İnsan ruhuna yabancı olabilir mudi? ya da kendini bir daha asla sevmeyeceğini düşünebilir miydi?
içimde öyle büyük bir boşluk vardı ki sanki bu beden bana ait değildi. ruhum benim ruhum değildi.
bu hayat benim değildi. insan yaptıkları ile yaşar bu hayatı diyormuş insanlar peki ben on yedi yaşında kendi halinde bir çocuk olarak ne yapmış olabilirdim ki bir canavarın merhametsiz bir adamın eline düştüm?
işte hayat ile o anda kopuyoruz. hayat insana istemediği ya da hak etmediği yükü verir. onun için adalet ya haklı haksız fark etmez.
bir kumar masası gibidir. şanslı olan masadan karlı bir şekilde ayrılırken şansız olan ise kaybettikleri ile üzülüp durur.
aradan geçen iki gün daha geçmişti. karnımdaki yaram daha hızlı iyileşiyordu. sadece yaradan kalan izler kalmıştı o kadar.
tıpkı benim ruhumda kalan izler gibi. derin bir nefes alarak mutfaktaki bulaşıkları yıkarken tahir mutfak kapsının önünde belirdi.
"sen niye yerinde durmuyorsun yine "dediğinde ona baktım. "ne yapayım öyle boş boş oturunca kendimi işe yaramaz gibi hissediyorum "dedim. bana kaşlarını yalandan çattı.
"saçma sapan şeyler düşünme işe yaramaz falan değilsin tepemi de attırma "dediğinde ona bakıyordum.
"sen kendi kendine sinirleniyorsun ben bir şey yapmıyorum "dediğimde kaşlarını havaya kaldırarak bana yaklaştığında sırtımı tezgaha çevirdim.
"öyle mi ben kendi kendime mi sinirleniyorum"dediğinde başımı sallayarak ona baktım. aramızdaki mesafeyi kapattığında uzun boylu olduğu için boyum onun omuzuna geliyordu. başımı biraz havaya kaldırdığımda göz göze geldik.
bir kaç saniye öylece birbirimize bakarken tahir iç çekerek "oyyy nenem oyyy"dediğinde ona şaşkınca bakıyordum.
"nenen mi "dediğimde gülümsedi. "merak ediyorum da gerçekten göründüğün gibi saf mısın yoksa numara mı yapıyorsun anlamıyorum "dediğinde gözlerine bakıyordum.
"ben saf falan değilim ayrıca ne için numara yapacağım "dediğimde gülümsemesi büyüdü.
"sen numara yapmıyorsun bunu biliyorum "dediğinde ona bakıyordum. neden bana bu kadar şefkatli bakıyordu ki ben hiç bir zaman bu duyguyu hissetmedim ki çok garip geldi.
"saf ta değilsin sen temiz yüreklisin "dediğinde gözlerimi gözlerinden kaçırdım.
konuşmadım cevap vermedim. tahir boğazını temizleyerek "birazdan ahmet gelecek bizim ikizlerden bir saat kadar dışarda işim var istediğin bir şey var mı "dediğinde başımı iki yana salladım.
"emin misin "dediğinde yine başımı salladım. "tamam o zaman kapıyı ahmeten başka kimseye açma bir durum olursa sehpanın üstünde bir telefon var sana almıştım numaram içinde beni ara "dediğinde "hiç gerek yoktu "dedim. "gerek vardı ne zaman kendini düşüneceksin merak ediyorum "dediğinde sessiz kaldım.
"ben çıkıyorum "dediğinde onu kapıya kadar geçirdikten sonra içeri girdim. tahirin aldığı telefonu biraz kurcaladıktan sonra yarım saat içinde tahirin kardeşi ahmet gelmişti.
onu içeri buyur ettiğimde kapıda duracağını söyledi ısrar ile bende pek karşı çıkmadım.
aradan geçen yirmi dakika sonra içerden bir ses geldiğinde mutfaktaydım. herhalde tahir gelmiştir.
mutfaktan çıkarak sobanın olduğu odaya girdiğimde kimse yoktu. birden burnuma dayatılan bez ile çırpınırken bedenimdeki gücün çekildiğin hissettim.
"yine kavuştuk bak aşkım "diyen adamın sesi bulanıklaşırken bilincimi kaybettim.
***********************************************************************************
BU ADAM PSİKOPATA BAĞLADI ABİ BU NASIL BİR MANYAKLIKTIR LAN.KAFAYI YEMİŞ RUH HASTASI.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ TAHİR-BXB
Teen Fiction|TAMAMLANDI| Karadeniz serisi karasu ailesi Trabzon'un hatta Karadeniz'in en saygı gösterilen biridir. Tahir karasu kendi namı ile deli Tahir zeki laz damarına basıldığında kurşuna kafa tutan cesur bir adamdır. Kuzey ise babası tarafından başka bir...