7

767 70 149
                                    

Ferhat odasına giderek takım elbisesini alacaktı ama genç kızın uyanıp uyanmadığını bilmiyordu. Kapıya vurdu lakin ses gelmiyordu. Sessizce girip takım elbisesini alıp çıkacakken genç kızın yastığa sıkıca sarıldığını görünce gülümsedi.

Demek ki kokusunu onu derin bir uykuya bırakmış. Yorganla savaşa giren kızı görünce gülmemek için kendini zor tuttu. Kapıyı kapatıp yanına giderek yorganla üzerini örteceği sırada genç kız kafasını yatağın başlığına vurduğunda hafif açısıyla tıslayarak gözlerini açınca Ferhat gördüğünde çığlık atacağı sırada hemen ağzını kapattı.

"Şşt sakin bağırma tamam mı?" Olumlu anlamda başını salladığında sessizce

"Ne yapıyorsun be manyak mısın?" Kalbi haddinden fazla atarken Ferhat'ın fark etmemesi için dua ediyordu.

"Takım elbisemi almaya geldim ayrı yeten üzerini açık görünce örtmek istedim." Biraz daha yaklaştığında Aynur korkuyla geri çekilecekken durdurup kafasına baktı.

"Neyse ki şişmemiş. Söylesene hep böyle misin?"

"Nasıl yani?" Gülümseyerek

"Hep böyle deli mi uyursun?"

"Ne o beğenemedin mi ağam?" dediği şeyi idrak edince ağzını kapattı. Kulağına yaklaşıp

"Yoo, çok beğendim hele benim yastığımı koklamanı daha çok beğendim." Dudağını dişleyerek genç adama baktı. Adeta gözleriyle dudakları arasında mekik dokuyordu.

"Şey biri görmeden çıkabilir misin yanlış anlayacaklar." Ferhat sırıtarak

"Ne anlayacaklar ?"

"Şey yani sen ben of !" diyerek yüzünü kapattı. Konuştukça batıyordu. Genç adam kahkaha atmamak için kendini zor tutarken Aynur kalbini durdurmaya çalışıyordu. Genç kızın ellerini tutarak yüzünden çekti.

"Kimseye bir şey açıklamak zorunda değiliz! Hem sana böyle olmak çok yakışıyor, çok tatlı oluyorsun Ehlibeyt gülü!" Kocaman gülümseme sergiledi genç kız.

"Yüreğimde çiçekleri yeniden yaşatmaya mi çalışıyorsun?" Olumlu anlamda başını sallayarak

"O çiçekler hiçbir zaman solmamalı Ehlibeyt gülü!" diyerek alnından öptü. Hemen ardından Zülfikar kılıcı dövmesinin orayı öpecekken genç kız hemen

"Dur lütfen!"

"Pekâlâ, sadece masum bir öpücüktü!" Genç kız gülümsediğinde kalkarak takım elbisesini alıp çıkacakken genç kızın yanağına küçük bir öpücük bırakıp koşarak gittiğinde geride sadece şaşkın ördek gibi bakan bir adet Aynur vardı. Elini yanağına götürdüğünde gülümsedi.

Aşk şarabı gerçekten üzerine dökülmeye mi başlamıştı, kendini gerçekten o yangına atacak mıydı Aynur? Ya da Ferhat'ı değildi kendisi mi yanacaktı? Biran önce karar vermeliydi. Daha genç adama deliler gibi âşık olduğunu kendine itiraf edememişken o yangında istemeden yanıyor muydu? Yüreğini tuttu genç kız

"Savrulan yüreklerimiz kül olacak Bozbey'im!" dediğinde hemen kendine gelerek yataktan kalkıp günlük rutin işlerini halletti. Kırmızı gömleğini ve siyah pantolonunu giyerek önden iki düğmesini açık bıraktı. Saçlarını düzleştirdi. Bugün kolyesini takmadı. Özel bir yere koyduktan sonra yatağı düzeltip odadan çıktı. Genç kız aşağıya indiğinde karşısında siyahlar içinde adam sofrada oturmuş aşkla ona bakıyordu. Aynur en sonunda kendine gelip gülümseyerek

"Günaydın." dediğinde diğer ahalide Leyla dışında karşılık verdi. Annesi kahvaltı yapıyordu iyi ki canı pek bir şey istemediği için

"Hepinize afiyet olsun benim çıkmam gerekiyor." Ferhat atlayarak

EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin