3- İhbar

1.4K 75 34
                                    

Arkamı dönmeye korkuyordum. İlk günden öldürülmediğim kalmıştı.

Döndüm. Çantamı elinde tutmuş, elini de omzundan sarkıtmıştı. "Yanındakinin ben degil de ceset oldugunu ne zaman anlayacaktın?"

Ne..

Yüz ifademe içimden geçenler yansımış olacak ki biraz yüzümü inceleyip kıkırdadı.
"Şaka yapıyorum, bendim."

Yanıma gelip sınıfın kapısını örttü. Elini omzuma koyup fısıldadı. "Bu kadar şokta kalacağını bilsem demezdim." dedi. "Ya da derdim, şu yüzüne bir bak."

Adi pic.

"Nefret ediyorum senden." Asagıya inmeye basladıgımızda direnecek gücüm kalmamıstı. "Emm, evet genelde insanlar bana bunu der."

Giriş kata indigimizde görevlinin okulu acmaya basladıgını gördüm. O da görmüs olacak ki pic surat ifadesi ciddileşti. Beni sürüklemeye başladığında istedigim tek şey biraz suydu. Bünyem gücsüz kalacakti.

Oh, shit. Here we go again.

Bodruma inmeden önceki katta beni koridorlardan gecirdi. Arka bahceye cıkısı gördügümde sevinmistim. Demek insaflıymıs.

Kantin göz hizama girdiğinde arka cebinden bir anahtar daha cıkarıp kapıya taktı. "Sen öğrenci oldugunda emin misin?"

Dedigim bir anlık gülümseyip beni iceriye gecirdi. Su dolabına ilerleyip bi su aldı. "Bu mudur?" diye sordum.

Kantinden cıkarken arkasını dönüp kaşının birini havaya kaldırdı. "Ne bekliyordun? Çay falan mı?" Omuz silkip kantinden cıktım.

Aceleci bir tavırla kapıyı tekrar kilitleyip tellere yöneldi. Çantamı köşeye bırakıp demirlerin birini sıkıca tuttu ve tırmanmaya basladı. O zaman caktım. Ben?

"Ee ben?" deyiverdim. Siktir. Beni okulda mı bırakacaktı?

"Başının çaresine bak." dedi umursamaz bir sekilde. Çantamı sırtıma alıp tuttuğu demiri tuttuğumda coktan inmeye baslamıstı.

Aynı yere geldik. Ben cıkmaya o inmeye çalışıyordu ancak birbirimize izin vermiyorduk. "Ne yapıyorsun? Yan taraftan cıksana." dedi fısıldayarak.

Hayatımda ilk defa okuldan kacıyordum ve bu marul kafalı dalyarak konusuyor muydu? "Sen yan taraftan inseydin." dedim.

Kaslarını catıp tellerden tamamen indi. Homurdanıyordum.

Yanlıslıkla elim kaydı ve sırt üstü düstüm. Düşmenin etkisiyle attıgım cıglıga kostu. "Siktir, öldün mü?" dedi.

"Evet." diye bagırdım. Görevli de umrumda degildi kantinci de. Okul müdürü de insanlarda. Yakalanmak zaten.

"Kalk hadi. "dedi. Tamam deyip kalktım.

Sik kalktım, nereye kalktım?

"Kolum cıktı sanırım." dedigim esnada tel örgülerden okula atladı. "Başıma bela mısın amına koyayım?" Söylenerek omuzlarımdan tutup kaldırdı. Sırtım dısında bir yerim agrımıyordu.

Kolumda.

Yavas ama aceleci bir sekilde ellerimi demirlere getirdi. Hangilerine tutunacagımı gösterdi. Tırmanmaya basladıgımda etrafı kolacan edip arkamdan geldi.

Sonunda okulun dısında bir yerde oldugum icin mutluydum. Elimdeki sudan bir yudum alıp etrafıma baktım. Sonra ters yöne giden onu gördüm.

Adını hala bilmiyordum.

İcimden bir ses pesinden git dedi, digeriyse evime gidip dinlenmemi söylüyordu.

İlki galip geldi.

bodrumun beş katı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin