Ayana yanında uyuyan adama baktı. Onunla tartışmak hiç hoşuna gitmemişti. Konunun Cherika olması ise onu çileden çıkarıyordu. Yüzünü onun sırtına gömdü ve enfes toprak kokusunu içine çekti. Fazla tepki vermiş olabilir miydi? Fakat kadının çocukça davranışlarına ne kadar tahammül edebilirdi ki? Dirseği üzerinde doğrulup dudaklarını erkeğin boynuna bastırdıktan sonra sırtını çadıra dayayarak oturdu. Bu denli sinirli olmaması gerekiyordu. Sabah olduğunda gidip Cherika'dan özür dilemeliydi.
Cherika elindeki sopaya çaktığı iki ince kazığı sağlamlaştırmaya uğraşıyordu. Bu işi kökten çözümleyecekti. Ayana'dan kurtulmak için her yolu denemeye karalıydı fakat bu defa iyi bir sonuç alacaktı. Sopadaki kazıkların birbirlerine olan yakınlıklarını ayarladıktan sonra ökse otu ile kazıkları iyice temizledi. Şimdi geriye kalan tek şey beklemekti. Ağacın dibine oturup hastalıklı bir ifade ile çadırın giriş kapısını süzmeye başladı.
Siyahi kadın deri örtünün kıpırdaması ile ağacın arkasına gizlendi. Dışarı çıkanın Ayana olduğunu gördüğünde ise bu gün şansın ondan yana olmasına sevinmişti. Sırtını ağaca yaslayıp elindeki sopayı bileğinin biraz yukarısında koluna doğru hizaladı kısa bir duraksamanın ardından sopayı sertçe koluna vurdu. Canının acısından inledi fakat hala ses çıkaramazdı. Tatlı kanı damarlarını terk edip yoğun bir şekilde akmaya başladığında sopayı elinden bırakıp yeniden Ayana'ya baktı. Duraksamıştı. Kanın kokusunu aldığı yüz ifadesinden belli oluyordu. Etrafta birinin olup olmadığını kontrol ettikten sonra ağacın ardındaki yerinden sıyrılıp vampirin önüne çıktı.
Genç kız tam kokunun nereden geldiğini fark edip ağaca yönelmişken ağacın ardından çıkan kadının görüntüsü ile olduğu yerde durdu. Kolu kanıyordu. Kanının tatlı kokusu Ayana'nın bedenini sarmalamıştı. Boğazını saran kuruluğu geçiştirmek istercesine yutkundu. Yarası acı verici görünüyordu ki bu Cherika'nın gözlerindeki karmaşık ifadeden oldukça belli oluyordu.
"İyi misin? Nasıl oldu?"
"İyi olacağım..."
"Gel kolunu saralım çok kan kaybediyorsun." Ayana öne doğru birkaç adım attı. Cherika'nın kolunu tutup parmağı ile orada açılan deliklere bastırdı.
"Hayır istemiyorum!" Siyahi kadın sertçe kolunu çekti.
"Cherika lütfen! Güçsüz düşeceksin." Ayana ısrarla kızı çekiştirmeye başladı.
"Ne o? Yoksa kanımı istiyor musun? Daha fazla akması hoşuna gider miydi? Tadıma bakabilirsin."
Ayana kadının şuursuz konuşmalarına karşın gözlerini devirdi. Onu güç kullanarak çadırına götürmek ve ardından Nandi'yi uyandırmak en iyi seçenekmiş gibi görünüyordu.Cherika sırıttı. Vampirin onu kollarından tutuşunu bekledikten sonra elleri ile onu kavrayıp kendini geriye doğru itti. Sert bir düşüş olmuştu fakat yeterince uygun görünüyordu. Ayana'nın gözlerinin içine baktı bir an o bakışları bir daha göremeyecek olmanın verdiği sevinç ile kendi dilinde "Hoşça kal" dedi.
Genç kız onun ne demek istediğini düşünürken attığı korkunç çığlık ile donakaldı. Gözleri iri iri açılmış altında avazı çıktığı kadar bağıran kadına bakıyor diğer yandan ne yapacağını bilmiyordu. Bu o kadar, o kadar adice bir şeydi ki Ayana onun gırtlağını orada koparmayı delicesine istedi fakat vücudu taş kesmişti adeta. Az önce sırıtan kadın şimdi gözyaşları içinde yardım istiyordu. Tanrı aşkına iğrençti.
