Medya; Şahsi çalışmadır. Temsili yapılmıştır."En zor savaş, kafanda bildiklerinle kalbinde hissettiklerin arasındadır..."
-Cemal Süreya**********
"Ailen mi? Sen neden bahsediyorsun?"
Yüzümü tedirgin bir ifade ile taramıştı. Anlatacağı her neyse, bundan çekiniyordu. Anlatmak istemiyordu. Fakat sonunda yenilmiş gibi söze girdi;
"Maral, evet biz Sinan ile birbirimize aşığız ama bizim kaçma gibi bir planımız hiçbir zaman olmadı. Beni bekleyecekti, üniversiteyi bitirecektim ve sonrasında evlenecektik. Ben ailemin başını eğemezdim ama mecbur kaldım."
Biten cümlesi ile birkaç saniye sakinleşmeye çalıştı. Bende anlamaz gözler ile bir Sinan'a bir Berivan'a bakıyordum.
Sinan sonunda beni bekletmemek için konuşmaya başladı;"Maral, Berivan'ın da dediği gibi bizim hiçbir zaman böyle bir planımız olmadı. Ta ki o şerefsiz ortaya çıkana kadar. Berivan'ın dedesi, babasının engel olmasına rağmen bir beşik kertmesi yapmış."
Beşik kertmesi mi? Peki neden kimse bana bu durumdan bahsetmemişti?
Öğrendiklerim ile iyice karışan zihnimi bir düzene koymaya çalışıyordum ama yok, olmuyordu."Benim bir beşik kertmem vardı Maral. Behram... Lisenin son günü sıkıştırdı beni, benimle evleneceksin dedi. Korkuyla kaçmıştım, eve yetişir yetişmez Baran ağabeyimi aradım. Ağabeyim bin pişman etmişti onu." dedi Berivan.
Ağabeyim deyince biraz durulmuş, gözleri tekrar dolmuştu Berivan'ın. Şimdi az çok olanları anlıyordum ama hala parça parçaydı herşey.
"Bak Berivan, bana herşeyi anlatman gerek. Ancak o zaman anlayabilirim seni. Söyle bakalım, sonrasında ne oldu?"
Çektiği burnu ile sakinleşmeye çalıştı. Gözyaşlarına hakim olmak istiyordu.
Hâline üzülmüştüm ama onları anlamak istiyordum."Sinan'a bu konudan bahsetmemiştim, beni terk etmesinden korkuyordum. Sonra birkaç ay sesi çıkmadı Behram'ın, ayrıca babam da babası ile konuşmuştu. Ben bu konunun kapandığını düşünüyordum, en azından benim ailem tarafından öyle olmuştu. Bu süreçte ben üniversite sınavına çalışıyordum. O birkaç ayın sonunda birgün Sinan ile görüşmüş ve eve dönüyordum."
Sinan dinlemekte zorlanır gibi sinirle atladı söze.
"O gün ben hayatımın hatasını yaptım. Eğer ısrarını dinlemeyip, Berivan'ı eve yanlız göndermeseydim bunlar olmayacaktı. Ellerimle öldürecektim o iti!"
Sonra hırsla ayaklandı, sinirden boynundaki damarları belirmişti. Onu ilk kez bu kadar sinirli görüyordum.
"Ama Berivan Hanım bana Behram itinden bahsetmemişti bile, değil mi Berivan?"
Oturduğu yerde küçüldü Berivan, eğdi başını. Ağlamaya hazır gözleri tekrardan başlamıştı sessizce gözyaşı dökmeye. Benim gözlerim ise ikisi arasında mekik dokuyordu.
"Eğme başını güzelim, ağlama. Neden söylemedin bana?" dedi Sinan, Berivan'ın önünde diz çökerken. Bir yandan da elleri ile gözyaşlarını siliyordu Berivan'ın.
"Sinan korktum... Sana birşey yapmasından korktum, eğer o değilde sen yapsaydın. Onu öldürseydin, hapislere düşecektin. Ben bunu yapamazdım."
Kız haklıydı, böyle bir durumda vardı. Sinan'a söylese, acımaz öldürürdü Behram'ı. Bunları düşünürken gözüm kolumdaki saate takıldı. Çok vaktim yoktu, erkenden eve dönmeliydim. Baran'ın eve dönmesine daha saatler vardı ama kimsenin beni görmemesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan
Ficção AdolescenteUrfa'da güneşin sıcağında yanan tek şey suya muhtaç toprağı değildi, yüreklerde sıcaktan nasibini almış olabildiğine yanmıştı . *************** Yapılan bir hata sonucu Maral hayatını tamamen değiştirecek olan berdele mecbur bırakılmış, ona karşı hiç...