"Kuzeeeeyy"diye bağıran serhatın sesini duyduğumda tahire baktım. hamaktan inerek arka bahçeden ön bahçeye geçip kapının önüne geldiğimizde elindeki silahı havaya bir kaç kez ateş eden serhat ve kapının önündeki adamları vardı. bana ve tahire bakıyordu serhat.
"bizi tebrik etmeye mi geldiniz "diye alay eden tahir serhata bakarken serhat öfkeli bir şekilde tahire bakıyordu.
"senin celladın olmaya geldim karasu "dediğinde gözleri bana dokundu. "bunu bana nasıl yaparsın "dediğinde gözlerime bakıyordu. yüzünü buruşturdu.
"o adamda olan bende olmayan ne var "diye bağırdığında yutkundum. tahir elimi sıktığında serhatın gözlerine bakıyordum.
"merhameti vicdanı "dediğimde gözlerime acı bir şekilde bakıyordu. "en önemlisi o bir insan senin aksine zorla yanında alıkoyup vurmuyor "dediğimde gözlerim doldu.
"bırak yakamı artık bu insanlara bulaşma "dediğinde silahı bana doğrulttuğunda tahir benim önüme geçmeye çalıştı ama buna izin vermedim. bir kaç adım öne çıkarak "beni gerçekten öldürebileceğini mi sanıyorsun "dediğimde gözlerime ağlamaktan kırmızıya dönmüş gözleri ile baktım. elli titriyordu.
"beni öldüremezsin sen "dediğimde gözlerine bakıyordum. başım dik bir şekilde bir zamanlar korktuğum ama şimdi zere kadar korkmadığım canavarımın gözlerine bakıyordum
"haklısın "dediğinde acı çeken bir ses ile bunu söylemişti. "seni ne yaparsam yapayım öldüremem "dediğinde ona bakıyordum.
12 SAAT ÖNCE...
"Dön bakalım şöyle bana doğru "diyen aliye ablaya döndüğümde bana gülümseyerek bakıyordu.
"çok güzel oldun kuzey "dediğinde tebessüm ettim. üstümde beyaz bir gömlek siyah pantolon vardı. gömleğin üstüne siyah yeleği giymiştim.
"güzel oldu mu gerçekten "diye heyecanlandığımda aliye abla elimi tutu.
"senin bu tatlı heyecanını yesinler çok güzel oldun "dediğinde karşımdaki kadına gülümsedim.
"kuzey senin ne yaşadığını tahir daha önceden bana anlatmıştı fakat fırsatım olmadı ben de daha yeni geldin trabzona ama idris adına senden özür diliyorum "dediğinde başımı iki yana salladım.
"yok estağfurullah ben asıl "dediğimde sözümü keserek "sen doğru olanı yaptın ayrıca bize yük olduğun falan yok bak sonra külahları değişiriz bak "dediğinde başımı salladım gülümseyerek.
"kuzey içerde misin "kapının arkasından bağıran tahir ile aliye abla gülümseyerek kapıyı açtığında bana bakan tahir ile göz göze geldim.
"uşağın ağzı açık kaldi kapat o ağzini sinek kaçacak "diyen aliye abla bana göz kırpıp odadan çıktığında tahir bana doğru yaklaştı.
"kuzey "dediğinde ona bakıyordum. "efendim "dedim."bu sen misin "dediğinde başımı salladım.
"neden ki güzel olmamış mı "dediğimde gülümseyerek bana baktı.
"aklımı başımdan aldın imansızın oğlu "dediğinde gülümseyerek ona baktım. elini bana uzattığında elini tutum.
birlikte merdivenlerden aşağı indiğimizde bahçeye kurulan nikah masasına geçerken etrafta bir kaç tanımadığım misafirler idris abi ikizler ve bize gülümseyerek bakan aliye abla.
nikah memuru merasimi başlattığında biraz telaşlıydım. nikah merasimi biterken tahir beni misafirlerle tanıştırdı.
idris abi yanımıza geldiğinde bana bakıyordu. "hayırlı olsun Allah mıradına erdirsin "dediğinde tahire baktı. tahir kulağıma yaklaştı.
"ben şimdi gelirim "dediğinde yanımdan ayrıldığında idris abi ile yalnız kalmıştık.
"kuzey "diyen idris abiye baktım." ben senden özür dilerim "dediğinde ona bakıyordum. şaşırdım. "bunu yapmamalıydım biliyorum ama kardeşimi düşünmek zorundaydım o an fakat tahir haklıydı benim kapıma gelen Allahın misafirini gönderemem bana yakışmaz "dediğinde tebessüm ettim.
"önemli değil benim için "dediğimde "önemli öyle deme sen bunu hak etmiyorsun senin yaşadıkların kolay değil bundan sonra beni abin olarak bil ne zaman zorda kalırsan bana geleceksin idris abine "dediğinde gülümsedim. gülümsedi. idris abi kötü bir adam değildi. aksine çok iyi biriydi.
"oyyy bensiz gırgır şamata yapıyorsunuz he "diye yanımıza gelen aliye abla ve tahir yanıma gelerek elimi tutuğunda idris abi karısını kolunun altına aldı.
yavaş yavaş gün kendini geçeye bırakırken bahçedeki hamakta oturmuş başımı tahirin omuzuna koymuştum.
"kuzey "dediğinde "hım"dedim. "pişman değilsin demi evlendiğimize "dediğinde başımı kaldırarak ona baktım.
"deli misin ben neden pişman olayım tahir "dediğimde bana bakıyordu. "hatta hayatımda hiç pişmanlık duymayacağım tek karar olabilir "dediğimde gülümsüyordum. beni kendisine çekip sardığında onun göğüsüne sarıldım.
"tahirin kuzeyi seni verene kurban olurum "dediğinde başımın üstünü öptüğünde içim bir hoş olmuştu.
"Kuzeeeeyy"diye bağıran serhatın sesini duyduğumda tahire baktım. hamaktan inerek arka bahçeden ön bahçeye geçip kapının önüne geldiğimizde elindeki silahı havaya bir kaç kez ateş eden serhat ve kapının önündeki adamları vardı. bana ve tahire bakıyordu serhat.
"bizi tebrik etmeye mi geldiniz "diye alay eden tahir serhata bakarken serhat öfkeli bir şekilde tahire bakıyordu.
"senin celladın olmaya geldim karasu "dediğinde gözleri bana dokundu. "bunu bana nasıl yaparsın "dediğinde gözlerime bakıyordu. yüzünü buruşturdu.
"o adamda olan bende olmayan ne var "diye bağırdığında yutkundum. tahir elimi sıktığında serhatın gözlerine bakıyordum.
"merhameti vicdanı "dediğimde gözlerime acı bir şekilde bakıyordu. "en önemlisi o bir insan senin aksine zorla yanında alıkoyup vurmuyor "dediğimde gözlerim doldu.
"bırak yakamı artık bu insanlara bulaşma "dediğinde silahı bana doğrulttuğunda tahir benim önüme geçmeye çalıştı ama buna izin vermedim. bir kaç adım öne çıkarak "beni gerçekten öldürebileceğini mi sanıyorsun "dediğimde gözlerime ağlamaktan kırmızıya dönmüş gözleri ile baktım. elli titriyordu.
"beni öldüremezsin sen "dediğimde gözlerine bakıyordum. başım dik bir şekilde bir zamanlar korktuğum ama şimdi zere kadar korkmadığım canavarımın gözlerine bakıyordum
"haklısın "dediğinde acı çeken bir ses ile bunu söylemişti. "seni ne yaparsam yapayım öldüremem "dediğinde ona bakıyordum.
"ama onu öldürebilirim "dediğinde silahı tahire çevirdiğinde "yapma "diye bağırdığımda psikopat bir şekilde gülümsedi.
"sana demiştim tahir benim yönümü çalarsan senin yönsüz bırakırım "dediğinde parmağı tetiğe gitti. kendimi tahirin önüne attığımda silahın ateş etme sesi kulaklarımda yankılandı. daha sonra bedenimde hissettiğim acı ile bedenimi tutan tahir "kuzeey "diye bağırışını duyduğumda gözlerim kapandı. bilincimi kaybettim.
**************************************************************************************
DİZİ TADINDA BİR BÖLÜM OLDU YORUM YAPMAYINI GEVERTİRİM BAK O KADAR YAZDIM DÜZENLEDİM. YORUM LAN YORUM ŞEREFSİZ OLMAYIN BU KADAR YA.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ TAHİR-BXB
Teen Fiction|TAMAMLANDI| Karadeniz serisi karasu ailesi Trabzon'un hatta Karadeniz'in en saygı gösterilen biridir. Tahir karasu kendi namı ile deli Tahir zeki laz damarına basıldığında kurşuna kafa tutan cesur bir adamdır. Kuzey ise babası tarafından başka bir...