Onile Cherika'nın acı çığlığı ile gözlerini açıp ayaklandı ve kapının yanında duran yayını ve iki oku eline alıp ardına döndü. Ayana orada yoktu. Şimdi düşünecek zaman değildi dışarı çıkıp karşısında duran manzaraya acı içinde baktı. Cherika kana bulanmış kolu ile yerde çırpınıyor Ayana onun üzerinde kımıldamadan duruyordu. Onile titreyen vücuduna inat Yayını doğrulttu ve okları sertçe yaya gerdi. Nişan aldıktan sonra okları serbest bıraktı ve kolları iki yanına düştü. Lanet olsun! Bunun olacağını biliyordu.
Ayana koluna ve bacağına saplanan okların verdiği acı ile kendine geldi. Cherika'nın aşağılık görüntüsüne bakmaya daha fazla tahammül edemeyecekti. Sağlam elini havaya kaldırıp ona sert bir tokat attı. Göğsü hararetle inip kalkıyordu. Öylesine üzgündü ki oracıkta ölebilirdi. Az sonra tüm kabile dışarı çıkmış onlara bakıyordu. Arkasında duyduğu ayak sesleri yeri titretircesine üzerine geliyordu. Ayana Cherika'nın üzerinden ittirildi. Yaralı bacağı üzerine düşmüş oluşu canını bir kat daha fazla yakmıştı.
"Beni ikinizin ortasından kaldıracağına yemin etti ve dediğini yaptı... Elveda toprak adam... Seni hep sevdim..."
Onile yerde histeri krizine giren kadını kolları arasına alıp kabileden yardım için koşan bir başkasına uzattı. Siyahi kadının rengi solmuş kül gibi olmuştu. Daha fazla dayanamadan gözleri kapandı. Onile
"Çabuk olun ona yardım edin!" diye haykırdı. Öfkeden titriyordu. Ayana'yı ona attığı tokada karşılık vermek istercesine kolundan çekiştirip ayağa kaldırdı."Sen ne yaptığını sanıyorsun?"
"Onile!" Ayana irice açtığı gözlerini erkeğinkilere dikti. Fakat ondaki nefret dolu bakışları gördüğünde konuşamadı.Onile başını iki yana sallarken gözünden bir damla sıcak yaşın süzülüp akmasına izin verdi. Kadının sözleri aklında yankılanıyordu. Ayana ondan olana zarar vermişti ve şimdi hiçbir söz söylemeden karşısında dikiliyordu. Onile bu durumdan ölesiye nefret etti. Bir kez daha... Zevk için, bencilce aynı şeyi yaşıyordu.
"Buradan defolup git!" dedi sıktığı dişleri arasından.
"Onile..." Ayana nefes alamadığını hissetti.
"Defol!" Genç adam haykırdı.
Ayana tepki veremedi. Onu göremiyordu da. Etraf buğulanmıştı sanki. Genç kız gözlerini kırpıştırmamalıydı. Acısının dinmesi ardından görüşü kendine gelecekti. Dişlerini sıktı fakat yaşlar istekle döküldü yanaklarından. Onile onu bırakıp hızla uzaklaştı. Ayana yere çöktü. Bacağında ve kolunda ona acı veren oklardan kurtulmak için titreyen elini oklara götürdü ikisini de hissetmeden çıkartmıştı. Kalbindeki acı öylesine büyüktü ki genç kız başka hiçbir şeyi hissetmiyordu. Ona doğru koşan Nandi'ye baktı fakat kadın Onile'in yeniden bağırışı ile durdu.
"Onun yanına yaklaşan bu kabileden değildir!"
Ayana daha fazla dayanamayacaktı. Eli ile hıçkırıklarını önlemek için ağzını kapattı. Titreyen bacaklarında olmayan kuvveti ise klana dönüş yolu için harcaması gerekiyordu. Genç kız ne yapacağını bilmiyordu. Kafası içinde yankılanan sözcükler onu yeniden hasta edebilirdi. Tanrı korusun, o zaman Ayana nasıl eve dönecekti bilmiyordu. Gücünün elverdiğince koşmaya başladı. Gözünün önündeki yeşil sarmaşıklar ağaçlar eğrelti otları her şey ama her şey birbirine girmiş haldeydi.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ KLANI 2 AYANA-ONİLE
VampireAteş Klanı romanının devam serisi olan bu kitapta Alia ve Gain'in biricik kızları Ayana ve genç gözü kara kabile reisinin hikayesiyle devam ediyoruz. Bir yanda klanına aşık ve babası tarafından tam bir ölüm makinesi olarak vampir olup aile mirası ol...