Benim adım Bade... Bade'nin anlamını bilir misiniz? Sessizliktir çoğu zaman... Ölümdür kimi zaman... Ama daha çok bir girdaptır... Bedenimin içinde hunharca katledilen ruhum benden ayrılmak için benimle mücadele ediyordu. Bedenim on iki yaşında bir kız çocuğu iken ruhum olgunlaşmış bir varlıktan başka bir şey değildi şimdi... Gözlerim kapalı... Hiç tanımadığım hiç bilmediğim insanların kollarında çılgınca savruluyordum. Bedenimin içindeki sızılar alnımdan ağzımın içine akan kanımın tadı midemi bulandırıyordu... Ben ölmüştüm...
Bugün ve dün ben ölmüştüm... Kollarından kurtulmak için debelensem nereye gidebilirdim? Evime mi... Bir evim var mı ki? Geriye dönüp kendimi bırakarak koşsam neyle karşılaşabilirdim? Abimin kesik başıyla mı? Yoksa Sahra'nın katledilen bedeni ile mi? Yüzümü acı içinde buruşturuyorum şimdi... Gözümden akan yaşlara engel olamıyorum... Daha ne kadar ağlayacağım artık onu da kestiremiyorum... Buz gibi eller ateşten yanan alnıma değdiğinde dudaklarımı büzdüm... "Bırakın beni..."diye fısıldadım...
***
Demir,kucağına aldığı genç kız ile kaşlarını çatmış arabanın içinde hızla şehir merkezine doğru ilerliyordu. Annesi yanında kızın el bileklerini ovalarken "Ateşi var"diyor ve onu daha çok endişelendiriyordu. Emine hanım yaşlı gözleri ile "Oğlum."dediğinde Demir annesine bakmadı. Kendisini çok tuhaf hissediyordu. Kimdi bu kız? Neyin nesiydi bilmiyordu ama içinden bir ses onun yanında olması gerektiğini söyleyip duruyordu. Kızın yanına gitmelerini sağlayan at yanlarında deli gibi koşarken birden bir silah sesi duyuldu. Genç kız gözlerini birden açtığında Demir "Sakin ol!"diyerek onu göğsüne sakladı. Ondan sadece birkaç yaş büyüktü ve ona sarılırken kendisini o kadar farklı hissediyordu ki onu almak isteyenlere onu vermeyeceğini biliyordu... Dışarıdan gelen sesleri dinlediğinde adamların Farsça bir şeyler söylediklerini işitti ve annesine bakarak "Ne diyorlar?"diye sordu.
Annesi "Kızı istiyorlar!"dediğinde Demir "Hayır!"diye bağırdı. Emine hanım "Oğlum,kız bize ait değil."dediğinde Demir annesine ateş saçan gözleri ile baktı ve "Yanılıyorsun. Evet onu tanımıyorum."dedi kollarında yatmakta olan Bade'ye bakarak "Ama bir şekilde onun bize ait olduğunu biliyorum anne. Hiç tanımadığım bir ülkede hiç bilmediğim bir yerdeyim ve inan bana o ata doğru koşarken sanki tanıdık birine koşuyormuşum gibi hissettim kendimi."dediğinde gözlerini sımsıkı yumdu ve kızı annesine vererek dışarı çıktı. Çocuktu ama bakışları bir çelik kadar sertti. Sinirli bakışları ile "Ne oluyor?!"diye adamlara sorduğunda adamlar "Kızın onlara ait olduğunu söylüyorlar efendim'"dediler. Demir "Kız bize ait!" dedi. Ardından "Anne!" diye tısladığında genç adam ileri doğru bir adım attı ve "Kimsin sen?!"dedi. Demir öne doğru bir adım attığında korumaları da onunla birlikte adım atarak çocuğun önüne siper oldular.
"Ben Demir.."dedi. Genç adam çocuğun gözlerindeki saf ateşi gördüğünde gülümsedi ve "Bak çocuk..."dedi ama Demir "Kız bizimle gelecek!"dedi. Yeniden dönerek annesine baktı. Emine Hanım "Kız çok yaralı eğer hastaneye yetiştiremezsek ölür. Lütfen izin verin gidelim." dediğinde karşısındaki adam bir adım öne çıkarak gözlerinin içine baktı.
"Benim adım Kenan Altuğlu çocuk! Ve benim geldiğim yerde isteklerim olmazsa eğer çok kötü şeyler olur!"dediğinde Demir yüzünü buruşturdu ve önce annesine, ardından da adama bakarak "Sen yaptın! Sen yaptın!"diyerek Kenan'a vurdu ve işaret parmağını ona doğru sallayarak "Senin gücün burada! Burada bulunduğun topraklarda! Ama bizim gücümüz her yerde! Şimdi,yerinde olsam adamlarımı da alır buradan giderdim yoksa çok kötü şeyler olur!"dediğinde Kenan elini havaya kaldırarak Demir'e yaklaştı.
"Kendinize gelin!" diye bağırdı Emine Hanım "Belli ki kız sizin için önemli ancak şu durumda bizim içinde öyle. Ya hemen önümüzden çekilir buradan gitmemize izin verirsiniz ya da gerçekten kötü şeyler olur."
Kenan Altuğlu genç kadına baktığında "Erkeksiz bu topraklara geldiğinize göre çocuğun babası da belli değildir."dedi ve Demir'in hayalarına tekme atması ile neye uğradığını şaşırdı. Acı ile inleyerek öne doğru atıldığında Ecel şaha kalkarak Demir ile Kenan Altuğlu'nun arasına girdi. Bade ise içeride arabanın içinde zihnine dolan anılarla cebelleşirken içinden bir ses "Kalk!"diyordu.
Emine hanım adamlarına oğlunun etrafını sarması için emirler verirken Kenan Altuğlu'nun üzerine doğru yürüdü. Kenan Altuğlu ,Ecel'e baktığı zaman "Aptal at!"dedi ve atın bacağını tutup çekeceği sırada eline saplanan küçük bıçakla neye uğradığını şaşırdı. Ecel,deli gibi arkasını dönerek arabalara doğru ilerlediğinde yere çömelmiş olan Bade'nin yanına gitti. Bade,yelelerinden tutunup atın üzerine bindiğinde "Kılıcım..."diye fısıldadı... Ecel,onu arabaların başına getirdiğinde Bade gülümsedi. Sırtındaki yaralar su toplamaya başlamıştı ve delirmek üzereydi. Yutkunarak Kenan Altuğlunun olduğu tarafa döndüğünde kılıcını havaya kaldırdı ve Demir'e bakarak "Arabalarınıza binin!"diye bağırdı. Kenan Altuğlu kıza bakakalmıştı. Ölmemek için gerçekten de direniyor gibi gözüküyordu. Küçücük, sıska bir kızdı ama şimdi eline bile ağır gelen metal parçasıyla fantastik bir hikayenin içerisinden çıkıp gelmiş gibi gözüküyordu.
Demir "Hayır!"diye bağırdığında Bade onu duymadı ve Kenan Altuğlu'ya bakarak "Gel ve beni al!"diyerek meydan okudu. Gözlerini kapattığında kaybolmakta olan anılarının arasından bir ses çıkıp geldi ve tüm gücüyle bağırdı ""Kaç Bade... Uzağa git buradan... Seni bulacaklar... Koş ardına bakmadan koş! Kimseyi duyma. Kalbini kapat. Unut az önce yaşananları!Unut tüm olanları! Bizi unut Bade! Abin olduğunu unut! Yeniden doğmak için başkaldırma sakın! Çık artık!"diye bağırdığında genç kız acı ile inledi ve atı ile Kenan Altuğlu'nun adamlarının üzerine doğru koşmaya başladı.
Ağlayarak "Son defa!"dedi ve elindeki kılıcı havada çevirerek rastgele kendisine silah doğrultan adamların başına vurdu. Kimisi kesik kimisi yaralıydı.. Kenan Altuğlu ile göz göze geldiğinde delirmişliğin verdiği bir rahatlık görülüyordu gözünde. Kenan "Aklını kaçırıyor!"dediğinde Bade kahkahalarla gülmeye başladı çünkü bedenindeki yaralar içindeki zehir onu kıvrandırıyordu. Ağlayarak "Hepinizi öldüreceğim!"dedi ve Kenan'ın üzerine doğru hamle yaptı. O sırada başka adamlar tarafından etrafı sarıldığında Kenan Altuğlu "Arabalara!"diyerek koşmaya başladı.
Emine Mudurnu,oğlunun Bade'ye doğru koşması üzerine "Demir!"diye haykırdı ama adamları onun peşinden gitmesine izin vermedi. Silahlar çekilmişti. Bade atının üzerinde durmuş karşısındaki peçeli insana bakarken gözlerini kırpıştırdı. "Kimsin sen?"dediğinde genç çocuk yüzündeki peçesini çıkardı ve gülümseyerek "Adım Mikail!"dedi. Bade "Melek misin?"diye sorduğunda tutunacağı bir şeyler aradı. Ecel,sahibinin yere düşeceğini anladığında dizlerini kırarak kanlı toprağa çömeldi ve Bade'yi bıraktı. Genç çocukta atından inip Badenin yanına geldiğinde gülümseyerek "İnsandan melek olmaz ki?"dedi. Demir,koşarak yanlarına geldiğinde "Uzak dur ondan!"diyerek bağırdı. Ama Bade,Mikail'in gözlerine öyle bir bakıyordu ki kendisini görür gibi oluyordu sanki. Bade "Senden kaçtılar."dediğinde Mikail "Çünkü ben bir ölüyüm aslında."dedi gözleri dolarak.
Bade artık dayanamayacağını anladığında Mikail yüzünü avuçladı ve ona bakarak "Ben Mikail Altuğlu, Bade. Ve sana şunu söyleyeceğim; bizler Altuğlu'ların öldürdüğünü sandığı iyi tarafız. Bizler ölüyüz Bade. Ve ihtiyaç duyulmadığı sürece ortaya çıkmayız."dediğinde Bade "Size ihtiyacım mı vardı?"dedi gözleri kapanarak... Mikail "Anif..."diye fısıldadı... "Öyle bir bağırdı ki çığlıkları kulağımıza ulaştı... Ölüleri yani bizi uyandırdı Bade... Yalnız değilsin... Unutmaman gereken tek şey bu!"diyerek ayağa kalktı ve atına atladı. Demir,Bade'yi kucağına aldığında Bade "Bekle. Seni bir daha...." dedi ve sustu.
Mikail gülümseyerek "Göreceksin..."dedi ve arkasını dönerek hızla koşmaya başladı. Bade ise "Ölüleri uyandırmak..."diye fısıldadığında Demir'e baktı... Eliyle yüzüne dokunduğunda gülümsedi.Bilinci kapanırken, Anif'in sözleri son kez hatıralarında canlandı.
Bade "Öyle yüksekteyim ki, cenneti duyabilirim... Ama cennet... Hayır,cennet beni duyamaz... Ve diyorlar ki... Bunu Anif söylemişti... Ancak bir kahraman kurtarabilirmiş bizi...Burada durup beklemeyeceğim ve kartalların kanatlarından tutacağım ve yükseleceğim... Onlar beni izliyor... Yalnız değilim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL ATEŞİ (ESMER SERİSİ-1)
Genel KurguHikayenin başlangıcı... Onları bir araya getiren bir kader vardı.