Gözlerimi actıgımda karsımda sadece bir kac aydır tanıyıp benimsedigim o beden vardı. Bana bakıp ic gecirdi. Olanları hatırlayınca üstümdeki yorganı kenara cekip ayaga kalktım.
"Sen, nasıl bir insansın? Nasıl birisin ya?" diye bagırdım. Bogazım yırtılsa da bagırırdım. Tanımadan güvenirsen böyle olurdu iste..
"Oturur musun lütfen?" deyip belimden tutmaya calıstı. Ellerini itekledim. "Dokunma bana. Dokunma o ellerinle." Gözlerimden düsen bir damla yas elinde nehir olup akarken ben yataga oturup yüzümü kapattım.
"Sana inanmıyorum inanmıyorum, nasıl güvendim.. " Sinirle soludu. "Ben mi dedim güven diye? Ben mi dedim? Hayaller dünyasında yasıyordun. Uyanmanın vakti gelmisti de geciyordu." dedi.
Hıckırıp yüzümü gizledigim ellerimin arasından onu izledim. Önümde oturdugu koltukla bana yaklaştı. "Güvenmeseydin bana. Güvenmeseydin, ben öyle biri degilim cünkü." dedi hece hece yataga vurup. Her vurduğunda ruhum calkalanıyordu.
Aglamaya baslamıstı. "Ben güvenilecek biri degilim, öyle degil mi? Ben senin icin hayal kırıklıgıyım." dedi. Ellerime bakan gözleri gözlerime cıktıgında yutkunamadım.
Gözleri, kırmızı mıydı?
*
Sabah uyandıgımda boynum ve belim agrıyordu. Bu sacma seyin ortasında birde lavaboda uyuyakalmıstım. Yerimden kalkmaya calıssam da olmadi. Oflayıp basımı geriye yasladım.
O an kapının altında duran kagıt parcası dikkatimi cekti. Ne zaman oraya koyulmustu bilmiyordum. Uzanıp elime aldim. Belim kütürdeyince yüzümü buruşturup kagıdı actım.
Özür dilerim.
Seni bunlara katmamalıydım. Ama lütfen, biraz daha dayanıp bana, bize destek olmani istiyorum. Detaylari sana oraya gizlice soktuğum ajan acıklayacak.Özür dilerim...
- Ömer
Gözlerimi kagittan cekip basımı ovdum. Ne sacmalıyordu bu. Ne yazdıgını sonra tekrar okurdum. Kapı kulpuna tutunarak ayaga kalktım. Cıtırdayan belime hic odaklanmadan kapının kilidini acıp disariya cıktım.
Gözüme giren günesle oflayıp elimi siper ettim. "Matmazel, günaydınlar efendim." diye bir ses duydugumda irkildim. Tam karsımda günesimi kesen biri vardı.
"Sen kimsin ya?" dedim catlamıs sesimle karsımda duran sarısın erkege. Hizmetli kıyafeti olduguna göre babam? Peh.
"Efendim bendiniz, Mayordomo Oscar." dedi önümde egilerek. Egildigi icin günes bir daha vurmustu ama olsundu. İspanyol aksanından belli oluyordu buralı olmadıgı.
"Hangisi adın?" Dedim. Şaşırmış gibiydi. Öksürdü. "Öhm, Oscar, efendim." deyiverdi.
Söyle bir baktım. Efendim deyip deyip eziyet etmeleri damarıma dokunuyordu. "O ak sakallı dede nerede?" dedim. Anlamamısa benzeyen bir surat ifadesi vardı.
"Damyan nerede Damyan? Daltonlar nerede? Dede diyorum." dedim yanından gecip merdivenlerden inerken. Arkamdan kostururken mırıldandı.
"Ah, siz seyi diyor. Efendi Damian." dedi.
Yok yüce honos.
"Evet nerede o, evde mi?" diye sordum arkamı dönüp. Benimle beraber durup derin bir nefes aldı. "Hayır, notu aldıgınızı görebiliyorum." dedi.
Not mu? Not. Ne notu???
' Detaylari sana oraya gizlice soktuğum ajan acıklayacak.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodrumun beş katı
Mystery / Thrillerutanıyorum Allahıma. okuduktan sonra anlarsınız. Üsüdügümden ona biraz daha yanastim. Ellerimi nereye koysam ısınır diye düsündüm. Bir yer bulamayinca bacaklarımın arasına sıkıstırıp bacaklarimi kendime cektim. Derin bir nefes aldim. Kıvırcık sacl...