s e k i z !

377 49 49
                                    

"Demek Sunghoon'u koruması gereken kişi sensin, ha?"

Arkamdan alaylı bir sesle kurulan cümleyi duyar duymaz arkamı döndüm.

"Niki."

"Ben de senin yardıma ihtiyacın olduğunu düşünerek gelmiştim, meğer sen de başkalarını koruyormuşsun. Rahatsız olmadığını söyleseydin sınıfta da size engel olmazdım ya?"

"Niki, onu kastetmedim."

Cümlemin devamını dinlemeden arkasını dönüp hızla yürümeye başladı. Yetişmek için adımlarımı hızlandırdım, gerginlikten ayaklarım uyuşmuş olmalı ki kendimi yerde bulmuştum. Tiz bir çığlık basmıştım istemeden de olsa, hemen yanımda bitmişti. Zorlanmadan kucağına aldı. Kaslarını hissedebilirken ne zaman bu kadar büyüdüğünü düşündüm. Çocukluğumuzda en kısamız oydu ama sonradan çok boy atmıştı, çok kaslanmıştı. Sanırım dansçı bir ailenin çocuğu olmak böyle bir şeydi.

Ağladığımı hıçkırıklarım başlayana kadar fark etmedi.

Okulun ön tarafına geldiğimizde beni kenardaki banklardan birine bıraktı ve elimi tuttu. Göz yaşlarımı sildi sakince ve bugüne kadar duyduğum en sakin sesiyle "Ne oldu?" diye sordu. Ağlamam şiddetlendi, kontrol edemiyordum. Karşımda, diz çökmüş bir şekilde ağlamamın dinmesini bekledi bir süre. En sonunda sakinleşebildiğimde diğerlerinin nerede olduğunu sordum.

"Gerçekten merak ettiğin şey başkaları mı?"

"Başkaları senin aksine benim umurumda, Niki. Görürlerse ne olduğunu sorgulayacaklar, anlatacak halim yok. Ayrıca kimseye bu çirkin halimle görünmek istemiyorum."

"Çirkin değilsin."

"Beni rahatlatmana gerek-"

Sözümü böldü.

"Güzelsin, Sunoo."

Gözlerim kocaman açıldı ve etrafımıza baktım. Biri duymamıştı, değil mi?

Niki ayağa kalktı ben kimsenin olmadığını görüp derin bir nefes alabildiğimde. Özür diledi ve uzaklaştı, tekrar.

Ben de gidişini izledim.

Neden bilmiyorum ama kalbimi acıtıyordu gitmesini izlemek, gitme demek istiyordum sanki. Yalnızlık da değildi hissettiğim, normal bir zamanda böyle bir şey yaşansa yalnız kalmak isterdim kimsenin bir şey görmesini istemediğim için. Ama Niki görse de sorun olmaz gibiydi.

Ayrıca o bana güzelsin, mi demişti?

Gerçek ismimin duyulmamasına o kadar odaklanmıştım cümlenin içeriğini tamamen kaçırmıştım. Tamam, arada ben de güzel olduğumu düşünüyordum ama ağlayan ve şişmiş yüzümü güzel bulmasında bir sorun olmalıydı.

Kesinlikle ben daha iyi hissedeyim diye söylenmiş bir şeydi.

Tam okuldan çıkacakken yine kolum tutuldu. Derin bir nefes verip bağıracaktım ki tutan kişinin Jay olduğunu gördüm. Kulüpte olması gerekmiyor muydu bu şımarık veledin?

"Jay? Kulüp ne oldu?"

Omuz silkti.

"Bana zorunlu değil. Kaçtım."

Göz devirdim. Ayrıcalığıyla her yerde hava atıyor olması canımı sıkıyordu ama benim de ondan geri kalır yanım yoktu pek. En azından derslerden kaçıp bununla övünmeye kalkışmıyordum. Ben daha iyiydim yani.

"Ne oldu peki? Neden kaçtın?"

Ensesini kaşıdı. Yüzü mü kızarmıştı onun?

"Seninle konuşmam gerek ya, şey hakkında..."

bad idea, sunki ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin