-19-
Bade kendisine geldiğinde acıdan inliyordu. Sırtının her yeri deli gibi sızlarken kollarını ve bacaklarını hissedemiyordu bir türlü. Yarı açık olan gözlerini güçlükle açmaya çalıştığında etrafı bulanık görüyordu. Alnından göz kapaklarına akan kan,kirpiklerini birbirine yapıştırmış ve açılmamasına neden oluyordu. Dudaklarını büzerek "Abi.."diye fısıldadığında Shah'ın sesini duydu.Shah "Küçüğüm..." Bade gözlerini kapayarak ağlamaya başladığında Shah ona acı ile bakıyordu. Mahvetmişlerdi küçüğünü... Bedenini paramparça etmişlerdi... İşkence yapmışlardı ona... Kolları o bebek gibi pürüzsüz tenini kızgın demirlerle dağlamışlar,kırbaçlarla etlerini şişirmişlerdi. Sırtı kan içerisindeydi. Başına aldığı darbelerden ötürü yüzü gözü kan içindeydi. Dudakları patlamıştı... Kımıldamaya çalıştığı her an acısı daha çok artıyor ve daha çok ağlıyordu..
Shah gözlerini yumarak ölmesini istedi... Böyle acı çekmesindense bir kere de ölmesini istedi kardeşinin... Zincirlerle ellerinden bağlı bir şekilde oturmak ve ona dokunamamak acıların en büyüğüydü Shah için... Bade can çekişiyordu ama o bile daha fazla dayanamazdı bunca acıya ve işkenceye... "Direnme.."diye fısıldadı Shah. Bade ağlarken gülümsedi ve "direnmezsem kaybederim..."dedi ve sonra yeniden ağlamaya başladı.
"Canım yanıyor... Çok canım yanıyor..."diyerek ağlarken demir kapı büyük bir gürültü ile açıldı. İri uzun boylu bir adam içeri girdiğinde "Adamların.. Naim,Anif ve karının abisi.. Akıllı adamlar..."dedi Shah'a bakarak. Adam "Kaçtılar!"dediğinde Shah güldü ve "Aptal! Biz asla kaçmayız!"dedi. Adam uzun sakalını sıvazlayarak Shah'a baktığında genç adam gülümsedi ve karşısında endişeli bir ifade ile kendisine bakmakta olan adama bakarak "Buradalar !"dedi.
Adam sinirden ne diyeceğini bilemez bir halde etrafına bakındığında yerde cansız bir halde yatan Badeye kaydı gözü. Gözlerini kısarak yüzüne iğrenç bir gülümseme yerleştiren adam kızın başına giderek ince ayak bileğini eline aldı ve yüzüne yaklaştırarak "Henüz el değmemiş bir çöl ahusu.."dediğinde Shah iki eliyle zincirlere asıldı ve "Eğer ona dokunacak olursan...Seni boğarım! Beni anladın mı?!"diye bağırdı.
Adam o kadar kayıtsızdı ki herşeye Shah'a bakmadan Badenin bacaklarını okşamaya başladı. Kız,o kadar güçsüzdü ki kendisini savunabilmek adına tek bir şey dahi yapamıyordu. Adam,başını yana eğerek "aşağıda tam tamına otuz adam var ve her biri aç! İhtiyaçları var."dediğinde Shah yerinde durmakta zorlanıyordu artık. Adam delici siyah bakışlarını kendisi ile aynı renkte olan gözlere diktiğinde Shah dişlerinin arasından "Senin kafanı koparacağım!"diye kükredi. Adam sert bir şekilde Bade'ye vurduğunda genç kız çığlık atarak çırpınmaya başladı. Kan ve nemden birbirine yapışan saçlarından tutarak "anahtar nerede?!"diye sorduğunda Bade ona bakmaya tenezzül bile etmedi. Adam ona bir kere daha vurduğunda Shah deli gibi bağırdı ve "Dokunma ona!"dedi.
Bade "Sırtım.."diyerek ağlamaya başladığında kapıdan içeriye onlar girdi. Shah kimseye belli etmeden tek elini zincirlerden kurtardığında karşılarına dikilen adamlara baktı. Osman Kohen aç bir nefretle kendisine bakarken bakışlarını yerde inlemekte olan kıza çevirdi. İlhan Kohen kızın başına gidip onu ayağa kaldırdığında Bade dizlerinin üzerine düştü. Ayakta duracak gücü yoktu çünkü... "Kızım.."diyerek duygusuz bir sesle saçlarını sevdiğinde kulağına doğru yaklaştı ve "Bana anahtarın yerini söyle!"dedi. Bade,ona doğru eğilerek "Cehennemin dibine kadar yolunuz var!"dedi. İlhan Kohen geri çekilip onun yüzüne baktığında "Aynı annene benziyorsun!"dedi tükürür gibi.
Osman Kohen "Abini öldürmemizi mi istiyorsun?"diye sorduğunda Bade güldü ve "siz onu öldüremezsiniz!"dedi ve İlhan Kohen'e bakarak "Sİzler Kohen değilsiniz. İkinizinde babamın üvey kardeşleri olduğunuzu biliyorum!"dediğinde İlhan Kohen "Senin baban benim!"dedi. Bade,Shah'a bakmadan bu söylenenleri göz ardı ettiğinde "Ölmeyi hak ediyorsunuz!"dedi. Sonra gözleri arkalarındaki kıza kaydı ve Osman Kohen'e bakarak "Sana baba diyor ama daha çok sana benziyor!"dedi İlhan Kohen'e bakarak.
İlhan Kohen "O senin ablan!"dediğinde Bade var gücüyle bağırdı ve "Benim abim var! Ablam yok! O bir katil!"diye bağırdığında Derin ile göz göze geldi. Bade "O aptalın teki. Öz babasından bile haberi yok henüz! Öyle değil mi?!"diye bağırdığında Shah Badenin değişmek üzere olduğunu gördü. dudaklarının arasından çıkan her kelime can alıcı nitelikteydi.
Aşağıda ise Anif ve Naim,Khalid ile birlikte sessizce ilerliyor ve adamları haklıyorlardı. Khalid,Volga Pehlivan'ı arayarak son durumu bildirdiğinde Volga Pehlivan adamlarını yardıma göndereceğini söylemiş ve kendisi de yanlarına gelebilmek için hemen yola çıkmıştı.
Bade deli gibi bağırarak İlhan ve Osman Kohen'in yüzlerine tükürdüğünde "Anahtarı asla alamayacaksınız!"dedi. İlhan Kohen hiç düşünmeden kıza vurduğunda Badenin başı geriye düştü. Yanında duran adamdan aldığı kemerle Badenin en hassas bölgelerine vurmaya başladığında genç kız sesini dahi çıkarmıyordu. Acıdan bedeni uyuşmuş ruhunun bedeninden ayrılmasını bekliyordu.
İlhan Kohen,hırsını alamayarak "Madem öğrenemeyeceğiz! Öyleyse hayatta kalmanın bir manası da yok!"diyerek kızı saçlarından tutarak dizlerinin üzerine kaldırdı. Başını geriye attığında eline aldığı bıçağı şah damarına dayadı önce sonra elini havaya kaldırarak vahşi bir şekilde inledi ve hızla bıçağı kızın boynuna doğru salladı. Ama Shah'ın Bade'nin önüne atlaması ile hedefini şaşıran bıçak genç adamın şah damarını kesmişti. Shah'ın boynundan fışkıran kan Badenin yüzüne çarptığında genç kız olduğu yerde kalakalmıştı. Shah son bir hamle ile yerdeki demiri alarak İlhan Kohenin gözlerinin içine baktı ve "Bu anneme yaptıkların için!"diyerek demiri adamın gövdesine sapladı. Kimse o anda birşey yapmayı düşünmedi. İlhan Kohenin gözleri iri iri açılıp ağzı bir karış büyüdüğünde Shah "Bu babama yaptıklarınız için!"diyerek demir çubuğu daha ileriye soktu. Kemiklerini kırıp içeriye kadar ilerlediğini gösteren ses Shah'ı gülümsetirken İlhan Kohen'in ağzından kan akmaya başladı. Shah'ın yüzü onun kanıyla yıkanırken genç adam durmadı ve "Bu da aileme yaptıkların için!"diyerek demir çubuğu sonuna kadar ittirip var gücüyle içinde çevirdi. İlhan kohen dizlerinin üzerine çökerek yere yığıldığında sadece saniyeler kadar dayanabildi yaşamaya. Shah,kesilen boynu ile Badenin kucağına düştüğünde Osman Kohen bir adım geri gitti.
Shah can çekişerek ellerini kızın kelepçelerine uzattığında kalan son gücü ile onu o kelepçelerden kurtardı ve gülümseyerek "Meleğim..."dedi. Bade konuşmuyordu... Sessizliğe gömülmüştü varlığı...Abisinin kesik başı kucağında yatarken öylece ona bakıyordu.
