Kendimi hiç bir zaman saçma bir durumun içinde bulmamışken şuan çok aptal bir durumdaydım.
kendimi geri çektiğimde gözlerimi kaçırdım. tahirin ayağa kalktığını gördüğümde yüzüne bakamıyordum.
bu nasıl saçma sapan bir şey olabilirdi ki yanlışlıkla adamın dudaklarından öpmüştüm.
"ben sana yemek getireyim "diyerek odadan çıktığında elimi kızarmış yanaklarıma koydum.
"aptal kuzey aptal kuzey "dedim kendi kendime rezil olmuştum hem de mahçup olmuştum.
biraz sonra tahir elinde bir tepsi çorba ile geldiğinde yanıma oturduğunda ona bakamıyordum.
"bunu iç içini ısınır "dediğinde "teşekkür ederim "dedim elimi havaya kaldırdığımda canım acıdı yüzümü buruşturdum.
"ne oldu "dediğinde bana bakıyordu. "yok sadece biraz canım acıyor "dediğimde "sen kıpırdama o zaman bekle "diyerek kaşığı çorbanın içine daldırarak yüzüme doğru yaklaştırdığında gözlerine baktım.
"aç ağzını bakayım "dediğinde ağzımı yavaşça açtım. çorbayı içtiğimde boğazımdan geçen sıcak tat ile tuhaf ama güzel hissettim.
"sen yorulma ben içerim bundan sonra "dediğimde yalandan kaşlarını çattı. "ne yorulacağım hadi ikinci kaşık geliyor kocaman aç ağzını "dediğinde buruk bir gülümseme ile ona baktım. bana tebessüm ederek bakıyordu.
ne kadar ısrar etsem de çorbayı kendisi yedirdiğinde kendimi yaşayamadığım hiç bilmediğim çocuk gibi hissettim.
bu bana hem yabancı hem de çok güzel geldi. yemekten sonra tahir arkadaşının yanına kapıya çıktığında sobanın önüne biraz ısınmaya çalıştım.
buraya geldiğimizde üstümdeki kıyafetleri çıkartmış tahirin bana verdiği kendi kıyafetlerden giymiştim. biraz büyük olsalar da sıcak tutuyordular.
akşam olduğunda içerde bunaldığım odadan çıkarak kapıyı açtığımda tahirin kapıda oturduğunu gördüm. kapıyı açtığımı gördüğünde bana baktı.
"dur üşüyeceksin bekle orada "dediğinde durdum. bana doğru gelerek yanımdan geçtiğinde gözlerimi yere indirdim.
vestiyelden getirdiği montu giydiğimde birlikte kapının önünde oturduk yan yana.
"hiç kaçmayı denemedin mi "diyen yanımdaki bedene baktım.
"kaç kez denediğimi ben bile hatırlamıyorum "dedim. gözlerime baktı sonra efkarlı bir nefes verdi.
"bir insan bunu nasıl yapar aklım almıyor "dediğinde dudaklarımda acı bir tebessüm oluştu.
"ona sorsan sevgisinden aşkından yapmışım der "dediğimde elini taş mermere vurdu.
"sikerim böyle aşkı da onu da "dediğinde ona bakıyordum. gözleri bana döndü.
"affedersin "dediğinde önüme döndüm. insan ne kadar bencil bir varlıktır ki hep kendi menfati uğuruna yapmayacağı şey yoktu.
"canın çok yanıyor mu "dediğinde gözlerine baktım. kendimi çok kötü hissediyordum. gözlerim doldu. ama buna rağmen gülümsedim.
"canımın yanmasının ne önemi vardı ki insan acıya da alışıyor "dediğimde gözlerimden yaşların aktığını hisettiğimde dudaklarım titredi. yüzünü buruşturarak beni kendisine çektiğinde başımı göğüsüne yaslayarak sessizce ağladım.
"insan nasıl alışır ki acıya insan her şeyi alışır ama acıya nasıl alışır aklım almıyor "dediğinde gözlerimi yumdum.
ağlayışlarım iç çekişlere döndüğünde gözlerim kapalı bir şekilde başımı tahirin göğüsüne yaslı bir şekilde dururken kolları ile beni sarmıştı.
"keşke yaşadıklarının alabilseydim senden "diyen sesini duydum. uyuduğumu sanıyordu.
"bunca acıyı senden alabilseydim bunların hiç birini bu dünya da en çok sen hak etmiyorsun "dediğinde daha çok sığındım. keşke içimdeki bu acıyı sökebilseydim.
***************************************************************************************
ABİ BUNLAR ÇOK TATLI DEĞİLLER Mİ YA ŞUNLARA BAKIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ TAHİR-BXB
Teen Fiction|TAMAMLANDI| Karadeniz serisi karasu ailesi Trabzon'un hatta Karadeniz'in en saygı gösterilen biridir. Tahir karasu kendi namı ile deli Tahir zeki laz damarına basıldığında kurşuna kafa tutan cesur bir adamdır. Kuzey ise babası tarafından başka bir...