11- Hırsız

847 52 44
                                    

Uyandığımda karanlık bir odadayım ve büyük ihtimalle burasi onlarin eviydi. Basımı ovusturup geri yattım.

Ben ne ara uyudum ki?

Odaya girilmesiyle kollarımı yataga dayadım ve basımı kaldırdım. Ömer elinde tepsiyle gelip basucumda duran sehpaya koydu.

"Evden kastim burasi degildi." dedim. Evim burasi degil ve olmayacakta. Benim evim yok.

'Ne bu üc sezon cukur mu izledin? Cikolata yok sana demeyi unuttun bu arada. ' diyordu icimdeki alaycı ses.

Susar misin kardesim dram yapiyoruz.

"Neydi kastın? Ne kastettin? Hayır direkt söylemiyorsun da biraz yoruldum bu konuda." dedi. Haklı gibiydi.

"Her seyi en bastan anlat o zaman?" dedim. Kaslarini kaldirip indirdi, umursamaz bi tavir takindi. Ayni 'tabi ya' der gibiydi.

"Oldu o zaman sen bunlari ye, sabah annem alir. İyi geceler."

"Ömer."

"Kim sana dedi ya adim Ömer diye, ne Ömer Ömer?" dedi birden sinirle. İlk defa böyle gibiydi. Yorgunluktan kaynaklı sinirliydi.

"Bana sinirli degilsin bu yüzden bana patlama. Belli ki bir seyler olmus. Ayrica adin bu degilse uyarabilirdin." dedim.

"Ben sinirli degilim dedi." Yataktan kalkıp yanına ilerledim. Yavas adımlarla. Ellerimi boynuna götürüp kollarimi doladim.

"Öyle mi beyefendi?" dedim. Bakıslarına ölüyordum ve suan da tek kası havadaydı. "Öyle."

Gözlerim dudaklarına indiğinde o hâlâ gözlerime bakıyordu. Bense onu yakından inceliyordum. "Peki nasilsin suan?"

"Manipüle etmeye calisma." dedi. Calismiyordum ki direkt ediyordum. Ama ise yariyor gibi degildi.

"Daha kendi aklini toplayamamisken, benim aklima girme." deyip kendini benden uzaklastırdı ve odadan cıktı.

Donup kaldım.

Terk edilmis gibi hissettim. Kendimden tiksinip yataga oturdum. Evet gayet cirkin hareketlerde bulunmustum az önce. Bir daha da yapmazdim.

Umarim.

*
Asagıya inip Ezra'yla günaydınlastım. Kahvaltı icin sofrayı gösterdi ama sabah bir sey yemezdim. "Gecen gün de yemedin bari bugün ye." dedi.

Tam cevap verecekken evden cıktıgını sandıgım Ömer yukarıdan inip kolunu omzuma attı. "Sorun yok. Ben ısmarlarım."

Annesiyle vedalasıp hızlı bir sekilde beni evden cikardi. Soke olmus bir sekilde ona bakarken kolunun altından sıyrıldım.

"Okula gittin sanıyordum." deyip yürümeye basladım ancak kolumdan tuttu. "Yapmıyorsam bir sebebi var." dedi ve beni ters yöne yönlendirdi.

"Nereye ya?" dedim. Hem uykulu hem dünden dolayı mahcuptum. Cocugu resmen etkilemeye calısmıstım abi. Bende oluyor diye onda da olur sanmıstım.

Hisseder sanmıstım. Bir seyler hisseder.

Söylediklerime orali bile olmadan yürümeye basladı. Bir süre arkasından bakıp omuz siktim. Onu takip etmeye basladım.

"İnsanlar seni sapık zannedebilirler. Bu yüzden gel yanımda yürü." dedi. Hangi insanlar kardesim. Bu saatte bizden baska uyanan mı var.

Düsüncelerimi söylemeden yanına gittim. Cok umrumdaydı sanki insanlarin ne dedigi diyecegi. "İnsanlarin ne dedigini önemseseydim aksine cevrende dolanmazdım. "dedim.

Basını bana döndürdü ve anlamaz bakıslar attı. "Neler dediklerini bilmiyor musun? Yapma." dedim.

Gözlerine bir üzüntü çöktü ama yalandan gülümsedi. "İnsanlar konusur. Ama bilip bilmeden."

Tamamm, mevzuyu sıctın, batır.
Aferin bana.

Hic bir sey demeden yanında yürümeye devam ettim. Agzımı acınca salaklasıyordum. Üstüne baktım. Siyah önü acik bir gömlek giymisti. İcinde de daha soluk bir siyah tisört vardi.

Yeni mi? Hayır perwolle yikandi.

Kendi kendime kikirdadim. Bu mafya görünümlü ruh hastasının yanında psikolojim cökmüstü. Ama yine de bebek gibiydim.

"Buyur." dedi.

Kendi kendime düsünmeyi birakip önüme baktım. Beni eve getirmisti. Eski evime.
Kaslarımı catıp ona döndüm. "Burayı nereden biliyorsun?"

"Üzümü ye bagını at." dedi.

Gülecek gibi oldum ama kendimi tuttum. Üzümü ye bagını yok et, bosluktan asagı falan bırak. Bagını yak aga. Kurtul ondan.

Cıklayarak önüme döndüm. Eve giris kapısının önüne geldim. "Ee cok iyi, pencereyi kırıp mı girecegiz?" dedim.

Kapılar kapalı gibiydi de hani.. Yani..

'Ya bi kere de sus' der gibi bakıp cebinden cakı cıkardı. Kapıya dogru götürüp girisini acmaya calıstı.

"Yalnız unuttugun bir sey var, insanlar güpegündüz cakıyla kapı acan komple siyah görünen insanlara bakarsa, hırsız zanneder."

"Ben de onlara senin kapıda kaldıgını ve cilingirci oldugumu söylerim." dedi asagıdan bakıp.

"Her seye de bir cevabin var." diye mırıldandım. Gülümsedi. "Benim düsüncelerimi bana satmasan belki." der demez kapı acıldı.

O an onu dısarıda bırakıp eve girdim. Ayakkabımı giriste soyup hic bir yere dokunmamaya özen gösterdim. Ömer gelip oturma odasındaki koltuga oturana kadar.

"E ne yapıyorsun?" dedim. Bana anlamsız bakıslar attı. "Sahsen katil olmaya gelmedik bu yüzden parmak izi bırakmama gibi bir düsüncem yok, kaldı ki öyle bir sey olsa suan hic bir yere dokunmadım. Kıyafetten insan tanıyamazsın."

Yapay teknoloji bence tanırdı ama suan haklıdı. Kendi evime gelmistim sonucta.
Aklıma annemin gelmesiyle cantamı girise atıp üst kata cıktım. Tam evden cıktıgım gibiydi. Kimse ugramamıs gibiydi.

Korkutucu yanı da buydu. Kimse. Anneme bir sey mi olmustu? Kalbimin agır gelmeye basladıgını hissedip duvarin dibine cöktüm.

Anneme..

Aklıma gelenle yerimden fırladım. Asagıya indim. Hemen önümde oturan Ömer'i gördüm. "Ömer, anneme bir sey olmus olabilir."

*
emrah kos ananı skiyorlar

bodrumun beş katı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin