y i r m i d o k u z !

288 34 41
                                    

İkinci dönemin son günü.

Sorunsuz bir şekilde, hepimiz herhangi bir sorunda birbirimizi kollayarak bitirdik bu dönemi. Pek de olaylı bir dönem değildi, arada her zamanki gibi benim gerçekten kız olduğumu düşünüp o kadar erkeğin arasında ne işim olduğunu sorgulayan hadsizlerle birkaç laf dalaşına girmiştik, o kadar.

Mezuniyet partisi yapacaktı okul ama bize ne, biz kendimiz partiyiz, diyerek gitmeyi reddettik. Okuldan kurtulmak için can atıyorduk zaten, bir de partisine mi gidecektik?

Onun yerine bizim evde kendi kendimize verecektik partiyi. Ben birkaç kişi daha çağırma teklifinde bulunmuştum ama Niki karşı çıkmıştı, sevgilim olmasına rağmen bana yazan kişilerden bıkmış, öyle demişti. Bizden başka kimseye tahammülü kalmamış.

Korumacı olacağını tahmin ediyordum ama bu kadar da olacağını bilmiyordum. Okulda ne zaman biri bana baksa onu saniyesine yakalıyor ve beni görmesini engelleyerek ölüm tehdidi içeren bakışlarını yolluyordu. Buna rağmen sosyal medya hesabımı bulup yazan oluyordu ama onları da gözünün gördüğü yerde engelliyordum. İçi ancak böyle rahat ediyordu.

Belime sarılıp havaya kaldırırken kafasını boynuma gömüyordu, güzel sevgilime zarar gelecek diye ödüm kopuyor, diyordu sık sık. Ben de yere indirdiği gibi bir dirsek çakıyordum, o iki büklüm olurken sırtını patpatlıyordum. Sevgilin kendisini koruyabiliyor, isimli paragraflarımı diziyordum o abartılmış acısını yaşarken. Okulda bana olan şeyden sonra ekstra korumacı olmuştu, nereye gitsem takip ediyordu. Ben de sıkıntı etmiyordum, sevgilimi ne kadar çok görürsem o kadar iyiydi benim için. Okuldakiler de artık birimizin adını anarken diğerininkini de söylemeye başlamıştı, bu da hoşuma gitmiyor değildi açıkçası. Niki benim çok göze çarptığımı düşünüyordu ama kendinin asla farkında değildi. Ona da ne yazanlar, ne bakanlar oluyordu da kendisi korkutup kaçırıyordu. Bana da sadece gülmek ve sevgilimi uzunca öpmek kalıyordu.

Okul bankında oturuyorduk şu an. Duyurunun yapılması ve diplomalarımızın verilmesinden sonra eve gidip partileyecektik. Kimsenin üniversite sınavını, dersleri düşündüğü yoktu. Hoş, hepimizin ailesi zengin olduğu için kolay olacaktı işimiz. Annem benim üniversite bile okumadan aile işini devralmamı istiyordu, mesela. Eminim diğer çocukların durumu da aynıydı. Jungwon babasının işini devralacaktı mesela. Niki de büyük ihtimalle aynı şeyi yapacaktı. Ama ben istemiyordum. Ailemle alakalı hiçbir şeyi ne görmek, ne de duymak istiyordum. Kendi hayatım olsun istiyordum. Bunca sene annem tarafından kontrol edildikten sonra gerçekten yüzlerini bile görmeye tahammül edemiyordum. Hem, eminim babamın başka çocukları da vardı bir yerlerde. Onlar devralırdı.

Aslında annemin çekemediği de buydu ya, neyse.

İddia işini de ben kazandığım için annem tamamen peşimi bıraktı, ne yapıyorsan yap triplerine girdi. Niki'yle sevgili olduğumuzu da söylemiştik ailelere, Niki'nin ailesi şaşırıp benimle aralarına biraz da olsa belli olan bir mesafe koymuştu. Benim annemse planlarının gerçekleştiğini düşünerek ikimizi de kutladı. Sonuçta yazdığı gibi oynamıştık, mutlu olmaması için bir sebep yoktu bu konu hakkında. Niye Niki'yle olmamı istediğini hala bilmiyordum.

Gerçekten garip bir kadındı, annem. Anlamak güçtü.

Jay'in kucağında oturan Jungwon'a baktım yüzümü buruşturarak. Deminden beri birbirlerine saydıkları sevgi sözcüklerini dinliyorduk başka işimiz yokmuş gibi. Başka işimiz yoktu ama konumuz bu değildi.

"Ay yeter be vıcık vıcık. Bu ne? Ayrılın bakayım."

Jungwon sevgilisinin yanağına sulu bir öpücük kondurup bana dil çıkardı.

"Sizin de ne hallerinizi biliyoruz evde. Sus sen."

İşte buna bir şey diyememiştim.

Haklıydı çünkü. Dışarıda ben istemiyorum diye fazla temasta bulunmuyor, abartmıyorduk sevgi gösterilerini ama evdeyken Niki'yi tutabilene aşk olsundu. Sadece tuvalete giderken bırakıyordu beni, diğer vakitler yapışık ikiz gibi sarılarak geziyorduk. Ben daralıp onu tekmeleyerek kendimden ayırana kadar tabii.

Herkes hayatından hoşnuttu. Sunghoon ve Jake artık açık açık flörtleşiyorlardı ama Sunghoon daha yeni yeni yönelimini keşfetmeye çalıştığı için ağırdan alıyorlardı. Jake'in de bir problemi yoktu, yardımcı olabilirsem ne mutlu bana, diyordu sadece. Ben olsam sevdiğimi öpmeden duramazdım ama. Nasıl dayanıyordu anlamıyordum.

"Bütün öğrenciler sıraya!"

Müdiremiz mikrofona konuştuğu zaman hepimiz ayaklanıp sıraya geçtik. Teker teker diplomamız verildi. Okul birincisi, tanımadığım bir kız konuşma yaptı. Çok vakit geçmeden okuldan çıktık. Herkesin modu yerindeydi. Herkes mutluydu. Arkadaşlarıma bakıp gülümsedim. Niki elini omzuma attı ve yanağımı sıktı.

"Özgürsün artık. Nasıl hissediyorsun?"

Yukarı, gökyüzüne baktım.

"Her şeyin rengi daha canlı gibi sanki."

Kahkaha attı Niki. Yanağımdan öptü suluca. "Iy." dedim yanağımı koluma silerken ama gülümsüyordum. Böyle şeyleri yanlış anlamayacak kadar mükemmel bir ilişkimiz vardı.

Okulun sokağından çıkacaktık ki, karşımıza Dami çıktı. Jay'in eski nişanlısı, yani.

Hepimiz donakaldık. Şu anda görmeyi en az beklediğimiz kişiyle karşılaşmıştık sonuçta. Olaylar çözüldükten sonra sırra kadem basmıştı bu kız, neden şimdi ortaya çıkmıştı ki?

Jungwon'un önüne kadar gelip doksan derece eğildi. "Özür dilerim!" dedi resmi bir dil kullanarak. Jungwon ne yapacağını şaşırmıştı.

"Ne yaptığını san-" Jay lafına başlamıştı ki Jungwon tarafından susturuldu.

"Dami'ydi, değil mi? Önemli değil, kalkabilirsin. Bundan sonra hayatını dürüst ve iyi yaşa yeter."

Kız gözleri dolu dolu kafasını salladıktan sonra gözden kayboldu. Jay gülümseyip "İyi kalpli sevgilim benim." diye fısıldayarak Jungwon'un saçlarından öptü. Hepimiz şoku atlattıktan sonra marketin yolunu tuttuk.

Aburcubur ve içecekleri doldurduktan sonra eve döndük, televizyonu karaoke moduna alıp şarkı söyledik ve dans ettik. Yemek yedik, eğlendik, konuştuk. Gecenin geç vakti olunca bizde kalmaları için teklif sundum, onlar da kabul ettiler. Jay  Jungwon'un odasında kalıyordu, biz Niki'yle kalıyorduk. Oturma odasındaki koltukları da Heeseung ve Jake - Sunghoon ikilisi için ayarlamıştık. İki tane koltuğumuz olduğundan Jake ve Sunghoon aynı koltukta yatmak zorunda kalacaktı. Sabah Jake'i sıkıştıracağımıza dair bakışlarımızla anlaşma yaptık Jungwon'la. Herkes odalarına dağıldı.

İlk ben yattım yatağa, sonra da sevgilim. Arkamdan sarıldı her zaman yaptığı gibi, belimde birleştirdiği ellerini okşadım. Sevildiğimi en küçük zerreme kadar hissettiriyordu. Minnettardım.

"Seni seviyorum." diye fısıldadı kulağıma düşüncelerimi duymuş gibi. Gülümsedim. Arkamı dönüp ben de ona sarıldım.

"Ben de seni, sevgilim. Hem de çok çok çok çok."








bitti??!?!?!!???

uzun bi seruven oldu sayilir bu fic, en basta changlixti bu arada shwkdbkqndkw sonra oy birligiyle (ben, arkadasim ve benjm diger 3 kisilik) sunki olmasi karari aldik

yani icime sindi mi diye sorarsanjz pek sinmedi, bosluklar hatalar eksikler istedigim gibi yazamadigim yerler coktu. yine de sevdiginiz ve okudugunuz icin cok tesekkur ederim!!!!! hepiniz iyi ki varsiniz!!!!!! ♥

baska ficlerde gorusmek uuuzeeeerreeee✌️✌️✌️

bad idea, sunki ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin