"Kim onlar?" dedim. Bana dikkatle bakip önüne döndü. Oflayarak arkama yaslandım. Kollarimi önümde birleştirdim. Şu aralar moralim sadece onu görünce düzelmisti.
Gözlerim yavas yavas kapanmaya basladıgında kendimi tutmayip gözlerimi kapattim.
*
"Anlamıyorsun, yapamam." Bilincim yerine gelmeye basladıgında gözlerim hala kapalıydı. Sadece bir kac ses duyuyordum.
"Yapmak zorundasın." Bir kac yüksek ses.
"Aaah." Ömer'in bagırması ve sonra kısa bir korna sesi. "Yapma, kız uyanacak." Bu da Ezra.
Hakkımda bir seyler konusuyorlar.
"Uyanıp senin pisliklerini ögrenmesini istemezsin. Senden nefret eder." Pislikleri mi?
Ömer sessiz kaldıgında annesi bir kere daha konustu.
"Suan onu sehir dısına götürüyoruz Ömer. Onu ne kadar korumak istesen de en cok zararı sen vereceksin." dedi.
Uzun bir sessizlik oldu. Araba tekrar calısmadan önce Ömer zar zor duydugum kısık bir sesle konustu.
"İstemiyorum, onun hic bir sucu yok."
Araba tekrar calısıp dönüs aldıgında kalbim yerinden cıkacak gibi carpıyordu. Beni sehir dısına götürüyorlardı. Hic tanımadıgım iki insan.
Onlara neden güvenmistim.. Hic bir fikrim yoktu.
Suan sizofreni gecirmeyecek kadar gercek duygularim vardi. Gözlerimi henüz acmamıstım ve actigimda o hastanede olmak istemedigine emindim.
Gözümden bir yas aktı. İki büklüm arka koltukta uzanmıstım. Kimseye belli etmeden agliyordum.
"Merak ediyorum, onu ilk gördügünde de böyle diyor muydun? O zaman gayet güzel bir yemdi degil mi senin icin? Ne oldu Ömer? Etkilendin mi kızdan?"
"Kes sesini."
"Zoruna mı gidiyor oglum? Benim minik bebegim asık mı olmusta bana karsi geliyor."
"Sen de yapmak istemiyorsun."
Derin bir nefes almam gerekliydi. Daralıyordum.
"Evet, ama ikimiz de yapmak zorundayız." dedi Ezra. Göz yaslarım sel oldu. En fazla öldürürlerdi ha? Ölümü tadardım.
Basımı kaldırdım. Şoför koltugunda arabayı süren ve yanında camdan dısarı bakan annesini gördüm.
Ömerle gözlerimiz aynadan kesisti. Büyük ihtimalle kızarmış gözlerim.
"Hani kurallara uymazdın?" dedim. Aklına o saniyeler gelmis gibi gözlerini kacırdı. "Uyanmıssın." dedi.
"Bundan sonraki planın ne? Annenle bir olup beni öldürecek misiniz?" Yüzüme bakmıyordu. Ezra da öyle.
"Cevap ver. Madem bir sözün kölesiydin niye kurallara uymam diye artistlik taslıyordun?" dedim hıckırarak.
Cevap vermedi. Asagıya basımı egdim. Tutunduğum koltuk bile ellerimin arasından kayıyor gibiydi.
"Ömer sana ne diye güvendim." dedim boguk bir sesle. Araba ani fren yaptı. Bedenim arkaya çarpıp geri geldi.
"Niye güvendin?" dedi hayal kırıklığına uğramış bir sesle. "Sen vaat ettin, yanımda olacaksın yazdın! Eger bu sekilde yanımda olacaksan hic olma." dedim.
Son sözümde Ezra'ya bakıp durmus arabanın kapısını acıp indim ve kosmaya basladım.
Ömer aynı sekilde pesimden arabadan inince baslı basına dejavu yasamaya başlamıştım. Kapıyı sert bir sekilde kapatışından öfke boyutunu anlayabiliyordum.
Koşarken ayagımın taşa takılmasıyla düstüm. Bulanık gözlerimden hic bir sey göremezken Ömer gelip hızla kolumdan tuttu.
"Highh." diye uyandıgım sırada Ömer bana saskın bir sekilde bakıyordu. Arabadaydım ve sulanmıs gözlerim birbirine yapıstıgı icin etrafı göremiyordum.
Basımı Ömer'i kucağına koymus uyuyordum ve basımı kaldırdım. "Sen agladın mı?" diye sordu kaslarını catıp.
Nefes nefese kalmıs bir sekilde basımı salladım. "Gel uzan." diyerek beni omuzlarımdan geri cekti. Tekrar kucagına yattıgımda rüya mı görüyordum merak ettim.
"Nereye gidiyoruz?" dedim siyah tisörtünün ucundan tutarak. "Yaklasık yarım saattir uyuyorsun, eve gidiyoruz." dedi.
Elini sacıma koydu ve cok yavas hareketlerle kaydırdı. O kadar huzur dolmustum ki elindeki yüzük bile batmıyordu suan.
Arka koltuga gecmis, benim yanıma, dedi icimden bir ses. Uyuduğum icin.
Kalbimi susturmaya calısıp kucagına kıvrıldım. Hâlâ basını bana egmis saclarimi oksuyordu. Üstünü degismis, simsiyah giyinip üstüne uzun bir hırka almıstı.
Gördüğüm rüyayı düsündüm. Gercek gibiydi. Bu aralar her sey gercek gibi, dedi icimdeki ses. Haklıydı.
"Her seyi anlatmani istiyorum." dedim gözlerimi kaparken.
*
ya uzattıgım tırnaklarımı kestim de başkasının elini kullanıyormusum gibi hissediyorum. bir de telefonu tutmaktan parmaklarim agriyor bu yüzden bölüm kisa olabilir kusura bakmayin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodrumun beş katı
Mystery / Thrillerutanıyorum Allahıma. okuduktan sonra anlarsınız. Üsüdügümden ona biraz daha yanastim. Ellerimi nereye koysam ısınır diye düsündüm. Bir yer bulamayinca bacaklarımın arasına sıkıstırıp bacaklarimi kendime cektim. Derin bir nefes aldim. Kıvırcık sacl...