Bölüm 19

69 12 0
                                    

Ayana peşinde Zuvan Ve omzunda Şhia ile odasına girdi. Papağanı saçlarını kemiriyor kaplanı ise homurdanmakla yetiniyordu. Genç kız cam kenarına  geçip aşağıda yarınki tören için yapacağı gösteriye hazırlanan Aias ve babasına baktı. Onunda yapmak istediği özel bir hediye vardı fakat Hazırlamaya çalıştığı madalyonun ucuna yerleştirmek istediği siyah taşı nereden bulacağını bilmiyordu. İola ona birbirine sarmalanmış üç başlı bir kolye ucu vermişti. oda Onile ile ilk karşılaştığı gün kopardığı maun ağacının gövdesinden alev şekilleri oymuş ve zincirin çeşitli yerlerinden sallandırmıştı. kolye ucunda Kırmızı, yeşil ve mavi taşları yerinde olmasına rağmen tam ortalarındaki araya koymak istediği özel taş yalnızca anne ve babasının yapabildiği bir şeydi. Zuvan'ın başını okşarken parmağında parıldayan ateşten halka dikkatini çekti. Onile ile aralarında geçen garip olayın ardından saatler geçmişti fakat Ayana az önce yaşanmış gibi ürperiyordu. Tersine çevirdiği aynasını düzeltmek için harekete geçti. Diğerlerinin onu görür görmez verdikleri tepkinin nedenini merak ediyordu. Saçının bir kısmını afiyetle yiyip kalanını çekiştiren papağanını şifonyerin üzerine bıraktıktan sonra Aynayı çevirdi. Teni her zamankinden daha parlak, gözleri kıpkırmızıydı. Genç kız abarttıklarını düşünüyordu. Üstelik gözlerinin gri hali çok daha iyiydi. İçinden bir an önce eski haline dönebilmek için dua ettikten sonra parmağındaki halkaya bakıp ellerini arkasında birleştirdi.

"Ondan hoşlanmak için kaç sebebim var?"  Ayana yere oturup Zuvan'ın kabarık tüylerini okşamaya başladı. "Onunla konuşmak rahatlatıcı çünkü beni dinliyor, peki bu bir sebep mi? Benim için endişeleniyor oluşu... Ah, tamamen benim uydurmam." Zuvan suratına üfleyince gülümsedi. "Evet, her şeye bir bahanem var." diye fısıldadıktan sonra onu ıslak burnundan öptü. "Sana benim bile bahane bulamadığım bir sır vereyim mi? O adam yanında gözlerimi kapatabildiğim tek kişi" Genç kız başını salladı. İşte sana inkar edemeyeceğim bir şey daha "Ona güveniyorum. Nedenini bilmesem de, sırtımı dayayabileceğim tek kişi o." Ayana kendi kendine gözlerini devirdi. "ve bir şey daha, beni öptü." diye fısıldadı.  Zuvan etrafında bir tur dönüp başını dizlerine koydu. Ayana kendi kendine gülümsedi. Anlatacak ne kadar çok şey vardı.

Gain kapı dinlemenin çok kötü bir şey olduğunu kendisine hatırlattı. Fakat burada durduğu on dakikadır kızı kendi kendine konuşup duruyordu. Bu gün yapılacak çok iş olmasaydı tüm gün burada onu dinleyebilirdi. Fakat kabileye gitmeleri gerekiyordu.

"O maddeyi daha demin ki kere tekrarladın."

"O halde..." Ayana ağzını kapatıp arkasına baktı. "Baba! Beni mi dinliyordun?"

"Bana Onile'i yumruklamak için birçok sebep verdin" Gain sırıttı. Elindeki pantolon ve bluzu Şia ile işbirliği yaparak almıştı. Alia ile kızının elbise giyip giymeyeceği konusunda bahse girmişlerdi. Gain'in kaybetmeye hiç niyeti yoktu. İçeri girip neredeyse moraran Ayana'ya sırıttı. "Eğer bu gün bunları giyersen duyduklarımı unutacağım."

"Onları nereden buldun?" Genç kız babasının muzip bakışları üzerine kahkahasını gizleyemedi. "Onları giyeceğim." dedikten sonra ayağa kalkıp yüzünü buruşturdu. Bütün gece oturup sayıkladığına inanamıyordu. Her yeri tutulmuş olmalıydı.

