57

270 14 54
                                    

Aynur mutlu olan adamı gördüğünde akacak olan gözyaşını görmemesi için arkasını dönüp gideceği sırada Ferhat seslendi.

"Nereye güzelim?" Sesinin titremesine engel olarak

"Lavaboya gidiyorum birazdan gitsek olur mu bende tebrik etmek istiyorum."

"Nasıl istersen!" demesiyle hızla lavaboya gittiğinde kapıyı örtüp ağzını kapattı. Ferhat'ın hıçkırıklarını duymasını istemiyordu. Elini istemsizce karnını tuttu.

"Özür dilerim anneciğim seni koruyamadım özür dilerim." dedikten sonra Ferhat'ın sesini işitti.

"İyi misin güzelim?" dediğinde Aynur derin bir nefes alarak

"Evet iyim!" Der demez elini yüzünü yıkayıp çıktığında genç adama gülümseyerek

"Hadi çıkalım." İlerleyeceği sırada Ferhat durdurdu.

"Bana dön bakalım Ehlibeyt 'in gülü!" Aynur dönmek istemiyordu onunda yarasını deşemezdi. Derin bir iç çekti.

"Hadi Pınar'ın yanına gideceğiz!" Arkasına dönmeyen inatçı kadının önüne geçerek gözlerinde akmak üzere olan yaşı yakaladı. Neden bu kin bu öfke? Geçmişe olan ihanet mıydı, yoksa zamanın acımasızlığı mıydı?

"Neden ağlıyorsun?" dediğinde bunu dediğine pişman olmuştu. Anlamıştı durumu. Aynur'a sıkıca sarıldığında bu güven veren kokuya gözyaşlarını akıttı.

"Ehlibeyt 'in gülü ağlama!"

"Ona doyamadan bizi bıraktı!" Genç kızın saçlarından öptüğünde

Ferhat çıkan kısık sesiyle

"İstersen sen gelme!" Başını genç adamdan çekip gözyaşını silerken genç adamın gözyaşının aktığını gördü. Yanağına dokunarak onunda gözyaşını silerek

"Gelmek istiyorum." Genç kadının alnından öperek

"Hadi üzerini değiştir gidelim."

"Gerek yok zaten elbiseyle uyumuşum!" dediğinde ikiside güldü. Ferhat ceketini alırken Aynur'da kabanını alıp çıktılar.

Pınar Bülent'in elini tutarak

"Geliyor Bülent canım yanıyor."

"Hayatım az daha dayanabilir misin?" Pınar derin derin nefes alarak ıkınmaya devam ederken

"Bülent durdur!"

"Bülent Ahhh! Bülent geldi." Bülent korkuyla arabayı durdurdu. Genç adam karısının terini sildiğinde telefon çaldı. Ferhat'ın aradığını görür görmez açtı genç adam.

"Durumlar ne âlemde?" demesiyle Pınar'ın bağırmasını duydu.

"Neler oluyor Bülent?"

"Do_do_dogum başladı. Hastaneye yetişemedik! Diğer yol kapalı, Lastik patladı Allah kahretsin!" Diye kekeleyerek söylemişti. Aynur bunu duyduğunda anda Ferhat'tan telefonu alarak

"Bülent neredesiniz? Pınara söyle ıkınmaya devam etsin geliyoruz biz!" Ferhat bir yandan kıza bakarken bir yandan yola bakıyordu.

Bülent bulundukları yerin konumunu bulmaları için attı

"Bekleyin bizi yakınız!" diyerek kapattı genç kadın Ferhat'a hızlanmasını söylediğinde

"Arabada çarşaf ve su var değil mi?"

"Var güzelim, ne yapacaksınız?"

"Gerekirse doğumu ben yaptıracağım. Biraz daha hızlan hadi!" dediğinde Bülent eşinin terlerini silerken Pınarın bağrışları ormanda inliyordu. Turgut Bey oğlunun arabasını gördüğünde durarak yaşlı kadınla beraber yanlarına gittiler. Kapıyı açtıklarında

EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin