4.Bölüm (Çiftlik)

307 13 10
                                    

Bugün yayla'daki çiftliğe at sürmeye gidecektim , zaten annemler mevsimi geldiği için ara ara giderlerdi ama malum olaylar olunca bir süre gidemediler . Şimdi de düğün işleri çıkınca gitmeye vakitleri kalmamıştı .

Alışverişin üzerinden 2 gün geçmiş ve yarın için nişan hazırlıkları başlamıştı ama ev o kadar yoğundu ki bir an önce kendimi dışarı atmak için an kollamıştım.

"Marall kız nerdesin? "

" Avludayım yenge "

Tam hazırlanmış çıkıyordum ki yengem yine bir yerlerden çıkageldi .

"Kız nereye böyle hazırlanmışsın ? Yarın senin mi nişanın var benim mi belli değil"

"Ay yenge sanki ayıla bayıla evleniyorum da nişanı da eksik kalsın."

"Gülüm olur mu öyle annen şimdi görse kızar sana "

Doğru annem görse bu kapıdan adımı mı atamazdım . Demek ki yengeme yalvarma zamanı gelmişti , yavaşça yengeme yanaştım ve üzgün gibi gözükmeye çalıştım .

" Yenge zaten dertlerimi biliyorsun ? Tabi sen severek evlendin beni anlamazsın . Lütfen idare et beni birkaç saat atımla ilgilenip geleceğim"

Yengem sözlerimden etkilenmemiş gibi sırıtmaya başlamıştı .

" Ah gülüm sen beni saf sandın herhâl , yer miyim ben ?"

"Yemez misin ?"

Kafasını sağa sola sallamasından yemediği açıkça ortadaydı.

" Ama yok mu benim şu yufka yüreğim ,kıyamıyorum işte .
Hadi çabuk git, erken gel."

" Yengem benim, çok sağol "

Yanağına hızlıca bir öpücük kondurmuş ve hemen konaktan çıkmıştım . Evin dışındaki garajdan arabamı da aldıktan sonra yola çıkmış , yarım saate de çiftliğe ulaşmıştım.

Burası mükemmeldi, babam burayı çok sever bakımına özen gösterirdi . Hatta bazen gelir bahçe ile bizzat kendi ilgilenirdi .
Yayla mevsimi de olduğu için temizletilmiş ve bakımları yapılmıştı.

Arabamı garaja park ettikten sonra çantamı eve bırakmış hemen atların olduğu alana yönelmiştim .
Ahıra girince seyis Cemal ağabeyi gördüm , evleri buraya yakındı .
Cemal ağabey atlarla ilgilenir, eşi Güler abla da babamlar çiftliğe geleceği zamanlar buranın temizliği ile ilgilenirdi .

"Selamün aleyküm Cemal ağabey"

"Aleyküm selam kızım ,hangi rüzgar attı seni buralara ?"

" Biliyorsun Cemal ağabey bu hafta evleniyorum , düğün telaşından bunaldım da Kahvemi görmeye geldim ."

Sözlerimle başını sallamıştı. Kahve benim atımın ismiydi , çok güzel bir attı rengi tabiki de kahverengiydi zaten ismini de renginden dolayı vermiştim , e tabi kahveyi çok sevmem de ayrı bir meseleydi.

" Duydum kızım, hayırlısı olsun inşallah. Neyse ben seni atınla yalnız bırakayım."

" Tamam Cemal ağabey, iyi günler size"

" İyi günler kızım "

Atım yine herzamanki yerindeydi , beni görünce garip sesler çıkarmaya başlamıştı bile

" Ah güzelim , özledin mi beni?"

Sanki cevap verecekmiş gibi konuşuyordum ama, neye üzülsem neye kırılsam gelir Kahveme anlatırdım .
Biraz sevdikten sonra eyerinden tutarak atıma bindim ve biraz yalnız kalmak için boş yaylalara doğru sürmeye başladım .

Ruh-u Revan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin