HORON

395 24 0
                                    


Acı hatıraları en güzel sevgi silermiş, ruhtaki korkunç izleri sevdiğinin sana olan sevgi dolu bakışları yok edermiş.

ben buna tahir ile inanmıştım. o bana öyle bir bakıyordu ki kendimi dünyanın en özel insanı gibi hissediyordum.

"geçmiş olsun "diyen hemşire tahire bakıp gülümserken tahir bana bakıyordu. kanımdaki tuhaf bir his  ile hemşireye kaşlarımı çatarak baktığımda tahirin ona bakmadığını gördüğünde yüzü asılarak gitti.

"niye kaşlarını çattın öyle "diyen tahire baktım. "sakın anlamadım deme "dediğimde kaşları havalandı.

"neyi "diyerek munzir bir ifade ile gülümsediğinde ona kaşlarımı çattım. "tahir "dediğimde elini uzatarak elimi tutup üstünü öptü.

"sen beni kıskanmanı yerum "dediğinde ona kötü kötü baktım." bakıyorum hoşuna gitti "dediğimde trip atar gibi yüzümü çevirdiğimde sırıtması büyüdü.

"nasıl hoşuma gitmez ki senin tribini yerim "diyen adama baktım. ona göz süzdüm. bunları aliye abladan öğrenmiştim. sonuçta bir haftadır evde yatıyordum.  aliye abla ile çok iyi anlaşmıştık. çok içten samimi bir kadındı.

"yesene "dediğimde bana doğru yaklaşarak elimi sıktı. "oy kuzey oy "diye içli içli konuştuğunda gülümsedim. o da bana bakıp gülümsedi.

birlikte hastaneden çıktığımızda dikişlerimi son kez aldırmak için gelmiştik.

"bu arada akşam düğüne gidiyoruz "diyen tahire anlamayarak baktığımda bana çevirdi gözlerini.

"ne düğünü "diye sorduğumda "benim tertip emrah evleniyor davet etti gitmesek ayıp olur "dediğinde başımı salladım.

arabaya bindiğimizde arabayı çalıştırarak hastaneden çıktığımızda sohbet ederek eve geldiğimizde tahir beni eve bırakıp abisinin yanına işe gittiğinde bende aliye ablanın yanına gittim.


SERHATTAN...

genç adam koltuğunda oturmuş bir şekilde karşısındaki asistana  bakarken genç kadın elindeki dosyaları serhatta uzattı.

"serhat bey benden istediğiniz dosyalar bunlar karasuların dokümanları "dediğinde serhat başını sallayarak "sen çıkabilirsin "dedi. genç kadın odadan çıktığında serhat gözlerini karasu ailesinin iş raporlarına bir kaç hafta önceki katıldıkları ihalelere göz gezdirdi.

"şimdi çıranızı yaktım karasular "dediğinde "benden kuzeyi almanın bedelini ödeteceğim "dediğinde sinsice gülümsedi.


KUZEYDEN...

üstümdeki beyaz gömlek ve siyah pantolon ile birlikte giydiğim palto ile tahir ile birlikte kol kola evden çıktığımızda tahir bana bakıp gülümsedi.

"benim aklımı başımdan almak için bu geceyi mi buldun "dediğinde ona bakıp gülümsedim.

"kuru iftira "dedim ama ikimizde aliye ablanın bana bu taktiğini verdiğini bildiğimizi biliyorduk.

"öyle olsun bakalım "beni kolunun altına alarak başımın üstünü öptüğünde gülümsedim.

birlikte arabaya bindiğimizde yirmi dakika sonra kendimizi  merkezden biraz uzak ama fazla uzak olmayan büyük bir düğün salonuna geldiğimizde arabadan inerek içeri girdik.

bizi karşılayan büyükler ile direk damat ve gelinin yanına gittiğimizde hayırlı olsun dileklerimizi ileterek boş bir masaya geçip oturduk. 

damat ve gelinin dans gösterisi bittiğinde biraz sonra bir horon şarkısı çaldığında tahire baktım.

"tahir "dediğimde bana baktı "efendim "dediğinde ayağa kalktım. üstümdeki paltoyu çıkarttığımda tahir bana bakıyordu.

"karşılıklı horon tepelim mi "dediğimde kaşları havalandı. "sen biliyor musun "dediğinde sesi şaşkın bir şekilde çıkmıştı.

gülümseyerek başımı salladım. "peki o zaman "dediğinde o da ayağa kalktı. pistin ortasında dans eden gelin ve damatın  yanına karşılıklı geçtiğimizde tahire bakıyordum.

"göster bakalım kuzey bey hünerlerini "diyen tahire tek kaşımı kaldırarak iki elimi aliye ablanın gösterdiği gibi kaldırdığımda üç kere sol ayağımı yere vurduğumda "haydeee"diyerek çalan şarkı ile ritmi uyarak kollarımı iki yana hafifçe sallayarak horon tepmeye başladığımda tahir de bana gülümseyerek benim karşımda horon tepiyordu.

ay vurur ayan beyan, geldum kapına yayan
Sen değil misun beni ha bu hallere koyan
Ay dedun aya geldum, sana sevdaya geldum
Rize'den İstanbula, yürüdüm yayan geldum


Ay vurur ayan beyan, geldum kapına yayan
Sen değil misun beni, ha bu hallere koyan
Ay dedun aya geldum, sana sevdaya geldum
Rize'den İstanbula, yürüdüm yayan geldum


"Haaa"diyerek bana gülümseyen tahir ile ellerimizi havada çarpıştırarak oynamaya devam yer değiştirerek oynamaya devam ettiğimizde ikimiz de gülümsüyorduk.

Ya ben anlatamadum, ya sen anlamayisun
Ellere yağmur oldun, bana damlamayisun
Ya ben anlatamadum, ya sen anlamayisun
Ellere yağmur oldun, bana damlamayisun


Ya ben anlatamadum, ya sen anlamayisun
Ellere yağmur oldum, bana damlamayısun
Ya ben anlatamadum, ya sen anlamayisun
Ellere yağmur oldum, bana damlamayısun


şarkı bittiğinde nefes nefese birbirimize bakarken ikimiz de güldük. kollarını açan tahire sarıldığımda kolarını bana sardı.

"sen nasıl bir mucizesin "dediğinde ona baktım. "ben deli tahirin mucizesiyim "dedim. gülümseyerek alnımı öptü.

"ben böyle mucizeye kurban olurum "dedi.


**************************************************************************************

BÖLÜMÜ SIRITARAK YAZMAKTAN ÇENEM AĞRIDI YA YEMİN EDERİM BUNLAR ÇOK TATLILAR AMA AŞKOLAR KUSURA BAKMAYIN SİZİ BİRAZ ÜZECEM TAHİR VE KUZEY SORRY...

BÖLÜM HAKKINDA BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. YORUM YAPMAYAN SİKTİR OLUP GİTSİN.

DELİ TAHİR-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin