O günden sonra hastanede üc gece daha gecirmistim. Gece yarısı su icmek icin kalktıgımda karsımda oturan Ömer'i gördüm.
Gözlerime inanamadım. Basını asagıya dogru egmis, karsıma bir sandalye cekmis oturuyordu. Korkup damagımı sıklattım ve hemen gözlerimi kapattım.
"Geçecek geçecek geçecek." Kendi kendimi ikna etmeye calısırken bir ses duydum; "Geçmeyecek."
"Sus." diye bagırdım. Sonra o konustu. "Seni kandırıyorlar."
Hayır. O bir hayal ürünü. O bir hayal ürünü.
"Sen gercek degilsin." deyip elimdeki cam bardagı üstüne fırlattım. "Sikeyim, psikopat!"
Gözlerimi hafifce actigimda karsımda elinden kan damlayan Ömer'i gördüm. Gercek miydi?
"Sen gercek misin?" dedim elimde olmadan kekeleyerek. "Yok ev ciniyim, birazdan giderim." dedi.
"Dalga gecme pic. Gercek degilsin hayır."
"İyi ben gidiyorum o zaman." deyip kapıya yöneldi. Üstündeki deri ceketin fermuarına kadar ayırt edebiliyordum. Gercek gibiydi.
Ceseti de gercek sandın. Elif'i de gercek sandın. Ceset senin koluna düstü gercek sandın hepsini.
"Gidiyorum ama bak?" Bir eliyle kapı kulunu tutmus diger elinin isaret parmagıyla kapıyı gösteriyordu.
"Bir gelsene." dedim. Emin olamıyordum.
Yanıma kadar geldi. "Egil." dedim. "Haşa, ne haddime." Gözlerimi devirdim. "Egil Ömer."
Yüzüme dogru egildiginde ay ısıgının vurdugu gözlerine baktım. Derince bir nefes aldim. Yabani bitkilerin arasında acmıs cicek kokusu. "Benden payını aldıysan?" diye sordu.
"Kalk üstümden kalk ya! Kesin yine bir şeyler görüyorum ben." dedim. İyice sinir olmuşa benziyordu. Gülümsedim.
"Ömer. "
O da gülümsemişti. Gözlerim yavas yavas kapanırken 'hayır' dedim kendi kendime. Hayır..
"Ömer, Ömer."
"Deminden beri sayıklıyor." Sözlerini duydugumda gözlerimi actım. Basımda dikilen hemşireye baktım. Hayır hayır.
Bu sefer komodinin üstündeki su bardagına baktım. Hayır hayır hayır. İnanmıştım. Cidden burada sanmıştım. Gözlerimden gelen yaslara engel olamadım.
Burada sanmıstım. Kokusunu aldım...
*
Uyandığımda icimde bir bosluk hissediyordum. Varlığını özlemistim. Yanımda dursun istiyordum. Benimle alaycı bir sekilde konussun. O günden sonra cogu kez rüyama gelsin istedim. Bir kere daha göreyim. Bir kere daha yalnızca.
Yaklasık yirmi bes gün gecmisti.
Ne rüyamda gördüm ne gercekte. Sanırım Ömer gidiyordu. Benden uzak bir yerlere.
Pencereden giren ısıga sinir olup kalktım. Sabah birakip gittikleri tepsiye baktım. Umrumda degildi. Dokunmadan kalkıp acık saclarima toka tutturdum. Perdeyi cekip yatagıma geri oturdum.
Canım ne dısarı cıkmak istiyordu ne su icmek ne de nefes almak. Uzanmak, kalkmak her sey sıkıcı geliyordu. Basımı yastıga geri koydum ve bacaklarımı uzattım.
Basımı cevirip tepsiye baktım. "Lanet hastane yemekleri midemi bulandiriyor."
Derken tepsinin altında kalmıs bir parca kagıt dikkatimi cekti. Katlanmıs. Bu bir nottu. Adım kadar emindim.
Tepsiyi itip notu aldım. Ellerim titreye titreye actım. Degisik bir yazı vardı. Onun yazmıs olabilecegini düsündüm.
İcimde bir seyler hareketlendi.
Naber basımın belasi?
Aa ben mi, idare ediyorum. Sey diyecektim ya, hastane yemeklerinde fareler icin olan bir sey var. Tahmin edersin, zehir gibi. Bu yüzden sakın yeme.Bu uyarıyı yaptıgıma göre, umarım iyisindir ve bu eline ulasmıstır. Sahnemiz yarım kaldi ama gelen ayak seslerini duyunca seni orada öylece birakip gitmek zorunda kaldım. Yoksa ister miydim sen tam bana asık olurken gitmek :D
Tamam dalga geçiyorum. Bu arada biraktigin hasar icin sagol :)
En kısa zamanda benimle olacaksın, endiselenme.
Gercek oldugunda inanamadıgın kadar mükemmel biri -
Gözlerimdeki yaşlara engel olamadım.
"Egoist pic."*
medya bunu okurkenki haliniz olsun mu??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodrumun beş katı
Mystery / Thrillerutanıyorum Allahıma. okuduktan sonra anlarsınız. Üsüdügümden ona biraz daha yanastim. Ellerimi nereye koysam ısınır diye düsündüm. Bir yer bulamayinca bacaklarımın arasına sıkıstırıp bacaklarimi kendime cektim. Derin bir nefes aldim. Kıvırcık sacl...