"Üzerini giy gidip anneni uyandıralım."

"Bu kez üzerine su dökebilir miyim?"

"Benim çok daha güzel bir fikrim var." Gain dudaklarını dişledi. Alia'yı kızdırmaktan asla bıkmayacaktı. Kızdığında çok daha güzelleşen bir kadına sahipti.

Ayana parmak uçlarında odaya girdi. Zuvan'ı annesinin yanına yatırmanın pek hoş bir fikir olmadığını düşünüyordu. Yine de çok eğlenecekleri kesindi. Elini yatağa vurup kaplanının oraya çıkmasını sağladı. "Eğil kızım..."

Gain karısının saçlarını okşayarak uyanmasını engellemeye çalışıyordu. Aynana kocaman beyaz kaplanın yatağa yayılmasını sağlayınca Alia'yı ona doğru çevirdi. Güzel karısı çekici gülümsemesini yüzüne oturtup "Henüz gitmek için erken olduğunu söyle Gain." diye mırıldandı. "Eğer bana sarılırsan belki bir saatimizin olduğunu söylerim" Ateşin efendisi Alia'nın koca kediye sarılışını sessizce izledi. Gülmekten gözlerinden yaşlar akıyordu.

"Canımıza okuyacak!" Ayana yanağını ısırdı. Annesi elinin altındaki tüyleri birkaç kez yokladıktan sonra gözlerini açıp tüm klanı ayaklandıracak korku dolu çığlığını koy vermişti.
Genç kız odadan nasıl çıktığını bilemedi. Soluğu iç avluda almıştı. Ellerini dizlerine dayayıp soluklandıktan sonra karşısında dikilen İola'ya sırıttı. "Birazdan burada olurlar."

"Yine ne yaptın? Zavallı kadın bir gün senin yüzünden aklını kaçıracak" İola kaşlarını çattı.
"Ben yapmadım. " Ayana yeniden gülmeye başladı. Belini doğrulttuğunda İola'yı kabile kıyafetleri içinde görünce aldığı nefesi geri veremedi. Onu ilk kez böyle gördüğünden ne diyeceğini bilemiyordu. Öylesine muhteşemdi ki söylenecek söz yoktu. Küçükken onun bacakları olmadığı için uzun elbise giydiğini düşünürdü. Genç kız yutkundu. Bacaklarını saklaması kesinlikle en uygun olandı.  Aias'a baktı. O da altına kabileye özgü kahverengi deri pantolonunu giymişti üzerinde ise çapraz taktığı bir kılıç birde yayın deri iplerinden başka bir şey yoktu. Saçları her zamanki gibi arkasından sıkıca toplanmıştı. İola'nın onu ne için yanından ayırmadığını şimdi anlayabiliyordu. Birkaç dakika sonra annesi ve babası kapıda göründü. Onlarda kabile kıyafetlerine bürünmüşlerdi. Ayana elini arka cebine soktu. Şimdi annesinin bu dünyaya ait olmadığından emindi. Eğer melekler insan bedeni ve cinsiyetine bürünmüş olsalardı. En güzeli annesi olurdu.

"En azından oraya gidene kadar pelerinlerinizi giyebilirsiniz." Aias homurdandı.

"Bu şekilde oraya giderseniz töreni izleyenin olacağını sanmıyorum." Ayana gözlerini kırpıştırdı.

"Sana da çok yakışacak" İola tatlı tatlı konuşmasını sürdürdü. "Kabilenin inançlarına saygı göstermek zorundayız."

"Ben gelmiyorum!" Ayana yutkundu o kıyafetleri giyerse gülünç görünecekti. Arkasına döndüğünde karşısında Aias, yeniden önüne döndüğünde ise annesinin ısrarcı bakışları ile karşılaştı. Tanrı aşkına vücudunun ne kadar düz ve uzun olduğunu görmüyorlar mıydı?  "Ben yarı çıplak dolaşmayacağım bence sizde dolaşmasanız iyi edersiniz!" diye söylendi.

ATEŞ KLANI 2 AYANA-ONİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin