Akşam olmuştu artık ve Seungmin'in çok geç olmadan eve gitmesi gerekiyordu.
"Seung, abim seni de bıraksın. Araba sıkış tepiş olmasın diye gelemiyorum ama bu şapşallar seni dışlamaz. Öyle bir şey olursa yaz bana ben hallederim. Kimseden de çekinme, artık arkadaşsınız zaten. Daha da ısınırsınız birbirinize." Seungmin arkadaşının bu düşünceli tavrına tebessüm etmişti. Felix'in ince düşünmesi onu her zaman değerli ve mutlu hissettirirdi.
"Ben eve giderim ya, cidden gerek yok. Yolu biliyorum artık." Felix kafasını salladı ve odasından hırka almaya giden abisine bağırdı.
"Abi Seungmin'i de bırakacaksın!" Hırkasını giyerken odadan çıkmış Chan kardeşine tamam derken Minho ve Hyunjin kapıya yönelmişti bile.
"Her şey için teşekkürler Lix, ayrıca ellerine de sağlık." Hyunjin, Felix'e göz kırpmıştı. Bu hareketle Felix kıkırdamıştı.
"Ne demek, afiyet olsun. Yine gelin." Minho ve Hyunjin küçüklerinin bu haline gülümsemişti. Minho Felix'in saçlarını karıştırdı.
"Geliriz tabi."
Seungmin de Felix'e sarılıp görüşürüz dedikten sonra arabaya ilerlemişti hepsi.
"Ön benim! Ben bineceğim öne!" Hyunjin Minho'ya göz devirip arkaya oturdu.
"Sabah bana kaç yaşına geldin diyen adamla bu adam aynı mı? İnanılmaz gerçekten." Minho arkadaşını duymazdan gelmiş ve ön koltuğa yerleşmişti bile.
Seungmin de arkada, Hyunjin'in yanında yerini aldı ve yola çıktılar.
"İlk önce Hyunjin'i sonra da Minho'yu en son da Seungmin'i bırakacağım. Rotamız bu şekilde gençler. İtirazı olan? Güzel. Herkese iyi yolculuklar o halde." Hyunjin ve Seungmin Chan'a gülerken Minho onu dinlememişti bile.
"Şarkı açacağım!" Heyecanla telefonunu çıkaran Minho'ya yardımcı olmak için arabanın ekranını açmıştı Chan.
"İstek parça yoksa ilk önce kendi istediğimi açacağım." Hyunjin de Seungmin de ona onay verdiğinde telefonu arabaya bağlayıp Disaese açtı. Bağırarak söylemeye başladığı zaman Chan sadece gülüyordu. Arkadan Hyunjin de eşlik etmeye başladığı zaman Seungmin gülmeye başlamıştı.
"Seungmin, nakarat!" Seungmin de bağırarak onlara katılmış ve nakaratı söylemişti.
"Wow, böyle bir harika ses çıkacağını düşünmemiştim." Hyunjin şaşkınlığını dile getirdiğinde Seungmin utanmıştı.
Chan'ın dediği gibi ilk önce Hyunjin'i eve bırakmışlardı ardından da Minho'yu.
"Bay bay!" Minho'ya el sallamış ve kıkırdamıştı. Hyunjin de Minho da çok eğlenceli insanlardı, sevmişti ikisini de.
"Şimdi, bana yaşadığın yeri tarif etmen gerekiyor." Seungmin kafasını salladı.
"İstersen telefonunu ver navigasyona adresimi yazayım hyung. Senin için daha kolay olur."
"Arabadan da olur aslında, hem kaydetmiş olurum. Öne gelmek ister misin? Eğer sıkıntı olmazsa senin için de." Seungmin onu onaylayıp arabadan inip ön tarafa ilerlemiş ve tekrar binmişti.
Arabaya adresini girmişti. Şarkıyı kapatmışlardı, sadece navigasyonun komutları yankılanıyordu arabanın içinde. İkisi için de gerici bir ortamdı. Chan, Seungmin'in konuşmayacağını anladığında kendisi konu açmaya karar verdi.
"Felix'le nasıl tanıştınız? Hep sizi anlatıyor ama nasıl tanıştığınızı anlatmadı hiç." Seungmin gülümsedi, komik bir tanışma hikayeleri vardı.