Benim kalbimde hiç dinmeyen yaralar vardı. bana acı veren değil bana bir ömür boyu zarar verecek izlerdi onlar.
yaşadıklarımı nasıl ruhumdan silebilirdim ki bilmiyordum. ben bu zamana kadar bütün yaralarımı kendi kendime sarmış bir insandım. kimsenin bana dönüp bakmazdı. yaralarımı görmezdi.
ama o gece, tahir onların geldiği gece tahir bana bakmıştı. yaralarımı görmüştü. benim yaralarımı bu sefer ben değil başkası benim için sarıyordu.
insanın yanına birinin olması ona güvenebileceği bir kişinin olması kadar güzel bir şey var mıydı?
elimdeki bulaşıkları yıkadıktan sonra odaya geçtiğimde ayağım biraz sızlıyordu. tahir merhem almak için dışarı çıkmıştı.
benden biraz olsun boş durmamak için evi toparlamış düzelmiştim. yanan sobaya baktığımda hala yandığını gördüm. bir kaç küçük çubuk attığımda hafif yanmaya başlamıştı. gülümsedim.
birden kapı sert bir şekilde çaldığında yavaşça kapıya doğru giderken dışardan bazı kadın sesleri geliyordu.
"çık dışarı seni gidi namusuz orospu "diye bağıran kadınların seslerini duyunca kapıya vurmaya devam ettiler.
kapıyı açıp açmamak arasında gidip gelirken tahir giderken kapıyı ne olursa olsun açmamamı söylemişti.
"erkekleri ayartan bir orospuyu istemiyoruz geri dön o namert yuvana "diye bağırarak kapıya vuran kadınların sesi beni korkuturken bir kaç adım geriye gittim.
bunlarda kimdi benden ne istiyorlardı. birden içerdeki camın kırılma sesi ile çığlık atarak kulaklarımı kapattığımda yere eğilmiştim.
"mendebur kafir "diye bağıran kadınların sesi daha çok çıkarken gözlerim doldu. ben onlara ne yapmıştım ki onlar bunu yapıyordu bana?
bir kaç dakika sonra "ne oluyor burada "diye bağıran tahirin sesini duyduğumda çömeldiğim yerden kalktım. yavaşça kapıya doğru giderken "tahir oğlum sana yakıştı mı "diyen bir kadının sesini duydum.
"ne bana yakıştı mı siz burada ne yapıyorsunuz bu camın hali ne "diye bağıran tahirin sesini duyuyordum.
"o mendebur oğlanı korumak sana yakışıyor mu "diyen başka kadının sesi ile gözlerim doldu.
"bana bakın söyledikleriniz kulaklarınız duysun size ne lan size , siz kim oluyorsunuz da ha şimdi elimden bir kaza çıkmadan siktir olup gidin buradan "diye konuşan tahir ile kadınların sesi gelmiyordu.
"sana hiç yakışmadı tahir "diyen bir kaç kadının sesini duyuyordum. kapıyı yavaşça açtığımda gözleri bana dönen tahir beni gördüğünde içeri girerek yüzümü avucuna aldı.
"iyi misin kuzey bir yerine bir şey oldu mu "dediğinde endişeliydi. başımı iki yana salladım.
"benden ne istiyorlar onlar ben onlara ne yaptım "dediğimde tahir beni kendisine çekip sarıldığında gözümden bir damla yaş düştü.
"deli tahirden belaları istiyorlar çatlak karılar "dediğinde gözlerimi kapattım.
hava kararmıştı akşam yemeğinden sonra odada otururken pencereden dışarı bakıyordum. tahir camı yaptırmıştı.
ama bugün yaşadığım olay yüzünden biraz gergindim. benim onlara bir zararım dokunmamıştı neden bunu yapıyorlardı ki? beni burada da istemiyorlardı. bu düşünce gözlerimin dolmasına neden oldu.
odaya giren tahir yanıma geçip oturduğunda bana baktı. "kuzey "dediğinde ona bakmadım. çenemi tutan parmakları ile yüzümü yüzüne çevirdiğinde kaşlarını çattı.
"ne oldu ki senin bu boncuk gözlerin doldu "dediğinde çenemi bırakmıştı. "hiç bir şey "dedim. bana bakmaya devam etti.
"merak etme sen kimse artık seni rahatsız edemeyecek "dediğinde ona baktım.
"bu nereye kadar devam edecek tahir "dediğimde gözlerime baktı. "sonuna kadar "dediğinde başımı iki yana salladım.
"buna izin vermezler tahir "dediğimde gözlerime kararlı bir şekilde baktı.
"onlardan izin isteyen kim ben deli tahirim deli tahir "dediğinde ona yapma der gibi baktım.
"sana gel göğüsüme sığ yarim dersem gelir misin "diye konuşan tahire baktığımda acı bir tebessüm oluştu dudaklarımda.
"tahir "dediğimde başını kucağıma koydu. gözlerime baktı. gözlerimdeki yaşlardan bir tanesi yanaklarımdan firar ettiğinde elini kaldırarak serçe parmağı ile yaşımı sildi.
"ben senin tek bir gözyaşın için karadenizi yakarım ama sen ağladığında benim içimin yandığını bilmez misin "dediğinde ona baktım.
elimdeki saçlarını okşarken bana bakıyordu. "beni bu zamana kadar kimse görmedi kimse sormadı kimse duymadı kimse istemedi."dediğimde yutkundum. dolu gözlerim ile tahire baktım.
"sen nasıl bir adamsın tahir sen benim yaralarıma şifa olabiliyorsun "dediğimde dudaklarını bileğime bastırdı.
"sen nasıl bir denizsin ki sana bakmaya dolamıyorum sen onu söyle "dediğinde acı içinde gülümsedim.
**************************************************************************************
EVET KURGUNUN GİDİŞATINI NASIL BULDUNUZ. KURGU KAFAMDAKİ İLE AYNI BÖYLE DEVAM EDİYOR YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ TAHİR-BXB
Teen Fiction|TAMAMLANDI| Karadeniz serisi karasu ailesi Trabzon'un hatta Karadeniz'in en saygı gösterilen biridir. Tahir karasu kendi namı ile deli Tahir zeki laz damarına basıldığında kurşuna kafa tutan cesur bir adamdır. Kuzey ise babası tarafından başka bir...