Ertesi gün hic bir sey olmamıs gibi okula gidip derslere girdim. Kafamı veremiyordum ama giriyordum. Onu bugün okulda hic görmemistim ve gelmedigini düsünüyordum.
Aptal.
İçimden bir ses bodruma in bak diyordu ama kütüphanenin kilidi olmadan yapamazdım. Yine de asagıya inip bakmak istiyordum. Bunun için beşinci teneffüsü bekledim.
Zil çaldığında gayet normal bir şekilde etrafta on beş dakika dolastım. Giriş zili çalmadan önce ise kimseye belli etmeden lavaboya girdim.
Kızlar girip cıkıp bayık bayık konusuyorlardı. Sonrasında ise zil caldı. Koridordan gelen insan sesleri azaldıgında lavabodan cıkıp tam karsımdaki merdivenden asagıya inmeye basladım.
İndim, indim.
İçimde bir korku vardı. Neyle karsılasacagımı bilmiyordum. Heyecan dizlerimi titretirken karsımda birden onu gördüm.
"Seni bekliyordum." dedi.
Bodrum katta bir yanıp bir sönen ısıgın altındaydı. Merdiven ranzasına sıkıca tutundum. Üst kattan gelen ısıklar da yanıp sönmeye basladıgında bir felaketin esiginde oldugumu anlamıstım.
"Gidelim buradan lütfen." dedim çaresizce.
O an burnundan akan kanı gördüm. Sinsice gülüp parmagıyla kanı sildi. "Önemli bir şey degil, merak etme." dedi.
"Ömer korkuyorum." Yanına inmekle yukarı cıkmak arasında kalmıstım. "Korkma gel." dedi.
Sesi degisik gibiydi.
"Cesedi nereye kaldırdıgımı görmek istemiyor musun?" Basımı hayır anlamında hızlıca salladım. "Gitmek istiyorum, lütfen gidelim."
Ayaklarım oraya mıhlanmıs kalmıs gibiydi. Gidemiyordum. Korkudan aglamak istiyordum ama göz yasım akmıyordu. Neyden korktuğumu bilmiyordum.
"Gidelim dedim seni lanet pislik." Avazım cıktıgı kadar bagırdım. O an ne olduysa oldu. Gözlerimin önünde Ömer'i üstüne yukarıdaki tavan cöktü.
Cıglık attım. Cıglıgım yarıda kesilmis gibiydi.
"Kac derstir uyuyorsun kalk hadi." Basımda duran Elif'e baktım. Gözlerimi ovalayıp derin bir nefes aldım. "Ömer nerede?"
"Ne, Ömer kim?" Sıramdan kalkıp sınıftan cıktım. "Ya da Elif-" Aklıma gelen seyle sınıfa geri döndügümde Elif yoktu. Etrafıma baktım. Sınıf bombos terkedilmis gibiydi.
Kafayı yiyordum sanırım. Sınıftan cıktım ancak koridorda bembeyaz bir hastane duvarıyla karsılacagımı hic tahmin etmemiştim. Üstüme baktım.
Okul forması yerine mavi hastane kıyafeti vardi. Yanıma hızlı hızlı gelen hemsire kollarımdan tutmaya calısınca cıglık atmaya başladım.
"Bırak beni! Ömer nerede?! Elif nerede?"
Uzaktan koşa koşa gelip aglamak üzere olan annemi gördüm. Eliyle agzını kapatıp hıckırdı. "Anne! En son okuldaydım! Anne ne oldu?" Kendimi gücsüz bir sekilde hemsireye bıraktıgımda beni yataga yatırdı.
Annem odaya giremedi. Kapıyı kapattılar.
Sonra söylediler bana, şizofreni hastalığım varmış. Çogu zaman ifadesiz bir şekilde karsıma bakıp dudaklarımı oynatıyormusum. Okula gittigim ilk gün. Yangın cıkarmısım. Nasıl oldugunu kimseye anlatmadan bodruma inip buldugum ilk odaya girmisim. Yangından gelen kötü kokuyu ceset kokusu sanmısım. Sıcaklık ise bedenimde ters tepki yapıp üşümeme neden olmuş.
Beni buldukları gibi ilk hastaneye sonra da buraya getirmisler. Tedavi icin.
Ve Ömer.
O yalvardığım, yakındıgım, beni sürekli tehdit eden o Ömer. Gercek degilmis.
İçimdeki sesi susturmak istemişim, öldürmek istemişim. Onu kurgulamışım. Sonra kafamda onu öldürmüşüm. Bodrumda.
Her sey basladıgı yerde bitmis. Sürekli krizler gecirmisim. Elif..
Belki tahmin edersiniz ama Elif'te gercek degilmis. İçimdeki sürekli bana yardım etmeye calısan sesler. Onu bırak. Ona bakma. Onunla ilgilenme diyen sesler.
Elif uzak durmamı söylemişti. Yapma demişti. Ben yine Ömer'e gitmiştim.
*
amacim böyle ters köse yapip ananizi s*kmekti tsklr.
yok yok şaka
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodrumun beş katı
Mystery / Thrillerutanıyorum Allahıma. okuduktan sonra anlarsınız. Üsüdügümden ona biraz daha yanastim. Ellerimi nereye koysam ısınır diye düsündüm. Bir yer bulamayinca bacaklarımın arasına sıkıstırıp bacaklarimi kendime cektim. Derin bir nefes aldim. Kıvırcık sacl...