Alia, eşinin omzunu sıvazlamasına izin verdi. Ayana için telaşlanmaktan bir türlü vazgeçmiyordu. Anne olarak kızına her türlü zorluk karşısında yardımcı olmaya yemin etmişti. Ne kadar kusurlu olursa olsun onu yargılamayacak ve hep yanında kalacaktı. Şimdi ise kızının cezalandırılması gerekiyordu.
Klandaki herkes durumdan şikâyetçiydi. Haklılardı, Onile'nin Ateş Klanı'nın gücüne sahip olması tehlikenin en büyüğüydü. Alia ayağa kalkıp Gain'e sarıldı. "Aşağıda neler oluyor merak etmeden duramıyorum."
"Bende merak ediyorum fakat burada kalmamız en iyisi olacak. Klan'ın Onile'e karşı çıkması normal. Eğer normal bir vampir tarafından dönüştürülseydi bu karışıklık çıkmayacaktı." Gain gözlerini kapattı. Kızına verilecek en ağır cezayı tahmin etmeye çalışıyordu. Ateşin gücünü geri vermesi talep edilebilirdi. ki bu da onu ölüme götürürdü. Evet, eğer kendisi olsaydı böyle düşünürdü.
"Eğer aşağı inip yalvarırsam..."
"Alia!" Gain kolları arasında ağlayan kadınını kendinden uzaklaştırdı. "Adil olmak zorundayız! Aynı ceza bana da verildi."
"Aynı şey değil! Daha ağır olacaktır!" Başını önüne eğdi. Savunacak hiçbir şeyi yoktu.
***
Onile kapının çalınması ile doğruldu. Gelen Prenses İola'nın gölgesiydi. Buradaki adamlar kadınların peşlerinde koşturmaktan başka bir şey bilmezler miydi?
"Aşağı inmen gerekiyor Onile." Aias dişlerini sıkıyordu.
"Neden?"
"Prenses Ayana seni dönüştürdüğü için cezalandırıldı. Klan ona gereken cezayı senin vermeni istiyor." Aias dudaklarını birbirine bastırdı. Neden böyle olmak zorundaydı?
"Güzel..." Onile neşesi ve enerjisini geri kazanmış gibiydi. "Bir baltaya ya da keskin bir kılıca ihtiyacım var öyleyse!"
"Onile!" Genç adam ellerini ovuşturup yataktan kalktı. Aias ise dizleri üzerine çöktü. Kendini küçük düşürüyor olsa dahi yaptığından gocunmuyordu. Ayana onun için İola kadar değerliydi. "Ona zarar verme!"Onile yutkundu ve geri adım attı. Fakat şaşkınlığı bir an sonra yerini kızgınlığa bıraktı. Mantığıyla hareket edecekti. Yerde dizleri üzerine çöken adamın önünden geçip odadan çıktı. Tanrı aşkına kimse onu düşünmüyor muydu? Hayatında en nefret ettiği şeye dönüştürülürken ona soran olmamıştı. Hızla merdivenlerden inip Büyük salona girdi. Alia, İola ve Gain'den başka kimse yoktu. Onile Alia'yı da saymamaya karar verdi. Güzel kadın onu gördüğü anda kocasının kucağına düşmüştü.
Ayana güldü. Şhia'yı endişelendirmemek için gülüyordu. Olayın bu kısmını unutmuş olmalıydı. Gözlerini kırpıştırıp şaşkınlığını üzerinden atabilmek için yüzünü ovuşturdu. Bir an sonra yeniden güldü. "Karışıklığı çıkaranlardan birinin ismini söyle bana" dedi. Kim olduklarını biliyordu. Sadece onaylanmaya ihtiyacı vardı.
Şhia "Darker" diye mırıldandı. Ayana'nın ne için bu soruyu sorduğuna bir anlam veremiyordu.
Genç kız acele ile baş onayı verip odadan çıktı. Bir ihtimal o adamdan kurtulabilirse klanda kapsamlı temizlik yapacaktı. Her ne kadar ailesine söylemese de Onile'den daha tehlikeli düşmanlar içerideydi. Ayana ayrıntılara yoğunlaşmasa da gözlemlemeyi bilen biriydi. Merdivenlerden olabildiğince yavaş indi. Hera'yı bekliyordu. Onu görmeden İçeri girmek istemiyordu. Şhia sanki düşüncelerini okumuş gibi sırtını sıvazladı.
"Hera bitirmesi gereken işleri olduğunu ve görüşmenden sonra seni odasında bekleyeceğini söyledi."
Ayana salonun önünde bekleyen kalabalığı görünce korkusu bir kat daha attı. Yine de sırtını dikleştirdi ve kibirli yüz ifadesini takınarak ona açılan kapıdan içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ KLANI 2 AYANA-ONİLE
VampireAteş Klanı romanının devam serisi olan bu kitapta Alia ve Gain'in biricik kızları Ayana ve genç gözü kara kabile reisinin hikayesiyle devam ediyoruz. Bir yanda klanına aşık ve babası tarafından tam bir ölüm makinesi olarak vampir olup aile mirası ol...