o n s e k i z !

361 43 76
                                    

"Nasıl?" diyebilmiştim sadece. Gerçi görmek çok da imkansız değildi, Jake'in ne zaman dikkati dağılsa gözleri Sunghoon'un üstünde oluyordu. O gün, dans odasında da Hoon'u izlerken yakalamıştım onu. Çok açıktı ama insan yine de şaşırıyordu işte. Üzülmüştüm Jake'e, öyle oyuncu ve her şeyle dalga geçen bir aptaldan hoşlanmak zor olmalıydı.

Jungwon'un pörtlemiş gözlerine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp dinlemeye başladım.

"Kanka şimdi ben biricik sevgilime bakmaya gittim tamam mı. Endişelendim çünkü, film bitene kadar gelmediler ya. Sonra tam balkona çıkacaktım ki baktım aralık bırakmışlar, önemli bir şey konuşuyorlarsa bölmeyeyim diye bir dinleyeyim dedim. Ne duyayım dersin? Jay diyor ki, ondan olmaz kanka, Hoon biseksüel bile değil. Vazgeç bu sevdadan dedi çocuğa. Çok şaşırdım ya! Benim sevgilim de normalde bu kadar karamsar bakmaz ama... Harbiden oluru yok herhalde. Sunghoon nasıl gay değil ya? Çok gay vibe'ı vermiyor mu?"

Ardı ardına sorduğu alakasız sorular beni tekrar güldürürken koluma vurup sinirli ifadesini takındı.

"Ben burada bir şey anlatıyorum tek yaptığın gülmek ya! Neresi komik bunun?"

"Ben öngörmüştüm." dedim usulca. "Belli ediyordu."

Jungwon tekrar şokla ağzını kapattı. Gözlerimi devirdim. "Nasıl bana söylemezsin!" diye cırladı olabildiğince sessiz bir şekilde. Koluna vurdum.

"Sakın belli edeyim deme Jungwon. Yolarım seni."

Yukarı çıkan Niki ikimizi fısıldaşırken görünce tek kaşını kaldırdı.

"Kaç dakika oldu gideli. Ne ayak? Ne çeviriyorsunuz yine?"

Ne saçmalıyordu bu?

"Tabii Nikicim, biz her konuştuğumuzda bir şeyler çeviriyor oluyoruz. Şerefsize bak."

Jungwon sinirle söylenip Niki'ye alınmış bir şekilde baktı ve omzuna çarparak geçti, aşağı indi.

Onu izledikten sonra gözleri benim üstümde olan Niki'ye çevirdim bakışlarımı.

"Bu tripleri sadece bana yaparsan kurtulabilirsin, Niki. Jungwon, en yakın arkadaşın dahil başkaları benim kadar sabırlı davranmayacak. Etrafında kimse kalmadan önce kendine çekidüzen ver."

Sadece kendisi mi ağır konuşabiliyor zannediyordu? Öyleyse gösterirdim.

Ama başı öne eğildi.

Yüz ifadem anında yumuşamıştı. İçim acıdı, bıçak saplanmışçasına. Benim Niki'ye olan sertliğim bu kadar sürebiliyordu. Yine de, ne olursa olsun, başını öne eğmesini sevmiyordum. Yenilgiyi kabul etmesini sevmiyordum işte.

Yanına gittim ve elimi omzuna koydum.

"Her zaman yanında olacak birinden tavsiye alırken yenilmiş görünmene gerek yok, bal. Buradayım. Sen her ne kadar öyle görmesen de..."

Hafiften gülümser gibi oldu, sonra ani bir hareketle kollarını belime sardı. Şaşkınlığı üzerimden atınca ben de kollarımı sardım geniş sırtına. Daha da sıkılaştırdı belimdeki tutuşunu, gece yaptığı aklıma gelmişti. Gece durdurmasaydım, ne yapacaktı?

Şimdi ne yapacaktı?

Saçlarımı boynumdan çekti, geriye doğru attı okşayarak. Başını boyun girintime soktu.

"En yakınım olan sadece Jungwon değil, Sunoo..." diye fısıldadı. "Kalbimin, zihnimin ortasında, en yakınında..." Nefesini içimde hissettim. Sesinin titreşimi kalbimi delip geçti.

"Kimin olduğunu biliyorsun."

Nefes alamıyordum. Kalp atışları hangimizin, anlayamıyordum.

Hareket ettiğini anlayınca kaskatı kesildim. Ne yapacaktı? Ne tepki vermeliydim?

bad idea, sunki ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin