Onile Cherika'nın o tepede ne yaptığına bir anlam verememişti. Fakat yanına gidip ondan özür dilemeli ve artık eskisi gibi olamayacağını açıklamaya çalışmalıydı. Onu dönüştüremezdi. Genç adam içinde zerre kadar istek bulamamıştı. Cherikaya bir kez olsun başının belası vampir kadına onu dönüştürmeden önce karşılaştıkları maun ağacının altında baktığı gibi bile bakamamıştı. Onu gördüğünde hissettiği tek şey erkeksi arzularıydı.
Ayana'nın nerede olduğunu merak etti. Belki de dünden sonra çoktan klana geri dönmüştü. Ah! Gain ona neler olduğunu gördüğünde muhtemelen dişlerini sökecekti. Kaşlarını çatıp tepeye tırmanmaya başladı fakat görüşü netleştiğinde -Cherika'nın elindeki oku ve hedefini gördüğünde- Yerinden öylesine hızlı fırladı ki tahmini üç saniye içinde tepedeydi ve geri kalan ikisi içinde de Cherika'nın hedefi haline gelmişti. Yayından bıraktığı oka kolunu savurarak engel olurken kendini yaralamıştı.
Dişlerini sıkarak dizleri üzerine çöktü. Kızı parçalamamak için kendisini sıkmalıydı. Evet bunu yapmalıydı çünkü dayanamıyordu. Öldürme arzusu daha önce hiç olmadığı kadar bedenindeydi. Bileğindeki oku sertçe çekip toprağa sapladı.
Cherika ne yapacağını bilemez halde olduğu yere çöktü ve titrek elini Onile'e uzattı. Fakat erkeğin kendisine bakışlarıyla kanın tüm bedeninden çekildiğini hissetti. Çikolata renkli teni griye dönmüş hareket edemez olmuştu. Erkeğin gözlerine baktıkça enerjisi yok oluyordu. Gözleri kapanmaya başladığında sessizce toprağa yığıldı.
Onile yerde yatan kızı görmezden gelip toz toprak içinde tepeye tırmanan Ayana'ya baktı. tatlı kokusunu aldığında ise bitkin bir halde dirsekleri üzerine çöktü. "Ölmüş mü?" dedi. Sesi korku içinde değil korkunç bir heybetle çıkmıştı.
Ayana Onile'in yanında diz çöküp onun kolunu sıvazladı. "Hayır. Yalnızca onun enerjisini emdin. Birkaç saate iyi olacak. Sen iyi misin? Yaralandın mı?" Genç kız onun koluna uzanacaktı fakat Onile doğrulup ayağa kalktı.
"Benim için son kez onunla ilgilen olur mu?" diye mırıldanıp yanlarından ayrıldı. Çadırına gidecek ve orada sakinleşmeyi bekleyecekti.
Genç kız Cherika'nın başında diz çöküp onu gölgeye yatırdı. "Aptal!" diye söylendi. "Hem kendine hem de ona zarar veriyorsun!" diye devam etti. Diğer yandan Onile'in kızgın görüntüsü ve kararlılığını görmek onu dün gecekinden daha çok ürpertmişti.
"Minore" diye fısıldadı. "Gerçekten orada rahttasın değil mi?"
Genç kız hafızasında yankılanan tatlı kahkaha ile gülümsedi.
...
Ayana deri örtüyü kaldırıp odaya girdiğinde Onile kolunu sargılıyordu. Derin yara aldığı belliydi. Onu görünce sargı işine ara verip bağdaş kurarak oturdu. Ayana bu haliyle onun gerçek bir şef olduğunu düşünüyordu. Bağdaş kurması ve bileklerini dizlerine koyarak sırtını dikleştirmesi erkeğe ilkel ve büyülü bir hava katıyordu. Onile'in karşısında dizleri üzerinde oturdu.
"Cherika'ya oklarla oyun oynamaması gerektiğini öğretmelisiniz." diye mırıldanıp yarasını kontrol etti. Kesik derin ve çirkin görünüyordu."Onun olduğunu nasıl anladın?"
"Başından beri biliyordum."
"O halde niçin orada oturmaya devam ediyordun? Üstelik arkan dönükken..." Onile kısık sesle ve oldukça sakin konuşuyordu.
"Oku yaya tam olarak germediği ve kararsız olduğu için. Eğer rahat hissedecekse bana vurabilir." Ayana sargıyı çözdü. "Sevdiği adama yaklaşamayacak olmak onu çileden çıkardı ve beni sorumlu tutuyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ KLANI 2 AYANA-ONİLE
VampireAteş Klanı romanının devam serisi olan bu kitapta Alia ve Gain'in biricik kızları Ayana ve genç gözü kara kabile reisinin hikayesiyle devam ediyoruz. Bir yanda klanına aşık ve babası tarafından tam bir ölüm makinesi olarak vampir olup aile mirası ol...