1.0

290 35 0
                                    

Minho mutfağı toplama işlerini hallettikten sonra telefonu alıp Chan'ı aradı. Haber vermezse çok kızardı. Hem ona hem de Felix'e.

"Efendim?"

"N'aber? Ne yapıyorsun?"

"İyi, Oturuyorum. Sen ne yapıyorsun?"

"Ben de oturuyorum. Felix burada uyuya kaldı da. Yanında da arkadaşı var. Biraz ağladı Jisung. Şu anda uyuyorlar beraber. İkisi de yorgun düştüler. İstersen uyandırıp getireyim ama Felix uyandığında tekrar uyuyamıyor. İstersen sen gel burada kal." Henüz arkadaş değillerdi ama Chan hem kardeşi hem de kardeşinin arkadaşı için endişelenmişti. Sanırım başka kardeşim daha var diye düşündü.

"İkisi de iyi mi?"

Minho kafasını salladı. "Hmhm."

"Tamam o zaman. Yarın zaten cumartesi kalsınlar sende. Sabah ben gelirim beraber kahvaltı ederiz sonra da eve bırakırım ikisini de." Minho onu onayladı ve görüşürüz faslından sonra telefonu kapattı.

Biraz koltukta yatıp telefonu ile oynamış sonra da yatan ikiliyi izlerken uyuya kalmıştı. Uyandığında saat geç olmuştu. İkilinin rahat olduğundan ve üstlerinin tamamen örtülmüş olduğundan emin olduktan sonra o da kendi odasına ilerleyip yatmıştı. Onun için de yorucuydu bugün.

Chan telefonu kapattığında sadece Seungmin'in numarası olduğundan ona haber vermek istemişti. Belki haberleri vardır diye düşündü. Ne yapsa bilemedi. Biraz karışık ve tuhaf bir durumdu onun için. Sabah Felix ve Jisung haber verirler diye sadece Jisung'un Felix'in yanında ve güvende olduğuyla ilgili kısa bir mesaj atmıştı. Seungmin de teşekkür etmişti.

Normalde Jisung mesaj gruplarını asla sessiz bırakmazdı. Bunu bilen Changbin, Jeongin ve Seungmin'i de endişelendirmişti. Felix de yazmayınca daha da karışmıştı ortalık. Chan yazınca diğer ikisine haber verdi Seungmin. Herkesin içi rahattı. Ne olmuştu ki böyle bir anda?

Sabaha karşı, saat sekiz buçuk, dokuza doğru gelirken ilk uyunan Jisung olmuştu. Yanındaki Felix ona sıkıca satılıyordu bu yüzden kalkmasına pek de imkan yoktu. Çantasını aramak için kafasını kaldırıp etrafa baktı. Dün Felix sırtından almıştı. Göremeyince büyük ihtimalle girişte diye düşündü.

Bu sefer keyfi olarak biraz daha uyumuştu. İlk ayaklanan kişi Minho olmuştu. Kimsenin uyanmaması daha iyiydi. Kahvaltı hazırlayabilirdi.

Tuvalete girip işlerini hallettikten sonra Chan'a hem gelebileceğini haber etmişti hem de gelirken bir şeyler almasını istemişti. Chan da onu onaylamış ve hızlıca duş alıp çıktı evden. Markete uğrayıp Minho'nun istediklerini aldı.

Bu sırada da Jisung ve Felix de uyanmıştı. Felix arkadaşına bakıp iyi olduğundan emin olduktan sonra Minho'nun yanına gitti.

"Günaydın." Sesi oldukça uykulu geliyordu. Sanırım hala uyanamamış diye düşündü Minho.

"Günaydın cik cik. Rahat uyudunuz mu?" Felix tek gözünü ovuştururken kafasını salladı. Minho küçüğünün tatlığına gülerken Jisung da mutfağa girdi.

"Günaydın hyung."

"Günaydın Jisung."

Jisung, Felix'e göre daha da ayıktı. Bu yüzden arkadaşıyla uğraşmak için dibine girmiş onu sinir edecek şeyler yapıyordu.

"Bu arada, dolabım sizin. Gidip üstünüze rahat bir şeyler giyinin. Üzerinizdekileri daha fazla giyerseniz ben cinnet geçireceğim sanırım." İki küçük de son cümleye kıkırdayıp mutfaktan çıkıp Felix'in liderliğinde Minho'nun odasına geçmişti.

start, seungchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin