Mutlu sonların masallarda olduğunu asla bilmezdim. bana masal anlatan ne beni seven bir babam vardı ne de beni koruyacak bir annem.ben mutlu sonların olduğunu, mucizelerin gerçekleşeceğini karadeniz adamından öğreniştim. deli tahir bana mucizelerin gerçekleşeceğini göstermişti.
"aliye abla biz ne yapıyoruz ya "dediğimde bana bakan kadın gülümseyerek bana bakıyordu.
"işte seni hazırlıyoruz kuzey daha ne istiyorsun "dediğinde aynadaki yansımama baktım.
"abla bu fazla olmadı mı "dediğimde üstümde bir gömlek ve siyah bir kumaş pantolon beyaz spor ayakkabılar vardı. gömleğin yaka kısmından bir kaç düğme açmış zincir bir gümüş kolye takmıştı.
"oy nenem neyi abartılı olmuş ki aksine çok yakuşukli oldun oy benim uşağuma "dediğinde ona altan bir şekilde güldüm. o da güldü.
elini omuzuma vurarak "tahirin dibi düşecek saa oy yengeniz kurban olsun "dediğinde gözlerimi kaçırdım. utanmıştım.
"aliye kızım hadi nerde kaldınız "diye aşağıda bağıran idris abinin sesini duyduğumuzda aliye abla göz devirerek elini saçına götürerek arkaya attı.
"bu ayı da bir sabretmedi gitti ayucuk "dediğinde gülümsemesi sakladım fakat aliye abla saklamadan güldüğünde ben de güldüm.
"hadi inelim aşağı bunlar daha fazla dayanamayacaklar "dediğinde kapıyı açtı. "benim ayucuğa ne oluyorsa "dedi. birlikte odadan çıkarak merdivenlerden aşağı indiğimizde "aliye nerde kaldınız "diye bağıran idris abiye "geldik patladun mi idris "diye karşılık verdi aliye abla.
salondan içeri girdiğimizde masada oturan idris abi ikizler ve tahire baktığımda tahirin gözleri gözlerimde takıldı. masadakiler bana öylece bakarken hayal kırıklığı ile aliye ablaya baktım.
"sana demiştim abla beğenmeyecekler diye "dediğimde ikizlerden ahmet "beğenmemek mi çok yakışıklı olmuşsun enişte "dediğinde yanındaki mehmet onun ensesine bir tane geçirdi.
"enişte ne lan "dediğinde gülümsememi saklamaya çalıştım. "çok yakışıklı olmuşsun koçum "diyen idris abiye gülümsedim. tahire baktığımda bana hala ayni ifade ile baktığını gördüm.
"tahir nasıl buldun "diyen aliye ablaya "efendim "diye karşılık verdi tahir. gülümsedim. aliye abla bana gülümseyerek baktı.
"bundan daha iyi bir cevap olamaz "dediğinde idris abi ayağa kalktı. "hayde daha fazla oyalanmadan siz çıkın "dediğinde tahir ayağa kalkarak yanıma geldi.
elimi tutuğunda ona bakıyordum. birlikte evden çıktığımızda arkamızdan aliye abla "iyi eğlenceler "dediğinde ona gülümsedim.
birlikte arabaya bindiğimizde tahir bana döndü. "kuzeyim "diyen tahire baktım. "çok güzel olmuşsun "dedi elimi tutarak üstüne dudakların dokundurdu.
"tahir "dediğimde bana gülümseyerek bakıyordu. "sen utandın mı kurban olduğum "dediğinde gözlerimi kaçırdım.
"senin canını yerim kurban olsun bu tahir kulun sana "dediğinde "tahir yapma "dediğimde "tamam tamam "dedi arabayı çalıştırarak evden çıktığımızda şehir merkezindeki restoranta kadar sohbet ederek geldik.
garson beyin yönlendirmesi ile iki kişilik masamıza geçtiğimizde restorant çok şık ve güzel bir yere benziyordu.
"kuzeyim ne oldu "diye bana bakan tahire baktım. "bir şey mi oldu?"diye sorduğunda ona başımı iki yana sallayarak baktım.
"hayır sadece...daha önce hiç böyle bir yere bu kıyafetler ile gelmedim "dediğimde elimi tutu.
"sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyorum "dediğimde "kim sana bakıyormuş he "dediğinde ona gülümseyerek baktım.
"tahir ya "diyerek ona altan altan baktığımda gözlerini benden ayırmıyordu. "o kadar güzelsin ki benim gözümden kendine baksan ne demek istediğimi anlarsın "dediğinde ona gülümseyerek baktım.
"sen ne kadar güzel bir adamsın"dediğimde bu itirafım karşısında gülümsedi. elimi tutup üstüne bir buse kondurdu.
"asıl güzel olan sensin deli tahirin kuzeyi "dediğinde ona utanarak baktım.
yemeklerimiz geldiğinde sohbet ederek yemeğimiz yediğimizde harika bir akşam geçiriyordum.
restorantan el ele çıkarken tahirin anlattıklarına gülüyordum. asker arkadaşı emrah ile birlikte komik anılarını anlatıyordu.
arabaya binerek on dakika sonra eve geldiğimizde arabadan inerek eve girdiğimizde her yer karanlıktı galiba herkes uyumuştu.
birlikte sessiz adımlar ile merdivenlerden yukarı çıkarak odamıza girdiğimizde tahir ceketini çıkarttığında ona bakıyordum.
bende üstümdeki ceketimi çıkarttığımda arkamdan belime sarılan adamın bedenine yasladığımda dudaklarını boynuma bastırdığını hissettiğimde gözlerimi kapattım.
"tahir "dediğimde onun dokunuşları bana çok iyi hissettiriyordu. yaralarıma şifa oluyormuş gibi hissediyordum.
"kuzeyim"diyerek beni kendisine çevirdiğinde ona bakıyordum. "hırçın sevdiğim "dediğinde yüzüme yaklaştığında ona hevesle bakıyordum. dudaklarımız bir yangın gibi birleştiğinde ona acemice karşılık verdim.
gecenin devamı karadenize düşen bir yangın gibi bedenlerimize düştüğünde ruhum onun nefesi ile can buldu.
o bana nefes olmuştu bense ona hasret olmuştum.
******************************************************************************************
SMUT BÖLÜM YAZABİLİRDİM AMA BU KURGUYA GİTMEZDİ YA ONUN İÇİN YAZMADIM BU ARADA SONRAKİ BÖLÜM FİNAL. DELİ TAHİRE VE KUZEYE VEDA EDİYORUZ. BAHSETTİĞİM AKSİYONU YAZMAKTAN VAZGEÇTİM YOKSA KURGUNUN UCU BOK BİR YOLA ÇIKARDI EMİN OLUN HİÇ TOPARLAYAMAZDIM. ONUN İÇİN BÖYLE OLMAK ZORUNDA KALDI. SİZ NASIL BULDUNUZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ TAHİR-BXB
Teen Fiction|TAMAMLANDI| Karadeniz serisi karasu ailesi Trabzon'un hatta Karadeniz'in en saygı gösterilen biridir. Tahir karasu kendi namı ile deli Tahir zeki laz damarına basıldığında kurşuna kafa tutan cesur bir adamdır. Kuzey ise babası tarafından başka bir...