1.8

174 18 0
                                    

Sabah ilk gözlerini açan Seungmin olmuştu. Yatağından kalkıp tuvalete gitti. İşlerini halledip salona ilerledi. Dün Jeongin işleri ona kitlemişti bir tık. Kahvaltıyı ona hazırlatacaktı.

Yaklaşık bir saat sonra saçı dağılmış şekilde odasından çıkan gence çevirdi kafasını. "Yoruldun herhalde dün. Çok iş yaptın ya."

Kinayeli konuşan büyüğüne ofladı. "Seungmin ya. Daha uyanamadım bile."

Seungmin hafiften güldü. "Tamam tamam. Hadi git elini yüzünü yıka, daha bana kahvaltı hazırlayacaksın."

Tuvalete giderken bağırdı oğlan. "Nefret ediyorum senden Kim Seungmin."

Seungmin zevkle kahkaha atarken Felix ve Chan ikilisi hala uyuyordu.

İlk uyanan Chan'dı. Kardeşinin odasına ilerledi. Uyanmadığını gördü sarı saçlı küçüğün. Ne zaman kalkacağı belli olmayan kardeşi yüzünden kahvaltı hazırlamaktan vazgeçti ve odasına ilerledi tekrar.

Yatağa uzanırken telefonunu eline aldı. Seungmin uyanmış mıydı acaba? Yazsa bir şey olur muydu ki? Denemekten zarar gelmezdi.

Yazdıktan sonra telefonu kapattı hemen. Genç ilk gördüğü andan beri dikkatini çekiyordu. Seungmin'i düşünürken sırıttığını fark ediyordu son zamanlarda. Sonra kendine haline gülüyordu. Normalde böyle durumlarda çok daha cesur olurdu eğer karşıdaki kişinin de duygularından da eminse. Seungmin onu yeni yeni tanıyordu, hemen bir şeyler hissetmesini beklemiyordu ama hissetse güzel olabilirdi diye düşündü. Kardeşinin de yakın arkadaşı olması ise cabasıydı. Umutsuzlanmamak için kafasını salladı ve bir kenara fırlattığı telefonu eline aldı. Kilit ekrandaki isimle gülümsedi, yine.

Günaydın hyungg
Yeni uyandım, Jeongin'in kalkmasını bekliyorum

Acaba mesajlardan daha sık konuşsalar rahatsız olur muydu diye düşündü Chan. Rahatsız gözükmüyordu. Ayrıca eğer öyle bir durum olsa anında cevap vermezdi diye düşündü.

Ben de Lix'i bekliyorum 😞
Yemek yedin mi?

Seungmin'in ağzı kulaklarındaydı. Geçen gün Jeongin'e dediğin gibi "Chan'da bir şeyler vardı" Ne olduğunu henüz anlamamıştı ama hoşuna gidiyordu kendisinden büyük oğlan.

Dün ben yorulduğum için Jeongin hazırlayacak
Keşke benim de aşçı kardeşim olsaydı

İkisi kahvaltıya kadar konu konuyu açmış ve böyle konuşmuşlardı. Öğlen olduğunda ikisi hala konuşuyordu. Felix ve Jeongin ise sürekli büyüklerine ne olduğunu soruyordu fakat bir türlü cevap alamıyorlardı. En son ikisi de durumu salmıştı.

Seungmin arkadaşlarıyla buluşacağını söylediği için artık konuşmayı bırakmaları gerekiyordu. Chan'ın da üzerinde çalışması gereken ses dosyaları vardı ama konuştuğu kişi Seungmin olduğu sürece halletmesi gereken işler bekleyebilirdi.

İkisi de içinde bulundukları durumu bir yandan kabul etmek istiyordu bir yanları da kabul edemiyordu.

Seungmin telefonunu yatağına fırlatıp dolabını açtı. Her zaman gittikleri kafeye gideceklerdi ama bu sefer eline geçeni giymek istemedi. Dolabından bol kot pantolonunu ve üstüne de bir sweat giydi. Havalar soğumaya başladığından bere de takmış istemişti. Kombini hoşuna gidince eşyalarını alıp kapıya ilerledi.

"Jeongin ben çıkıyorum, akşam gelirim."

Jeongin odasından fırladı hemen. "Nereye ya? Benden habersiz plan mı yaptın sen?"

Ayakkabılarını giyerken güldü Seungmin. "Ağlama bebek ekmek, senle de çıkarız."

Omuz silkti. "İyi madem. Dikkatli ol. Bir şey olursa Changbin hyungu ara."

start, seungchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin