KURTARILMA

896 46 7
                                    


TAHİRDEN.

İnsan dediğin varlık bütün mükemmel özelikleri ile diğer canlılardan ayıran şey Allahın verdiği salim akıl değil miydi?

bizleri onlardan ayıran düşünebilme iradeye sahip olma yetimiz değil miydi? o zaman bu kavga bu şiddet niye? 

ben bu dünyada haksızlığı anlamıyordum hepimiz en kadim yaratıcımız olan rabbimiz tarafından aynı şekilde etten ve kemikten yaratılmadık mı? yaratıldık. o zaman bu rekabet bu şiddet niye niye.

gönlü ve merhameti bol rabbimin insanın kabine koyduğu merhametten daha üstün ne vardı ki bu dünya da.

ama insan oğlu fıtratından kördür. o gözünün önündeki ile yetinmez daha fazlasını ister. bu da onun sonunu getirir.

merhameti her zaman kalbimde eksik etmemiş biri olarak insanlara hoş görülü davranmayı onlara yardım etmeyi kendime hep bir borç olarak görürdüm. bir farzdı benim için.

sonuçta bu fani dünyada hepimiz yaratanımız tarafından kusurlu bedenlere hapsedilmedik mi kalbimizde ve fikrimizde onun fısıltısı yok muydu? vardı. bizler onun bize verdiği bu ruhu bu bedeni yine onun emirleri ile yerine getirmek ile mükelleftik.

araba yaylanın içine girdiğinde yan koltuktaki kutuya bir bakıl attım. kuzeye yaş pasta almıştım. pasta sever miydi bilmiyordum ama almak istemiştim.

onun yaşadıkları merhamet vicdan sahibi olan her  insanın canını yakıyordu. dört yıldır bir eve zorla hapsedilmek ve bir şerefsizin uyguladığı şiddet insanın kanını donduruyordu.

o pislik herifi düşündükçe kanımdaki öfke giderek artıyordu. gözlerimi yoldan ayırmadım. onun da zamanı vardı. elbet ona bu yaptıklarının bedelini ödetecektim bunu yapmadan da izin vermeyecektim bu kadar kolay gitmesine.

araba evin önünde durduğunda yerde yatan ahmeti görünce kaşlarım çatıldı. hemen aradan inerek ahmetin yanına gittim. dizlerimin üstüne çökerek kardeşimi uyandırmaya çalıştım.

"ahmet ahmet uyan uyan oğlum "dediğimde yanağına bir kaç tokat atmıştım. gözlerini açan kardeşim başını tutarak yüzünü buruşturduğunda "tahir abi "dediğinde gözlerim açık olan kapıya gitti.

kuzey. Allah kahretsin! yerden kalkarak içeri girdiğimde deli gibi etrafa bakıyordum. "kuzey "diye bağırdım ama yoktu. kafayı yiyecektim neredeydi bu çocuk.

dışarı çıktığımda ahmet kendine gelmişti. "kuzey nerde fatih kim yaptı sana bunu "dediğimde yutkunarak bana baktı.

"abi valla bilmiyorum ben burada duruyordum sonra aşağı indiğimde birisi başıma vurdu bayılmışım "dediğinde dişlerimi sıktım. kimin yaptığı belliydi.

o şerefsizi gebertecektim. sert soluklar alarak gözlerimi ahmete çevirdiğimde başını eğmişti.

cebimden çıkarttığım telefonu idris abimi arayarak kulağıma götürdüm.

"alo tahir "dediğini duydum hattın ucundan. "abi yardımına ihtiyacım var."dedim. 


KUZEYDEN.

Gözlerimi yorgun bir şekilde açtığımda üstünde oturduğum sandalyeye bağlı ellerim ve kollarım ile birlikte boş bir odadaydım. neredeydim ben? buraya nasıl gelmiştim.

"kimse yok mu "diye bağırarak hareket etmeye başladım ama nafileydi. olmuyordu. derin bir nefes verdiğimde biraz sonra kapı açıldı ve içeri o girdi.

DELİ TAHİR-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin