Hatalar vardır bizi karanlığa ve zulme iten ve bazı insanlar vardır bizi o hatadan kurtarabilecek olan... Bülent genç kızı aradığında telefonunu açmıyordu.
"Pınar yanlış karar vermedin umarım. Çok üzüleceksin!" Genç kadın hasta koltuğunda bacaklarını kendine doğru çekmiş ağlıyordu. Telefonla Bülent'i aradığında genç adam hemen açtı.
"Neredesin sen?" Genç adam oldukça öfkeliydi. Pınarın ağlayan sesini duyar duymaz yumuşadı.
"Sana ihtiyacım var gelir misin?"
"Konum at!" Konum geldiği anda evden koşarak gittiğinde babasının ne dediğini bile anlamadı genç adam. Hızlıca arabasına bindiği gibi son sürat sürdü arabayı.
Yarım saat içinde hastaneye geldiğinde hızlıca arabadan indiği gibi koşarak hastaneye girdi. Tam o sırada Pınarı görünce sıkıca sarıldı.
" Küçüğüm iyi misin?" Genç kadın ağlayarak genç adama sarılıp
"Yapamadım ben yapamadım. Çok korktum."
"Şşt geçti sakin ol bakalım. " Genç kızı kendinden çekip gözyaşlarını sildi.
"Bir ağrın falan yok değil mi?" Olumsuz anlamda başını salladı.
"Kimliğini ver gereken işlemleri halledelim. Seni bu halde yalnız bırakmam!"
"Bu bebeği kendim büyüteceğim seninle evlenmeyeceğim!" Bülent yutkundu. Pınar onun çocukluğuydu. Onu zorda bırakamazdı. Onu koruyacağına her zaman yanında olacağına söz vermişti.
"Güzelim inat etme ne zamana kadar saklayacaksın sizinkiler öğrenince neler olacak hiç düşündün mü?" Pınar gözlerini kaçırarak
"Ben seni düşünüyorum abimle aran bozulacak iki aşiretin arası bozulacak!" Elini genç kızın yanağına koyarak yüzünü kendi yüzüne çevirdi. Derin bir iç çekti.
"Bozulmayacak!" Genç kızın telefonu çaldığında telefona baktı. Oğuzun sesini duyduğunda
"Ne var be ne var ne arıyorsun beni?" Tam o sırada hastaneden çıkmışlardı.
"Aldırdın mı çocuğu?" Pınar gözyaşını güçlükle tuttu.
"Pınar aldırdın mi?" Genç kadın bağırarak
"Allah belanı versin evet aldırdım mutlu musun?"
"Güzel bir daha yüz yüze dahi gelmeyeceğiz!" Pınar yere oturacakken gözyaşları sel gibi aktı
"Sakın Pınar güçlü ol sakın!" Genç adamın elini güçlükle tutarak ayağa kalktı. Gözyaşını sildi. Derin bir nefes aldı.
"Canım yanıyor ama iyim!" diye titreyen sesiyle söylediğinde Bülent gülümseyerek
"İşte benim küçüğüm!"
"Peki ya ben bu bebeği neden aldıramadım."
"Çünkü o günahsız ve onun bir suçu yok! Demek ki sana iyi gelecek tek şey o bebek!"
"Sen, sen emin misin?"
"Seni zora koyamam, bu saatten sonra birini de sevemem!"
"Neden yani şey? Önceden vardı ya uzun süredir yoktum bilmiyorum olayları." İkisi arabaya bindiklerinde
"Aramızda anlaşamadığımız durumlar oldu. Hemen gitti başkasıyla evlendi demek ki yeterince sevmemiş beni! İçin rahat olsun öyle bir sorunun hiçbir zaman olmayacak küçük hanım!" Aynur'u anlatmadı bile. Pınar iç çekerek
"Şey ben üzgünüm sana bunlardan bahsetmek ve bahsettirmek istemezdim." Genç adam bir yandan araba sürerken
"Bunları zaten konuşacaktık aradan çıkmış oldu." Derin bir iç çekti. Bülent genç kızın elini tutarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EHLİBEYT'İN GÜLÜ (Düzenlendi. Kitap Burada Devam Edecek)
Literatura Feminina5 Temmuz 2022 Not: çalıntı veya benzer şeyler olursa işlem başlatılacak Alevi kategorisinde 1. 🏆 Bu kitaba lütfen ön yargilarinizi bir kenara bırakıp öyle okuyunuz amacım kesinlikle ayrımcılık yapmak değildir! Her şey bir düğünde başlamıştı. Kim b...