rahatlama...
-Şükürler olsun...
Yavaş yavaş kendimi iyi hissetmeye başlıyorum. Daha rahat nefes alabiliyorum.
Her şey bir an da gelişti sanki.
Büyülü el?
İstemsizce gülüyorum buna. Komik bulduğum için mi?
Bakugou'nun her zamanki takma isimlerinden biri.-Bu isimleri nereden buluyorsun sen?
Kafam şu an gerçekten tuhaf.
Ben gülüyorum?
Gülerek konuşuyorum?
Bu his değişik.
Gözlerimi açtığımda ise o bir çift elin sahibiyle göz göze geliyorum, mutlulukla parlayan kırmızı gözler. İlk kez... O ilk kez mutlu. Benim için mi?Elleri hâlâ yüzümde, bu istemeden mutluluk veriyor.
-Eh, yetenek işi diyelim?
O da gülüyor... Çok güzel gülüyor.
-Şükürler olsun, Todoroki-kun... Daha iyi misin?
-Evet ve teşekkür ederim, Kaibara.
-Ah... Şey... Uhm... Ö...Önemli değil!
(YN-Kaibara Shoto'ya aşık oldu galiba ama spoiler olmasın)
-Eh, Melez Bey de iyi olduğuna göre artık gidebiliriz. Şu dişliyi hallettik. Kas adam nerede?
-Uçurdum. Nereye gitti bilmiyorum...
-Yakında olmadığı kesin... Her neyse harekete geçelim. Elimi tut Yarım!
Bitti bir bölüm dahaaaa
Ve ben bu ikiliyi hâlâ sevgili yapamadım ŞALWĞŞWÖSİAŞEÖİQÖEŞS
Elbet bir gün...
Kendinize iyi bakınnn<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What A Waste~ TodoBaku
FanfictionSen olmadan yaşadığım her an acı vermekten başka bir şeye sebep olmuyor. Ama artık sorun yok. Çünkü yanına geliyorum birazdan. Bencillik olduğunu düşünebilirsin, ben de farkındayım. Gerçek bir kahraman gibi ölmeliydim. Senin gibi. Ama... Olanlarda...