Zaman çok hızlı ilerliyordu. Berivan elbisesine hayranlıkla bakarken Çağatay'ın çok zevkli olduğunu anlamıştı. Kapı kapandığında yaşlı kadın kızının yanına geldiğinde
"Kızım kahvaltıya inmeyecek misin?"
"Gelmeyeceğim. Birazdan dışarı çıkacağım, akşama düğünde görüşürüz." dediğinde yaşlı kadını göndermişti. Şeyhmus ve Destan kahvaltıya oturduklarında Tarık Bey gelinine gülümseyerek
''Düğünden sonra seni diğer aşiretlerle tanıştıracağım.''
''Nasıl uygun görürseniz.'' dediğinde kahvaltılarını yapmaya başladıklarında evde diğer hazırlıklar devam ediyordu. Kahvaltı biter bitmez. Şeyhmus kızları kuaföre götürdüğünde Destan'ın gelinliğini akşam halletmişti. Çağatay ve Berivan buluştuğunda ikili arabaya binince genç adam müzik eşliğinde arabayı sürüyordu.
''Nasıl çıktın?''
''Yokluğum hissedilmedi bile, rahat çıkabildim.'' diyerek iç çekti. Elinden tuttu genç adam.
''Artık yalnız değilsin, ben varım.'' Elini tutarak gülümsedi.
''Çağatay elbiseyi orada giymem için yer var mı?''
''Var güzelim. Gelin ve damat için yer ayırttım.'' dediğinde nikâh yerine geldiklerinde Berivan elbisesini aldığında ikiside içeriye girdiler. İlk salondan geçtiklerinde merdivenlere çıkarak Çağatay'ın ilerletmesiyle odaya geçtiler. Genç adam heyecandan
''Şey ben dışarıdayım bir şey olursa beni çağırırsın.''
''Tamam.'' dediğinde genç adam gider gitmez. Genç kadın hızlıca hazırlanmaya başladı. Saçı hazırdı Allah'tan. Straplez uzun biraz yırtmacı olan elbise çok şıktı. Hemen ardından ellerine kırmızı renk eldivenleri geçirdi. Aynadan kendine baktığında gerçekten çok güzel olmuştu. Kapı birden açılınca genç kız yerinden sıçradı. Arkasını döndüğünde Alper'i göreceğini tahmin etmiyordu.
''Ne var, neden geldin? Çağatay'ı çağırmamı istemiyorsan git!'' Hızlıca kapıyı kapatıp genç kızın yanına geldi.
''Neden, bu kadar çok mu nefret ediyorsun söylesene? Önemsiz miyim senin için, daha tanımadığın bir adamla evleniyorsun. Sen nasıl yaparsın Berivan?'' Öfkeyle Alper'e tokat attı.
''Sen bana hesap soracak en son kişisin! Beni yıllardır bu oyunun içine alet etmeden önce düşünecektin. Eğer bu oyunu oynamasaydın, bana kaçalım deseydin yeminim olsun kaçardım seninle. Para, pul umurumda olmazdı. Seni seviyordum sadece seni. Ama sen ne yaptın beni yarı yolda bıraktın ve ölü gibi davrandın. Eğer evli olmasaydın tekrar bir şansımız olabilirdi ama artık yok!'' Genç kızın belinden tuttuğu gibi kendine çekip, başını kibarca tuttuğunda dudaklarından öptü. Elleri ondan habersiz genç adamın boynunu sarmıştı bile. Berivan derhal kendine gelmeliydi. Hızlıca genç adamı itleyerek tokatı attı.
''Sakın, sakın bir daha bunu yapma! Başka bir kadını öptüğün dudaklarla beni öpemezsin!''
''Onunla evlendiğim zaman Sinem'e hamileydi. Evet, onu beğeniyordum. Onunla evlendiğim an bile aklımda sen vardın. Sarhoştum hem de çok. O kadında seni gördüm, onunla birlikte oldum. Sonra kızımız oldu. Zamanla onu sevsem de sen benim kavuşamadığım kara sevdamsın, ay ışığımsın. Yalvarırım evlenme, beni böyle cezalandırma!''
''Peki ya sen? Sen bana kendini ölü olarak gösterdin, sonra yaşadığını ve evli olman, üstüne üstlük bir kızın var ve en ağır cezayı ben çekiyorum Alper! Sen sadece benim evlendiğimi görüyorsun ve bu en hafif cezan! Şimdi git artık!'' demesiyle intikamını almıştı. Genç adam gideceği sırada arkasına dönerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)
Literatura Feminina5 Temmuz 2022 Not: çalıntı veya benzer şeyler olursa işlem başlatılacak Alevi kategorisinde 1. 🏆 Bu kitaba lütfen ön yargilarinizi bir kenara bırakıp öyle okuyunuz amacım kesinlikle ayrımcılık yapmak değildir! Her şey bir düğünde başlamıştı. Kim b...