Shah gözlerini kapayarak başı yana düştüğünde Bade titremeye başladı.
Anif ise o sırada Khalid ile birlikte iki adamı haklayıp onların bulunduğu odaya doğru ilerlerken Badenin çığlığı ile oldukları yerde donup kaldılar. Bade,abisine bakarak "abiiiiiiiiiiiiiiii!"diye çığlık attığında deli gibi bağırıyor ve onu sarsıyordu. Anif ve Khalid aynı anda birbirlerine baktıklarında Anif başını sallayarak "Hayır! Hayır! Shah!"diyerek dizlerinin üzerine çöktü. Khalid ise yarasına aldırmadan yere düştüğünde göz yaşlarını serbest bıraktı ve "Melikshahhhhhhhhhhhhhhhhhh!"diye inledi. Kızıl köşk cehennem yeri gibi cayır cayır yanıyordu şimdi.
Bade ise "Uyan! Uyan! Abi lütfen! Lütfen uyan. Beni bırakma! Beni yalnız bırakma! Lütfen. Abicim uyan. Sana ihtiyacım var. Beni bırakma! abi! Abiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!"diyerek ona vuruyordu. Darbelerin faydasız olduğunu anladığında kanlı boynunu alıp göğsüne bastırdı ve yüzünü öptü abisinin,saçlarını... Ellerini... "Abi..."diye fısıldadı... Dayanamıyordu... Hiçbir kelime bunu anlatamazdı... Hiçbir acı bu kadar keskin olamazdı... Ne önemi vardı şimdi bedenindeki yaraların? İçi oyulmuştu şimdi... Kızgın demirler ruhunu yakıyordu şimdi... "Abicim..."diye fısıldadı... "Abi..." gözlerini kapayarak alnını alnına dayadığında "Hayır! Hayır! Uyan! Şaka olduğunu söyle ne olur! Abi! Lütfen,beni bırakma. Abi lütfen seni çok seviyorum,söz bir daha dediklerinden dışarı çıkmayacağım. Rüya bu kabus!"diye bağırdığında Osman Kohen bir adım daha geriye gitti. Bade sarsılarak ağlarken aklı tüm dirayetini kaybediyordu. Anif ve Khalid deli gibi ağlarlarken öfke ile doğruldular ve hepsini öldüreceğiz!"diyerek koşarak sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladılar. Naim onlara yetiştiğinde kılıcını dışarı çıkardı ve tekbir getirerek hızla odanın içine girdiler.
Badenin başında dikilmekte olan adamı tek hamle de yere indirdiklerinde Osman Kohen deli gibi Derini orada bırakıp kaçmaya başlamıştı. Khalid onun peşinden koştuğunda cebinden çıkardığı çakısını açtı ve adama fırlattı. Sırtına saplanan bıçakla yaralanan Osman Kohen dizlerinin üzerine düştüğünde Khalid silahını ona doğrulttu ve ağlayarak "Canını bana ver!"dedi.
Naim,Bade'yi Shah'ın ölü bedeninden kurtardığında Bade ağlayarak "Lütfen..."dedi boynunu bükerek... Yeniden ağlamaya başlamadan önce Anif ona bir tokat attı ve "buradan çıkmamız gerek!"diyerek Badeyi çekiştirmeye başladı. Badenin gözleri Derine odaklandığında ona doğru ilerledi ve tam önünde durarak "Bana iyi bak! Gözlerime... Çünkü bir daha bu gözleri böyle bakarken göremeyeceksin! Canımı yaktığın günü hiç unutmayacağım! Ve senin de canını aynı şekilde alacağım!"diyerek Derin'e vurdu ve Anif'in elini tutarak oradan koşarak uzaklaştı. Naim,Derine baktığında eline aldığı kızgın demir ile ona yaklaştı ve kızın debelenmesine aldırmayarak tam beline demiri değdirdi. Derin acı ile inlerken Naim onu bıraktı ve arkasını dönüp giderken gözyaşlarının arasında şunları söyledi...
"Canı yanan sabretsin! Canı yakanda canının yanacağı günü beklesin!... (HZ.MUHAMMED (S.A.V.)"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL ATEŞİ (ESMER SERİSİ-1)
General FictionHikayenin başlangıcı... Onları bir araya getiren bir kader vardı.